Spotify’da ICE krizi: Göçmenlik ajansı reklamı boykotu tetikledi

Spotify’ın ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) için işe alım reklamı yayımlaması kullanıcı tepkisini çekti. Müzisyenler ve dinleyiciler platformu boykot çağrısında bulundu.

  • ü
  • 31 Ekim 2025
  • ü
  • Yaşam

Dünyanın en büyük çevrim içi müzik platformu Spotify, bu hafta yayımlanan bir reklam kampanyasıyla kültürel bir tartışmanın merkezine oturdu. Euronews Culture’ın haberine göre, şirketin ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) için “Join the Mission” (Göreve Katıl) başlıklı işe alım reklamları yayınlaması, hem kullanıcılar hem de sanatçılar tarafından tepkiyle karşılandı.

Birçok bağımsız müzisyen, ICE’ın göçmen politikaları ve sığınmacı merkezlerindeki kötü koşullar nedeniyle reklamı “etik dışı” olarak nitelendirdi. Tepkiler kısa sürede sosyal medyada örgütlenerek #CancelSpotify etiketi altında bir boykota dönüştü. Bazı kullanıcılar, reklamın yayımlandığı gün aboneliklerini iptal ettiklerini duyurdu.

Spotify sözcüsü, platformun reklam politikasını savunarak “tüm yasal kurumların ilanlarını yayınlama hakkına sahip olduklarını” söyledi. Ancak açıklama, kamuoyundaki tepkileri yatıştırmaya yetmedi. Kültürel eleştirmenler, olayın müzik endüstrisinde “etik sponsorluk” tartışmasını yeniden alevlendirdiğini belirtiyor.

Bu gelişme, dijital müzik platformlarının artık yalnızca ses dağıtıcısı değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk alanında da sorgulanan kültürel aktörlere dönüştüğünü gösteriyor.

ICE Nedir?

Immigration and Customs Enforcement (ICE), ABD’de göçmenlik yasalarını uygulayan federal kurumdur. 2003 yılında kurulan ajans, sınır güvenliği, kaçak göç ve insan ticaretiyle mücadele gibi alanlarda faaliyet gösterir. Ancak özellikle Trump döneminden bu yana göçmen kamplarındaki uygulamaları ve sınır dışı politikaları nedeniyle ulusal ve uluslararası kamuoyunda sık sık eleştirilmiştir.

Dijital Platformlarda Etik Reklam Sınırı

Reklam, dijital çağın görünmez para birimidir; fakat görünmez olanın etik sınırları da giderek daha görünür hâle geliyor. Spotify–ICE örneği, içerik barındıran küresel platformların yalnızca dağıtıcı değil, aynı zamanda değer üreten birer “kültürel özne” olduğunu bir kez daha gösterdi.

Google, Meta ya da X (eski adıyla Twitter) gibi devlerin yıllardır yaşadığı benzer krizlerde de temel mesele değişmedi: Reklam veren kim? Ve bu reklam hangi değerleri temsil ediyor? Sanat ve müzik platformları söz konusu olduğunda bu soru daha da keskinleşiyor, çünkü dinleyiciyle kurulan bağ yalnızca ekonomik değil, duygusal bir alan da içeriyor.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Etik sınır, aslında açık bir yasayla değil, kamu vicdanıyla çiziliyor. Dinleyicinin, sanatçının ve reklam verenin ortak zemini kaydığında, platformun itibarı da kayıyor. Bugün “etik reklam” yalnızca bir pazarlama ifadesi değil; dijital kültürün vicdan testidir. Spotify örneği de gösteriyor ki müziğin tınısı artık yalnızca melodilerde değil, değer tercihlerinde de duyuluyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER