Richard Osman çok satanlar listesinde zirvede

Richard Osman’ın yeni romanı "The Impossible Fortune", 2025 Birleşik Krallık en çok satanlar listesinde zirveye yerleşti. Thursday Murder Club (Perşembe Günü Cinayet Kulübü) evrenini genişleten kitap, yılın okur tercihlerini de görünür kıldı.

  • ü
  • 23 Aralık 2025
  • ü
  • Kültür

Richard Osman (FOTOĞRAF: HENRY NICHOLLS / AFP)

Britanya’da televizyonculuktan edebiyata uzanan kariyeriyle son yılların en geniş okur kitlesine ulaşan yazarlarından Richard Osman, yeni romanı The Impossible Fortune ile 2025 Birleşik Krallık en çok satanlar listesinin ilk sırasına yerleşti.

The Guardian’ın yayımladığı yıl sonu satış verilerine göre kitap, hem bağımsız kitapçılarda hem de büyük zincirlerde yılın en hızlı satan kurmaca eserlerinden biri oldu.

The Impossible Fortune, Osman’ın milyonlarca kopya satan Thursday Murder Club (Perşembe Günü Cinayet Kulübü) serisinin yarattığı okur sadakatini sürdüren bir çalışma olarak değerlendiriliyor. Mizah ile polisiye kurguyu dengeli biçimde bir araya getiren anlatı dili, kitabın geniş bir yaş grubuna hitap etmesini sağladı. Yayıncılık çevreleri, Osman’ın başarısını “rahat okunan ama tür bilinci yüksek” bir yazarlık çizgisiyle açıklıyor.

Listede Osman’ın ardından Suzanne Collins ve Freida McFadden gibi küresel ölçekte çok satan isimlerin yer alması, 2025’te Britanya okurunun ağırlıklı olarak gerilim, polisiye ve sürükleyici kurguya yöneldiğini gösteriyor. Yayıncılık analistlerine göre bu tablo, belirsizlik dönemlerinde “kaçış edebiyatı”na duyulan ilgiyi de yansıtıyor.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Richard Osman’ın kitapları, yalnızca satış rakamlarıyla değil, televizyon uyarlamaları ve uluslararası çevirilerle de kültürel dolaşıma giriyor. The Impossible Fortune’un başarısı, Britanya merkezli popüler kurmacanın küresel pazardaki etkisini sürdüğünü bir kez daha ortaya koyuyor.

Polisiye Edebiyatın Yükselişi Bize Ne Söylüyor?

Polisiye edebiyatın son yıllarda yeniden merkezî bir konuma yerleşmesi, yalnızca türsel bir moda değişimiyle açıklanamaz. Aksine bu yükseliş, belirsizlikle kuşatılmış dönemlerde okurun düzen, neden-sonuç ve kapanış arzusunu yansıtan kültürel bir eğilim olarak okunabilir. Polisiye roman, dağınık bir dünyada anlamlı bir yapı önerir; suç işlenir, izler sürülür ve –çoğu zaman– hakikat ortaya çıkar. Bu yapı, gündelik hayatta eksikliği hissedilen bir “tamamlanma” duygusu sunar.

Güncel polisiyenin ayırt edici yönlerinden biri, suçun artık yalnızca bireysel bir sapma olarak değil, toplumsal bağlamın bir semptomu olarak ele alınmasıdır. Sınıf, yaşlılık, yalnızlık, göç, teknoloji ve kurumsal çürüme gibi temalar, klasik “katil kim?” sorusunun yanına eklemlenir. Özellikle Britanya merkezli çağdaş polisiyede mizah, gündelik hayat ve sıradan karakterler ön plana çıkar; suç, olağan hayatın içinden filizlenir. Richard Osman örneğinde olduğu gibi, bu yaklaşım okura hem gerilim hem de tanıdıklık hissi sunar.

Polisiye edebiyatın yükselişi, yayıncılık açısından da dikkat çekici bir tablo ortaya koyar. Tür, sadık bir okur kitlesi yaratması, serileştirilmeye elverişli yapısı ve televizyon-dizi uyarlamalarına açık olması nedeniyle yayınevleri için düşük riskli ama yüksek sürdürülebilirlik vadeden bir alan olarak görülür. Bu durum, polisiye romanın popülerliğini beslerken, türün sınırlarının genişlemesine de imkân tanır.

Sonuçta polisiye edebiyat, yalnızca suçun peşine düşen bir anlatı olmaktan çıkıp, çağın kaygılarını düzenli bir hikâye içinde düşünme imkânı sunan bir mecra hâline gelir. Onun yükselişi, okurun korkudan değil, anlam arayışından beslendiğini gösterir.

Son Yıllarda Yıldızı Parlayan Polisiye Yazarlar

Polisiye edebiyatın güncel yükselişi, yalnızca köklü isimlerin hâkimiyetiyle değil, yeni seslerin türü genişleten yaklaşımlarıyla da şekilleniyor. Bu yazarlar, klasik “suç–çözüm” şemasını korurken, toplumsal arka planı ve karakter derinliğini öne çıkararak polisiyeyi çağdaş okurun dünyasına taşıyor.

Richard Osman: Thursday Murder Club serisiyle polisiyeyi yaşlılık, yalnızlık ve mizahla buluşturan Osman, türü “rahat okunan ama zeki” bir çizgiye taşıdı. Satış rakamları, polisiyenin geniş bir yaş grubuna hitap edebileceğini kanıtladı.

Freida McFadden: Psikolojik gerilimi hızlı anlatı ve kısa bölümlerle birleştiren McFadden, özellikle dijital okur kitlesi arasında büyük bir popülerlik kazandı. Sürpriz finalleri, çağdaş polisiye beklentilerini yeniden tanımlıyor.

Lucy Foley: Kapalı mekân, sınırlı karakter ve çoklu bakış açısıyla kurduğu romanlar, Agatha Christie geleneğini güncel bir dille yeniden yorumluyor. Foley, “klasik kurgunun modern dönüşü”nün simge isimlerinden biri.

Alex Michaelides: The Silent Patient (Sessiz Hasta) ile küresel bir çıkış yakalayan Michaelides, psikoloji ile polisiye arasındaki sınırı bulanıklaştıran anlatımıyla geniş bir okur kitlesine ulaştı.

Oyinkan Braithwaite: Murder Is Easy klişesini tersyüz eden yaklaşımıyla Braithwaite, kara mizah ve feminist perspektifi polisiye içine taşıyarak türün coğrafi ve tematik sınırlarını genişletti.

Tana French: Polisiyeyi atmosfer, dil ve karakter çözümlemesiyle besleyen French, suç romanını edebi derinliği olan bir anlatı alanı hâline getiren isimler arasında yer alıyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER