Yargıtay, KHK ile ihraç edilen gazeteci ve akademisyen Prof. Dr. Vedat Demir’e “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verilen hapis cezasını bozdu. Yargıtay kararında, basın kurumlarına el konulmasını eleştirmenin ve KHK ile kapatılan gazetede yazı yazmanın suç oluşturmayacağına işaret etti.
Dönemin İstanbul Üniversitesi rektörünün yaptığı ihbar 24 Temmuz 2016’da gözaltına alınarak tutuklanan ve yedi ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci ve akademisyen Prof. Dr. Vedat Demir’e örgütü üyesi olduğu iddiasıyla verilen 6 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
Örgüt üyeliği cezası istinaf onaylanmasının ardından Demir, dosyası Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Demir ve beraberindeki 16 akademisyen hakkında verilen hükmü bozdu.
MLSA’den Deniz Tekin’in haberine göre, Yargıtay, bir kişinin örgüt üyesi olarak sayılabilmesinin kriterlerini sıralayarak, “örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir” değerlendirmesini yaptı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Yargıtay, basın kurumlarına el konulmasını eleştirmek suç olmadığına karar verdi
Yargıtay, dosyasının yeniden yargılama yapılması için İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Yargılamanın önümüzdeki aylarda başlaması bekleniliyor.
Gülen cemaati mensubu olduğu iddiasıyla İstanbul Üniversitesi’den 34 hakkında gözaltı kararı alındı. Demir cezaevinde olduğu sırada, 2 Eylül’de yayınlanan 672 sayılı KHK ile İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edildi. Demir, 7 aylık tutukluluğunun ardından 16 Şubat 2017 tarihinde tahliye edildi.
Demir’in Koza İpek grubuna bağlı Kanaltürk ve Bugün TV ile Zaman gazetesine el konulması ve yayınlarının durdurulmasına dair iletişim bilimci olarak basına verdiği demeçler ve yaptığı değerlendirmeler suç delili gösterilmişti.
Kararda, Demir’in, 15 Temmuz darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından planlandığı ve yaşananların “tiyatro, müsamere, oyun olduğu”na dair değerlendirmeleriyle “örgütü masum göstererek aklamaya” çalıştığı ileri sürülmüştü. Demir’in KHK kapatılan Yarına Bakış gazetesinde köşe yazısı yazması, röportajlarının yayınlaması suç delili gösterilmişti. Gülen hareketine yakın olduğu ileri sürülen medya kuruluşlarında Demir’in yazıları ve demeçlerinin yayınlanmasının, Demir’in örgüt tarafından sahiplenildiğini ortaya koyduğu iddia edilmişti.
AİHM: Demir’in tutukluluğu hukuksuz
Anayasa Mahkemesi, Demir’in hukuki olmayan gözaltı ve tutuklanması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı bireysel başvurunun kabul edilemez olduğuna hükmetti.
Demir, dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. AİHM, 25 Haziran 2024’te yayınladığı Duymaz ve Diğerlerine karşı Türkiye kararında Demir’in yetersiz delile dayalı tutukluluğun “kişi özgürlüğü ve güvenliği” hakkını ihlal ettiğine hükmetti ve Türkiye’yi 5 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti.