Oyuncu Taron Egerton. (© Fred Duval/SOPA Images via ZUMA Press Wire - Depo Photos)
Oscar adayı performansları ve “King Eggsy” karakteriyle geniş kitlelerin beğenisini kazanan Egerton, Variety sitesine verdiği röportajda 007 rolüyle ilgili çıkan söylentilere net bir yanıt verdi. “Bence ben iyi bir seçim değilim. Çok karışığım, bu iş bana ayıp olurdu,” diyen Egerton, ayrıca yapımcıların kendisine teklif bile götürmediğini belirtti.
Bu yıl içinde 30 yıldan fazla süredir devam eden Bond serisinin yeni filminin yönetmeni olarak Denis Villeneuve’nün seçilmesi ve serinin yaratıcılığının Amazon MGM Studios’a geçmesiyle birlikte, Bond rolü için genç ve farklı bir oyuncu arayışı iyice güç kazandı.
The Hollywood Reporter analizine göre Egerton’un bu açıklaması, “Bond seçimi sadece oyunculukla değil, markayla ve yaşam tarzıyla ilgili bir bütünlük” olduğu görüşünü doğruluyor. Çeşitli adaylar arasında Aaron Taylor-Johnson, Henry Cavill ve Jacob Elordi öne çıkarken Egerton şimdiden bu yarıştan çekilmiş görünüyor.
Egerton’un kariyerine bakıldığında, “Rocketman” ve “Kingsman” serisiyle (Eggsy Unwin) aksiyon-komedi türlerinde başarılı bir duruş sergilediği görülüyor. Ancak kendisi de bu rolden ayrı bir yol izleyebileceğini, kariyerinin bu tür büyük marka karakterlerine “takılmadan” ilerlemesini tercih edebileceğini belirtiyor. Egerton için söz konusu tercih sadece önemli bir rol reddi değil; aynı zamanda kariyerini kendi istediği şekilde yönlendirmesinin bir işareti olarak yorumlanıyor.
Daniel Craig’in No Time to Die (Ölmek İçin Zaman Yok) sonrasında 007 rolüne veda etmesiyle, sinema dünyası uzun süredir “Yeni Bond kim olacak?” sorusunun etrafında dönüyor. Yapımcı Barbara Broccoli’nin “Bond yeniden doğacak; bu kez erkeklik tanımını sorgulayan bir karakter arıyoruz” sözleri, serinin köklü bir dönüşüm geçireceğinin ilk işaretiydi.
Kulislere göre ilk sırada, Bullet Train (Suikast Treni) ve Kick-Ass (Ucube Kahraman) filmlerinden tanıdığımız Aaron Taylor-Johnson var. Oyuncunun karizmatik ama ölçülü enerjisi, Craig döneminin “insan Bond” çizgisini sürdürebilecek bir profil olarak görülüyor. Onun ardından Henry Cavill, yıllardır süren söylentilerin en güçlü adayı olmayı sürdürüyor; ancak Cavill’in fiziksel olarak “klasik Bond” kalıbına fazla yakın olduğu, yapımcıların daha “modern bir arketip” aradığı da konuşuluyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Netflix’in Saltburn ve HBO’nun Euphoria dizilerindeki performanslarıyla yükselen Jacob Elordi, genç kuşak bir Bond olasılığını temsil ediyor; ancak yaşı gereği karakterin olgun karizmasını taşıyıp taşıyamayacağı tartışma konusu. İngiliz basınında adı geçen bir diğer aday Rege-Jean Page, Bridgerton dizisinden sonra uluslararası şöhret kazandı ve “siyahi ilk Bond” seçeneğini sembolik bir ihtimale dönüştürdü.
Bu tartışmalarda bir dönem adı en çok anılan isim Idris Elba olmuştu. Luther dizisindeki sert ama incelikli performansıyla “çağdaş Bond” tanımını fiilen karşılayan Elba, ırkçı tepkiler ve rolün getirdiği yoğun ilgi nedeniyle sonunda adaylıktan kendi isteğiyle çekildiğini açıklamıştı. Ayrıca Tom Hardy, Inception (Başlangıç) ve Mad Max: Fury Road (Çılgın Max: Öfke Yolu) gibi filmlerle karanlık karizma figürünü çoktan inşa etmişti; ancak Hardy’nin fazla tanınmış olması, yapımcıların “yeni ve taze bir yüz” arayışıyla çelişti. Richard Madden (Bodyguard) ve James Norton (Grantchester) gibi televizyon kökenli oyuncular da aday listesinin orta sıralarında anıldı; ancak ikisi de Bond markasının talep ettiği küresel tanınırlığa henüz ulaşmadı.
Öte yandan, yönetmen Denis Villeneuve’ün 2026’da çekimlerine başlaması planlanan yeni filmin “karanlık, politik ve psikolojik” bir ton taşıyacağı söyleniyor. Bu da, serinin artık yalnızca bir casus aksiyonu değil, çağın ahlaki belirsizliklerini işleyen bir anlatıya evrileceğini gösteriyor.