Hindistan’ın Bengaluru kentinde düzenlenen Echoes of Earth Festivali, müzikle çevre bilincini buluşturan programıyla bu yıl da yoğun ilgi gördü. Festival, sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımı ve çok türlülüğüyle dikkat çekti.
Hindistan’ın kültür ve teknoloji merkezlerinden Bengaluru, bu hafta sonu müzik ve çevre bilincini aynı sahnede buluşturan Echoes of Earth Festivali’ne ev sahipliği yaptı. “Dünyanın ilk yüzde 100 sürdürülebilir müzik festivali” iddiasıyla yola çıkan etkinlik, farklı müzik türlerini ekolojik duyarlılıkla bir araya getirerek bu yılki edisyonunu tamamladı.
The Times of India’ya göre festival, yalnızca sahne performanslarıyla değil, kurduğu mekânsal dil ve üretim biçimiyle de öne çıktı. Ahşap, geri dönüştürülmüş metal ve atık malzemelerden inşa edilen sahneler; doğa temalı yerleştirmeler ve ışık tasarımlarıyla birlikte festival alanını bir açık hava sanat mekânına dönüştürdü. Organizasyon, tek kullanımlık plastikten kaçınılması, atık ayrıştırma sistemleri ve karbon ayak izini azaltmaya yönelik uygulamalarıyla da dikkat çekti.
Programda bağımsız rock’tan elektronik müziğe, folk’tan deneysel seslere uzanan geniş bir yelpaze yer aldı. Yerel müzisyenlerle uluslararası isimlerin aynı sahneyi paylaşması, festivalin “küresel ama yerel” kimliğini pekiştirdi. Canlı performansların yanı sıra atölyeler, söyleşiler ve çevre odaklı paneller de izleyicilerle buluştu.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Echoes of Earth, yalnızca bir müzik etkinliği olmanın ötesinde, iklim krizi ve ekolojik farkındalık konularını kültürel bir deneyimin parçası hâline getirmeyi amaçlıyor. Festivalin bu yaklaşımı, son yıllarda müzik etkinliklerinin yalnızca eğlence değil, toplumsal sorumluluk alanları olarak da yeniden düşünülmesi gerektiğine işaret ediyor.
Echoes of Earth Festivali’nin bu yılki edisyonu, elektronik müzikten caz füzyona, deneysel seslerden çağdaş dünya müziğine uzanan geniş bir yelpazeyi aynı sahnede buluşturdu. Festivalin öne çıkan isimlerinden Monolink, elektronik altyapıyı canlı enstrümanlarla birleştiren performansıyla dikkat çekerken; Orta Doğu esintili melodik house anlayışıyla Bedouin, gecenin en kalabalık anlarından birine imza attı. Belçikalı grup Stavroz, caz ve elektronik arasındaki geçişken diliyle festivalin atmosferini belirleyen setlerden birini sundu.
Birleşik Krallık kökenli Submotion Orchestra, canlı vokal ve elektronik yapıları bir araya getiren sahne performansıyla programın en güçlü anlarından biri olarak öne çıktı. Doğaçlamayı merkeze alan Circle of Live projesi ise Sebastian Mullaert, Peter Van Hoesen ve Erika gibi isimlerin katılımıyla festivalin deneysel damarını temsil etti. Fransız elektronik-akordeon projesi Grayssoker ile Hint kökenli yapımcı Anish Kumar, elektronik müziğin kültürlerarası yorumlarını sahneye taşıdı.
Festival programında ayrıca aktivist kimliğiyle de tanınan Madame Gandhi, ritim ve politik bilinç arasındaki ilişkiyi vurgulayan performansıyla yer aldı. Yerel ve bölgesel sahneyi temsil eden Tribalneed, The F16s, Long Distances ve Dotdat gibi gruplar da Echoes of Earth’ün “küresel ama yerel” müzik anlayışını pekiştiren isimler arasında yer aldı.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
