İngiltere yayıncılık dünyası haftalardır bu gizemli romanı konuşuyor. The Times haberine göre, The Ending Writes Itself (Sonunu Kendi Yazıyor) adlı romanın yazar kimliği bir pazarlama stratejisinin parçası olarak gizli tutulmuştu. Kitabın tanıtım metni “Bazen hikâye yazarı değil, hikâye yazarı seçer” cümlesiyle başlamış ve kısa sürede okurlar arasında büyük merak yaratmıştı.
Geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, kitabın ardındaki isimlerin Vicious (Zalimler) serisiyle tanınan V. E. Schwab ve genç yetişkin romanlarının başarılı yazarı Cat Clarke olduğu açıklandı. Romanın hakları için dokuz yayınevi arasında büyük bir açık artırma gerçekleşti; kazanan Penguin Random House oldu.
The Bookseller analizine göre, anlaşma “2020’lerin en yüksek avanslarından biri” olarak kayıtlara geçti.
Roman, bir yazma atölyesinde yolları kesişen iki karakterin birbirlerinin hikâyelerini yazmaya başlamasıyla gelişen, gerçeklik ve kurmaca arasındaki sınırları zorlayan psikolojik bir gerilim olarak tanımlanıyor. Yayıncılar, bu yapının hem Gone Girl (Kayıp Kız) hem Misery (Sadist) tarzı bir anlatı hattını günümüz dijital çağının kimlik krizleriyle birleştirdiğini belirtiyor.
Edebiyat tarihinin bazı kitapları yalnızca içerikleriyle değil, ardındaki sırlar, yasaklamalar ya da sansasyonel yazar kimlikleriyle de yayın dünyasını altüst etti. The Ending Writes Itself (Sonunu Kendi Yazıyor) da bu geleneğin güncel bir halkası olarak görülüyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
2000’lerin başında A Million Little Pieces (Milyon Küçük Parça) adlı kitabıyla ünlenen James Frey, eserinin “otobiyografik” olduğu iddiasının sahte çıkmasıyla hem Oprah Winfrey hem yayınevi Random House’u zor durumda bırakmıştı. 2013’te The Cuckoo’s Calling (Guguk Kuşunun Çağrısı) adlı polisiye roman, “Robert Galbraith” takma adıyla yayımlanmış, kısa süre sonra yazarın aslında J. K. Rowling olduğu ortaya çıkmıştı; bu ifşa satışları birkaç günde 100 kat artırmıştı.
2020’lerde Elena Ferrante’nin kimliği çevresinde dönen tartışmalar, edebiyatta anonimlik ve mahremiyet meselelerini yeniden gündeme getirdi. Benzer biçimde, My Dark Vanessa (Karanlık Vanessa’m) romanı yayımlandığında “mağduriyetin kimde temsil hakkı vardır?” tartışması patlak vermişti.
Bu örnekler, yayınevlerinin artık yalnızca metinleri değil, metnin çevresindeki “hikâyeyi” de pazarladığını gösteriyor. Gizem, skandal ya da kimlik oyunu içeren kitaplar, edebiyatın çağımızda hâlâ kamusal bir olay yaratma gücüne sahip olduğunu kanıtlıyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
