Saray'ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, AKP'nin önde gelen isimlerine ayar vermeye devam ediyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un yeni anayasa ile ilgili açıklamalarını eleştiren Uçum, "Yeni anayasa kanununun 400 ve daha fazla oyla kabul edilmesi halinde referanduma sunulmadan yürürlüğe girmesine yönelik görüş çok su götürür ve sorunludur" dedi.
Son dönemde AKP ve Cumhur İttifakı içindeki tartışmaların ana aktörü haline gelen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, bu kez TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a yanıt verdi. Kurtulmuş’un yeni anayasayla ilgili sözlerini “sorunlu” ve “çok su götürür” olarak niteleyen Uçum, Meclis Başkanına “Fikir sahibi herkes fikirlerini ifade edecektir” diye seslendi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meksika ve Küba ziyaretlerinin ardından gazetecilere açıklama yaptı. Kurtulmuş’un gündeminde yeni anayasa vardı. Yaptığı görüşmelerde olumlu yanıtlar aldığını kaydeden Kurtulmuş, olası bir anayasa değişikliğinin “toplumsal ayrışmayı körükleme ihtimali nedeniyle” referandum gerektirmemesi için 400’ün üzerinde oy ile genel kuruldan geçmesini istediklerini söyledi.
Daha önce partisinin siyasi işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’ya sosyal paylaşımını sildiren Uçum, bu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u hedef aldı
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un açıklamalarını isim vermeden, TBMM dışından anayasa değişikliği veya yeni anayasa için açıklama yapanları da eleştiren Numan Kurtulmuş, bu süreci kimsenin zehirlenmemesi gerektiğini kaydetti ve “bu meselenin tartışma yeri TBMM’dir” dedi. Kurtulmuş, Ekim ayında anayasa meselesini ele almayı düşündüklerini, TBMM ile birlikte muhtelif organizasyonlarla bu konuda görüş alışverişinde bulunacaklarını da anlattı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Son dönemde AKP ve Cumhur İttifakı içindeki tartışmaların merkezinde yer alan ve birçok önemli AKP’li siyasetçiden tepki gören Mehmet Uçum, Meclis Başkanı Kurtulmuş’un sözlerine sosyal medya üzerinden yanıt verdi.
Uçum, yasama sürecinin nasıl ilerlediğini anlattı ve şunları kaydetti:
“Sistemin böyle olması diğer devlet kuruluşlarının ve toplumun yeni anayasa konusunda görüş açıklamasına, sürece ilişkin düşüncelerini paylaşmasına, tartışmalara katılmasına engel değildir.
TBMM’nin sistemdeki rolü kanun tekeline sahip olmaktır, fikrin tekeline değil.
Fikir sahibi her kurum, kuruluş, sosyal kesim, sivil toplum, demokratik siyasi mecralar tabi ki fikirlerini ifade edecektir, her türlü yasama sürecine katkı yapmak isteyecektir ve katkı da yapacaktır. Bu durum vatandaş inisiyatifli demokratik bir toplum olmanın asgari gereğidir.
Yeni anayasa sürecinin fikri boyutunu ve fikri çalışmalarını sadece Meclis’le sınırlamak hiç kimsenin kabul edeceği, uygun göreceği bir yaklaşım olamaz.”
Mehmet Uçum, Numan Kurtulmuş’un ‘toplumsal ayrışmayı körükleme ihtimali nedeniyle’ anayasanın referandumsuz geçmesi gerektiği sözlerine de karşı çıkarak, açıklamalarına şöyle devam etti: “Mevcut anayasada, anayasa değişiklikleri 400 ve daha fazla oyla kabul edilirse zorunlu referandum yoktur, Cumhurbaşkanı ihtiyari referanduma sunabilir.
Ancak yeni anayasa kanununun 400 ve daha fazla oyla kabul edilmesi halinde referanduma sunulmadan yürürlüğe girmesine yönelik görüş çok su götürür ve sorunludur.
Burada dikkat edilmesi gereken şudur: Mevcut anayasanın; ‘400 veya daha fazla oyla kabulde referanduma sunmadan anayasa değişikliğini yürürlüğe koyma imkanını’ yeni anayasa için de uygulayalım demek halkın doğrudan onayı olmadan yeni anayasa yapalım demektir.
Bu bakış açısı yeni anayasa yapımında son kararı halkın vermesine ilişkin meşruiyet ilkesinin ihlalidir. Bu ilke günümüzde demokratik sistemlerde neredeyse mutlak kabul gören bir ilkedir. Yeni anayasa yapımında doğrudan demokratik meşruiyeti sağlamanın biricik yoludur.”
Uçum, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bu nedenlerle Türkiye, TBMM eliyle yeni anayasasını yaptığında Meclis yeni anayasa kanununu 400 veya daha fazla oyla kabul etse dahi bu kanun mutlak surette referanduma sunulmalı ve halk yüzde elliden fazla bir oyla kanunu onaylarsa yeni anayasa yürürlüğe girmelidir.
Yeni anayasa konusunda halkın asli kurucu irade olarak belirleyici rolünü oynaması ancak referandumla onay vermesiyle olur.”