Karanlık yılların derin ismi Meral Akşener: ‘Asena’nın doğuşu ve çöküşü…

Özel harp uzmanı Teoman Koman'ın "öğrencisi", Tansu Çiller'in "gözde" yol arkadaşı, Çatlı-Çakıcı-Bucak üçlüsünün "dostu"... Siyasi hayatı tartışmalarla dolu, karanlık yılların derin ismi Meral Akşener, İYİ Parti liderliğinden gerçekten çekiliyor mu? Her türlü yanıt, Türk siyasetinin Asena’sı için bir çöküşe işaret ediyor.

Dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener

Türkiye yerel seçimleri geride bırakırken siyasette büyük dönüşümlerin yaşanacağı bir sürece girildi. AKP’nin tarihinde ilk kez büyük bir hezimet yaşayarak ikinci parti konumuna düştüğü seçimlerin kuşkusuz en büyük kaybedenlerinden biri de İYİ Parti oldu. Siyasi tarihi açısından henüz çok kısa bir ömrü olan İYİ Parti, cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde altılı masadaki duruşunu yenilginin ardından bozdu ve yerel seçimlere “hür” ve “müstakil” olarak girme kararı aldı. “Türk siyasetinin Asena”sı olarak nitelendirilen Meral Akşener için çöküş süreci de böylece başladı. Partide yerel seçimlere tek başına girme kararı ve Akşener’in “evlatlarım” dediği Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a muhalefet etmesi tepkilere neden oldu. Yerel seçimlerde çok düşük bir oy alınması sonrasında da fatura Akşener’e kesildi ve “istifa et” çağrılarının hedefine oturdu.

Beklenen oldu ve Akşener, 27 Nisan’da yapılacak seçimli olağanüstü kurultayda aday olmayacağını açıkladı. Akşener’in bu çıkışı siyasete veda gibi okunsa da daha önce aday olmayacağını açıklayıp yeniden partinin başına geçmesi hatırlandığında onun için yolun sonu mu, yoksa yeni bir rüzgara yelken mi açacağı henüz bilinmiyor. Zira, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tıpkı “Bu son seçimim” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Ayrılamazsın” deyişiyle, Akşener’e “Partinin başından gidemezsin” demesi, siyasetin dizayn edilmesinde ‘Asena’ya duyulan ihtiyacı gösteriyor…

“AKŞENER, ERDOĞAN İLE DİRSEK TEMASINDAYDI” İDDİASI

Tam da Bahçeli’nin Akşener’e çağrı yaptığı günlerde İYİ Parti’den ayrılmış bir isim olan Aytun Çıray’ın Akşener’in AKP’ye çalıştığı yönündeki iddiası patlayıverdi.

Çıray “Meral Akşener, Recep Tayyip Erdoğan ile dirsek temasındaydı ve 6’lı masadan planlı olarak kalktı” diyerek Akşener-Erdoğan ilişkisini ortaya attı.

Gazeteci Timur Soykan’ın “Recep Tayyip Erdoğan, Meral Akşener ile gizli bir müzakerede bulundu. İYİ Parti’nin bu kadar kritik bir görev almasının önüne geçerek birlikte engel oldular. Türkiye siyasetini şekillendirdiler mi?” sorusu üzerine ise Çıray, şu yanıtı verdi: “Ben böyle bir analiz yapıyorum…”

Yine bu süreçte MHP’nin İYİ Parti’nin içine müdahale ederek 27 Nisan’da yapılacak kurultayı erteletmeye çalıştığı iddiaları ortaya çıktı. İYİ Parti genel başkan adayı ve grup başkanı Koray Aydın’a göre bazı vekil ile il başkanları olağanüstü kurultayı iptal ettirmeye çalışıyor.

Türkiye’nin ilk ve tek kadın bakanı olan Meral Akşener için ise bu kez gerçekten liderlik sayfası kapanıyor mu?

28 Şubat’a karşı direnişini her zaman pazarlayan, Susurluk skandalını temizlemesi için bakanlığa getirilen, bir dönem Tansu Çiller’in en yakını, derin devletin sembol mafya isimlerinden Abdullah Çatlı ve Alaattin Çakıcı ile yakın ilişkileri olan, AKP’nin kuruluş sürecinde Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile birlikte yol yürüyen, Devlet Bahçeli’ye bayrak kaldıran, altılı masa krizi çıkartan Türk siyasetinin Asena’sı Meral Akşener’in siyasi kulvarları her zaman tartışmalarla dolu oldu…

GENÇLİK YILLARINDA BİR ÜLKÜCÜ

Meral Akşener, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunu. Üniversite yıllarında MHP’nin gençlik örgütü Ülkü Ocakları’nda aktif görev aldı. Doktora sonrası ise çeşitli üniversitelerde dersler verdi. Ağabeyinin MHP İl Başkanı olması nedeniyle parti siyaseti ile yakından ilgilendi.

Akşener, aktif siyasete 1994 yerel seçimlerinde Doğru Yol Partisi (DYP) Kocaeli Büyükşehir başkan adayı olarak başladı. Seçimi kazanamadı. Ancak 90’lı yılların karanlık isimlerinden dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in en güvendiği kişilerden biri oldu. Başbakan ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, bizzat kendi kurduğu ve başkanı olduğu “Zübeyde Hanım Şehit Analarını Koruma Vakfı”nda Meral Akşener’i yardımcısı yaptı. Akşener daha sonra DYP Kadın Komisyonları Genel Başkanı oldu.

SUSURLUK SKANDALI PATLADI, İÇİŞLERİ BAKANI OLDU

Akşener’in siyasi kariyerindeki yükselişi de böylece başladı. 1995 yılında ilk kez milletvekili seçilen Akşener’in hayatı, Türk siyasi tarihine kara leke olarak geçen 1996’daki Susurluk Skandalı sonrası farklı bir ivme yakaladı.

Susurluk Skandalı’nda derin devletin siyaset, mafya, iş insanı üçgenindeki ilişkileri ortalığa saçılınca dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar istifa etti. Ağar’ın istifası sonrası ise bakanlık koltuğuna siyasette henüz çiçeği burnunda bir isim olan Meral Akşener geçecekti. Akşener böylece Türkiye’nin ilk ve tek kadın bakanı olarak göreve başladı. Akşener’e verilen ilk görev ise “Susurluk Skandalı’nı temizle” olacaktı.

Akşener döneminde her ne kadar bu kapsamda çok sayıda soruşturma yapılsa da Susurluk Skandalı aydınlatılamayan bir Türkiye gerçeği olarak tarihe geçti.

Nasıl aydınlatılacaktı ki?

Kendisine, Türk mitolojisinde önemli rol oynayan efsanevi dişi kurt “Asena” denildi. Bu ismin 12 Eylül öncesi ülkücü hareketteki “kod adı” olduğunu söyleyenler de var, bakanlık yaptığı dönemde ilk kez Özel Harekat polislerinin söylediğini belirtenler de.

ABDULLAH ÇATLI VE ALAATTİN ÇAKICI İLE YAKINDI

Ülkücü hareketin içindeki bir ismin mafya liderleriyle ilişkisinin olmaması düşünülemez. Keza, Akşener de yeraltı dünyasının önemli isimlerinden Abdullah Çatlı ve Alaattin Çakıcı ile olan yakın ilişkileriyle biliniyor.

Susurluk kazasında hayatını kaybeden mafya lideri de Abdullah Çatlı’ydı. Akşener, Abdullah Çatlı ile aynı masada yemek yiyecek kadar samimiydi. Akşener’in ülkücülerin takıldığı bir kahvehanede Abdullah Çatlı ile tanıştığı, hatta, Akşener’in evli olduğu Tuncer Akşener’i de Çatlı’nın tanıştırdığı iddia edilir.

Akşener’in yakın olduğu bilinen bir diğer isim de Alaattin Çakıcı’dır.

1998 yılında MİT’in Alaattin Çakıcı’nın yerini belirlediğini öğrenmesinin ardından Akşener’in bir akrabası aracılığıyla yerini değiştirmesi mesajını ilettiği iddia edilir. Daha sonra bu görüşmenin bant kaydı da ortaya çıktı. Kayıtta Çakıcı şunları söylüyordu:

“Şimdi Meral Akşener ile halamın kocası işadamı, anlıyor musun? İzmit’te çok yakınen tanışıyorlar. Hatta Doğruyol’a para, mara da yardım ediyor. Anladın mı dediğimi? Onlar çok eski ailece tanışırlar. Hemen açıyor. Bizim enişteye söylüyor. ‘Alaattin yerini değiştirsin’ diyor.”

Akşener bu olayı hiçbir zaman yalanlamadı.

EMNİYETİN KAPISINI KIRDIRTTI

Göreve gelmesinin hemen ertesinde Mehmet Ağar’ın kadrosu İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu ve Özel Harekat Daire Başkan vekili İbrahim Şahin gibi isimleri görevden aldı. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Alaattin Yüksel’den rahatsızdı. Yüksel’i de görevden aldı ancak bu kez direnişle karşılaştı. Yüksel, yeni görev yeri Çankırı Valiliği’ne gitmiyordu. Hakkari Valiliği’nden vekaleten Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atandığı açıklanan Kemal Çelik de Ankara’da Emniyet’e gidemiyordu. Kütahya gezisini yarıda kesen Akşener, yanına Kemal Çelik’i de alarak sabaha karşı saat 03:30’da Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Dikmen’deki binasına gitti ve “kapıyı kırın” talimatı verdi. Böylece yeni müdür Çelik koltuğuna oturdu.

Susurluk skandalını “temizlediği” dönemde İçişleri Bakanı olarak 27 Mart 1997’de Meclis’te yaptığı konuşmada PKK lideri Abdullah Öcalan için “Ermeni dölü” ifadesini kullanması ve akabinde dilediği özür açıklamasıyla başka bir skandala imza atan da yine Akşener’in kendisiydi.

Akşener’in “Ben Türkiye’de yaşayan Ermenileri değil, genel olarak Ermeni ırkını kastettim” sözleri tepkileri daha çok üstüne çekmiş, yıllar sonra ise “yapılmaması gereken bir gaftı” diyerek utandığını söylemişti.

FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERİ SAHİPLENDİ, ‘MERTÇE’ DEDİ

Akşener’in İçişleri Bakanlığı döneminde işlenen faili meçhul cinayetleri sahiplenmesi ve yıllar sonra bu cinayetler için “mertçe” ifadesini kullanması da “Bu devlet için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir” sözünün sahibi Tansu Çiller’e yakınlığını açıklıyor.

MHP’de olduğu dönem Devlet Bahçeli’ye başkaldıran ve partinin başına geçmek isteyen Akşener, “Utanarak söylüyorum bazıları diyor ki sosyal medyada ‘Meral Akşener MHP’ye genel başkan olmasın, faili meçhullerin sorumlusu O’dur’ diyorlar. Ne derseniz deyin hepsi kabulümdür. Bu ülke için, bu milletin birliği beraberliği için bir şey yapılması gerekiyorsa yapmışımdır, sorumluluğunu da sonuna kadar alıyorum” demişti, yıllar sonra da öldürülen Ülkü Ocakları eski genel başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin yaptığı bir konuşmada geçmişteki siyasi cinayetleri savunacaktı:

“Geçmişte siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi. Onun için hiçbirimiz korkmadık ama o çocuğun babasını katledenler torbacı.”

ÖZEL HARP TEKNİKLERİ UZMANI ‘TEOMAN KOMAN’IN ÖĞRENCİSİ’

Meral Akşener’in en ilginç çıkışlarından biri de Türkiye’de ‘derin devlet’, ‘psikolojik harp teknikleri’, ‘özel harp uzmanı’ olarak anılan eski asker Teoman Koman’ın “öğrencisi” olmakla övündüğü açıklaması olmuştu. Akşener, Kasım 2023’te partisinin Şişli’deki seçim çalışmaları sırasında yaptığı bir konuşmada kendisinden “Rahmetli Teoman Koman’ın talebesi” diye bahsetti. Tam olarak şunları söyledi Akşener: “Oteli olan polis müdürleri var. O otellerde fuhşun ötesi… Öksüz kızları çalıştırıyorlar. Bunlara karşı olduğumuz için bunlara göz yummadığımız için İYİ Parti’ye psikolojik harp uyguluyorlar. Ama karşılarında rahmetli Teoman Koman’ın talebesi var.”

2013 yılında ölen Teoman Koman, 1986-88 arasında MGK Genel Sekreter yardımcılığı, 1988-1992 yılları arasında korgeneral rütbesiyle MİT Müsteşarlığı yaptı. 1997’de 28 Şubat döneminde Jandarma Komutanlığı sırasında İçişleri Bakanı olan Akşener ile birlikte çalıştı. Koman, Akşener’in Batı Çalışma Grubu ile ilgili açıklamalarına “cahilce sözler” cevabını vermiş, 2012’de 28 Şubat soruşturmasında tutuklanarak 1 yıl hapis yatmıştı.

Koman’ın MİT, 3. Ordu, Jandarma komutanlıkları sırasında Türkiye’de faili meçhul cinayetler, Sivas olayları, Susurluk skandalı gibi olaylar yaşandı.

28 ŞUBAT’A DİRENEN BİR İSİM

Akşener yıllarca 28 Şubat darbesine karşı bir isim olarak bilindi.

26 Nisan 1997 yılında yapılan MGK zirvesinde masada unutulan bir kağıt asker-hükümet gerginliğini üst seviyeye çıkardı.

Belge, Akşener’in Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na getirdiği Bülent Orakoğlu tarafından hazırlanmıştı. Notun ilk bölümünde Genelkurmay Karargâhı’na yapılan kritik giriş-çıkışlara ilişkin tespitler yazılıydı. Belgenin ikinci bölümü ise polisin, MİT’i de izlediğini gösteriyordu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın içine “casus” bile yerleştirilmişti.

Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, beraberinde İçişleri Bakanı Meral Akşener ve Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel ile Ankara Gölbaşı’ndaki Polis Akademisi Özel Hareket Eğitim Sahasınnda

Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Korgeneral Çetin Saner’in bunun üzerine Akşener’e, ‘’O kadına söyleyin ayağını denk alsın. Gelirsek onu da avanesini de İçişleri Bakanlığı’nın önünde yağlı kazığa oturturuz’’ mesajı gönderdiği ortaya çıktı. Akşener’in bu mesaja cevabı da şöyle olacaktı: “Söyleyin ona biz Balkanlıyız. Bizim aklımıza kazık deyince Kazıklı Voyvoda gelir. Ama unutmayın Voyvoda homoseksüeldir.”

Hükümet, TSK içinde bir cunta yapılanması olduğunu öne sürdüğü Batı Çalışma Grubu’nu ortaya çıkardığını savundu. TSK ise bu iddiaları yalanladı.

28 Şubat darbesinin ardından bakanlık koltuğundan kalkmak zorunda kaldı. Partisi de sonraki seçimlerde baraj altında kalacaktı. Akşener için yeni bir adres arayışı başlayacaktı.

ERDOĞAN VE GÜL İLE HAREKET ETTİ

Tam da bu süreçte Refah Partisi’nde Yenilikçiler ile Gelenekselciler kavgası başladı. Yenilikçilerin önde gelen isimleri Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile birlikte hareket etti, AKP’nin kuruluşundan önce ise bu isimlerin yanından ayrıldı. Akşener, Yenilikçiler için “Hala Milli Görüş kafasındalar” diyecekti.

Bu kez MHP’nin kapısını çalacaktı Akşener… Uzun yıllar TBMM Başkanvekilliği yapan Akşener’in ismi parti içerisinde sivrilmeye başlayınca Devlet Bahçeli’nin dikkatini çekecekti. Akşener’in öne çıkmasından rahatsız olan Bahçeli, 7 Haziran 2015 seçimlerinde milletvekili seçilen Akşener’i, 1 Kasım’da yenilenen seçimlerinde aday yapmayınca hem MHP açısından hem de Akşener açısından yeni bir süreç başladı.

Bahçeli’ye bayrak açan Akşener, 1 Kasım 2015 seçimleri sonrasında Bahçeli’nin Erdoğan’a başkanlık yolunda destek vermesini de fırsat bilerek partide kazan kaldırdı. Akşener, partinin genel başkanlığına adaylığını koysa da, Bahçeli Erdoğan’ndan aldığı destekle yargı süreçlerine müdahale etti ve kongreyi yaptırmadı. Akşener için yeni bir yola çıkma vakti gelmişti.

İYİ PARTİ YOLCULUĞU BAŞLADI

MHP içerisinde Erdoğan’a verilen destekten rahatsız olanlarla yeni bir parti kurdu Akşener… “Daha iyi olacak” şiarıyla yola çıkan Akşener, kurduğu İYİ Parti ile bu kez yeni tartışmaların yaşanacağı bir sürece girdi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 vekil transferiyle Meclis’te grup kuran İYİ Parti, 2019 yerel seçimlerinde de CHP ile “Millet İttifakı” çatısı altında hareket etti ve AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesinde katkı sağladı.

İYİ Parti lideri Meral Akşener (FOTOĞRAF: ADEM ALTAN / AFP)

Akşener, 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Kılıçdaroğlu’nun ön ayak olduğu altılı masada çıkardığı krizle gündeme gelecekti… Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına karşı çıkan Akşener, “kazanacak aday” tartışmasını kamuoyunun gündemine soktu. Ona göre ya Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş aday olmalıydı. Masadan kalkan Akşener, gelen tepkilerin üzerine altılı masaya geri dönse de kariyerinin çöküş süreci başlamıştı.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan’ın kazanmasının ardından ittifakı dağıtan Akşener, yerel seçimlere tek başına girme kararı alarak hem muhalefet seçmeninin hem de kendi partisinin tepkisini çekecekti. Siyasi bir kumar oynayan Akşener, kaybetmişti. Yerel seçimlerde oyları iyice düşen Akşener, partisinden gelen istifa et çağrılarına “aday olmayacağım” yanıtını verdi. Akşener bu açıklamasından döner mi yeniden aday olur mu bilinmez ama Bahçeli’nin “partinin başında kal” çağrısı ve Erdoğan’ın da benzer bir mesajı ilettiği iddiası, Akşener-AKP yakınlaşması tartışmalarının yaşandığı bu süreçte hiç de yabana atılacak gibi değil.

27 Nisan, Akşener’in siyasi kariyerinde -her türlü kararına rağmen- Asena’nın çöküşü olacak geçecek.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com