Akşener ‘ben haklı çıktım’ demek için siyasete mola verdi

Akşener keşke siyasete veda edebilse. En azından ülkede kendi hatalarının sonucuna katlanan bir siyasetçi görmüş oluruz. Müsavat Dervişoğlu'nu seçtirmek için uğraşan Akşener'in vedasının süresini Dervişoğlu'nun siyasi becerisi belirleyecek...

Meral Akşener’in partisine veda konuşmasında kullandığı dil, kendisinin siyasi hayatını nasıl bitirdiğini hala anlamadığını net bir şekilde gösterdi. Konuşmasında siyasi hayatının kısa bir özetini geçti ve kendisinin öngörülerinin hep doğru çıktığını örneklerle anlatmaya çalıştı.

28 Şubat’tan başladığı siyasi hayatını 31 Mart seçimlerinde bitirdi. 28 Şubat’ta millete posta koyanlara direnen Akşener‘in, 31 Mart’ta ise parti tabanının ve milletin taleplerini görmezden geldiği için siyasette veda etmesi de ayrı bir ironi olsa gerek. “Akşener siyasete gerçekten veda etti mi?” sorusuna ‘kısa bir mola verdi’ cevabını vermek daha doğru olur.

Akşener’nin siyasi karnesini şöyle çıkartabiliriz:

Akşener’in bu süreçte yaptığı iki doğru hareket var: Birincisi İYİ Parti’yi kurması, ikincisi CHP ile 2019 seçimlerinde ittifak yapması. İYİ Parti projesi Akşener’in siyaset bilmezliği ile başarısızlığa mahkum edildi.

Akşener bu süreçte kritik üç yanlış yaptı. İYİ Parti’yi kurduktan sonra yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimde Abdullah Gül’ün adaylığını engelleyerek Erdoğan’ın önünü açtı. Altılı masadan kalkarak Erdoğan’a seçimi ikinci kez hediye etmiş oldu. 31 Mart seçimlerine ‘hür ve bağımsız’ girme kararı ise en büyük yanlışı oldu.

MERKEZ SAĞ OLMAYA ÇALIŞMADI

MHP’nin kopyası olmak yerine Özal’ın ANAP’ı ve Demirel’in DYP’si gibi renkli olmayı tercih etmedi. Bu iki partinin özelliği toplumun bütün kesimlerini içinde barındırmasıydı. Halkın her kesimine bu yolla rahatlıkla ulaşabiliyorlardı. İYİ Parti’nin kuruluş sürecinin kadrosundaki tek düzelik küçük takviyeler haricinde hep aynı kaldı. Parti tabanının tavandaki temsil oranı güçlü olmadığı için Akşener ve ekibinin siyaseti milliyetçi reflekslerle okumasına yol açtı ve sonuçta merkeze doğru büyümek yerine MHP’den ve Zafer Partisi’nden oy alma hesabı yapan, CHP içindeki ulusalcı ekibi kendisine çekmeye çalışan bir siyasete mahkum oldu. Ve başarılı olamadı.

İYİ Parti’ye oy veren tabanı iyi analiz edebilse bu kitlenin MHP’li milliyetçilerden çok ciddi oranda ayrıştığını görecekti. Tavandaki tek düzelik yerel seçim öncesi ittifak oluşumunu da engelledi. Akşener’in CHP ile yerel seçimlerde ittifak yapmamasını isteyen ekibin tamamının Akşener’in kendi eliyle seçtiği MHP kökenli isimler olması da işin başka bir ironik boyutu olsa gerek. Akşener’in siyasi intiharını aynı düşünce dünyasına sahip kadro birlikte almış oldu. Farklı düşünce dünyasından insanların parti yönetiminde fazla olması durumunda yerel seçimlerde ittifaksız girilmesinin kapısı kapanır ve Akşener’in seçmene ‘zırlama’ diyecek kadar ileri giden ifadelerine izin vermezdi. Burada Türk siyasetinin zaafı devreye girdi. Genel başkan delegeleri, delegeler ise genel başkanı seçiyor.

PARTİNİN KRİK KONUMUNU HEP YANLIŞ OKUDU

Akşener’in ikinci hatası 2019 yerel seçimlerindeki İYİ Parti’nin katkısını hep abarttı ve partisinin siyasetten vazgeçilmez olduğuna inandı. Partinin vazgeçilmez olmasından ziyade siyasi yelpazede temsil oranını genişlemeye odaklanmadı. Parti olarak kullandığı söylemle merkeze doğru bir kaç adım atma girişiminde bulunsa bile hemen geri döndü. Ülkenin can yakıcı sorunlarına AKP ve MHP gözüyle bakmayı tercih etti. Ülkedeki Kürt sorununa, KHK’lılara, Gülen cemaatine bakışında güvenlikçi bakış açışını baştan kabul etti. KHK kelimesini ağzına almaktan korktu, Kürt meselesinden uzak durdu, ülkedeki ayrımcılığı, ötekileştirmeyi görmedi. Eskaza gördüğünde ise mağdurlar arasında ayrım yaptı.

HAKLI ÇIKMAK DEĞİL, DOĞRU YERDE DURMAK ÖNEMLİ

Akşener, kendisini her zaman haklı gören siyaset dilinin halkta hiçbir karşılığının olmadığını ve zaman zaman tepkiyle karşılandığını görmek istemedi. Bu dilini ‘siyasete veda’ (siyasete mola) konuşmasında bile kullandı. 28 Şubat’ta askere diklenerek halkın yanında duran Akşener, tek adam rejiminde halka ‘zırlama’ ifadesini kullanmaktan çekinmedi. Seçimde aldığı sonuçlardan sonra genel başkanlıklan çekilmek zorunda kaldı. Destek verdiği Müsavat Dervişoğlu’nu partiye genel başkan seçtirdi. Parti yeniden Akşener’in dönüşüne hazır hale getirildiğinde tabandan gelen talep üzerine (!) bıraktığı koltuğuna dönecektir muhtemelen.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Akşener keşke siyasete veda edebilse. En azından ülkede kendi hatalarının sonucuna katlanan bir siyasetçi görmüş oluruz.

Müsavat Dervişoğlu’un seçtirmek için uğraşan Akşener’in vedasının süresini Dervişoğlu’nun siyasi becerisi belirleyecek.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com