Zeytinlik yasası: ‘Siz yeşile ancak dolar olduğu müddetçe kıymet verirsiniz’

CHP'li Dinçer, zeytinliklerin madencilik faaliyetine açılmasını içeren torba kanun teklifini protesto etmek için Meclis kürsüsüne çıplak ayak ve zeytin dalıyla çıktı: Yine bir katliam yasasıyla karşı karşıyayız. Bin yıllık zeytinliklerimizi dozerin altına yatırmaya kalkıyorsunuz. Siz, yeşile ancak doların rengi olduğu müddetçe kıymet verirsiniz!

  • ü
  • 18 Temmuz 2025
  • ü
  • Politika

CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, zeytinliklerin madencilik faaliyetine açılmasını da içeren torba kanun teklifini protesto etmek için kürsüye çıplak ayakla ve zeytin dalıyla çıktı.

Dinçer, “Siz, Kazdağları’nda siyanürle altın çıkaracaksınız diye 400 bin ağacı katledenlersiniz. Afşin Elbistan’da halkında yıllardır zehri solutanlarsınız. Köylüsünün karşısına çevik kuvvet dikerek Akbelen Ormanları’na TOMA’yla girenlersiniz. Yeşile ancak doların rengi olduğu müddetçe kıymet verirsiniz. Yargıyı saraya bağladınız, eğitimi tarikatlara bağladınız, sağlığı ise piyasaya. Şimdi de doğayı maden şirketlerine bağlıyorsunuz” dedi.

Dinçer, yasa teklifine karşı çıkarak şu konuşmayı yaptı:

‘YİNE BİR KATLİAM YASASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ’

“Bu kürsüye çıplak ayakla çıkıyorum çünkü kömürün karasına peşkeş çektiğiniz topraklara değil, bu ülkenin emekle yoğrulmuş bereketli tertemiz topraklarına ayak basmak istiyorum. Her adımında emeğiyle geçinen köylü, zeytin dalına tutunan çocukları, yaşamı savunan insanımızı hissetmek istiyorum.

Yine bir katliam yasasıyla karşı karşıyayız. Bu kanun teklifiyle hedefler seçilmiş, planlar yapılmış, krokiler çizilmiştir. Şimdi de sıra tetiği çekmeye geldi. AKP’nin ve ortağının rant için elleri kalkacak ve bu ülkenin zeytinlikleri katledilecektir. Bu kanun teklifine ‘evet’ diye kalkacak her el, bu katliamın suç ortağı olacaktır. Herkes şunu bilsin ki CHP olarak biz, bu katliamın suç ortağı olmayacağız. Bugün önümüze getirilen bu kanun teklifi, bu ülkenin vicdanına, doğasına, geleceğine vurulmak istenen bir baltadır. ‘Zeytinleri yok etmeyeceğiz, taşıyacağız’ diyorsunuz.

‘SİZ ZATEN VİCDANINIZI DA BAŞKA YERE TAŞIMIŞSINIZ’

Zeytin ağacını kökünden söküp bir başka toprağa taşıdığınızda onu tamamen öldürmüş olmazsınız belki ama yaşatmış da olmazsınız. Tıpkı bir insanı hayatta tutan makineler gibi o da artık bitkiseli hayattadır. Kökü sökülmüş bir ağacın toprağını, iklimini, suyunu, kuşunu, karıncasını taşıyabilecek misiniz? O ağaçlar başka topraklarda tutmaz. ‘Taşınır’ diyorsanız vicdanınızı rahatlatıyorsunuz ama siz zaten vicdanlarınızı da başka yerlere taşımışsınız.

Bu sahada kaç bin zeytin ağacı taşınacak ve bu zeytin ağaçlarının yaşı kaçtır? Zeytin üretimiyle kıyaslandığında çıkarılacak madenin daha fazla ekonomik değer yaratacağına dair etki analizini objektif bir biçimde yaptınız mı? Deniliyor ki ‘10 yıl boyunca üreticiye başka bir yerden KİT veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan zeytinlik verilecek.’ Köylü bu arazilerden aynı verimi alabilecek mi? Köylünün ihtiyacını karşılayacak kadar arazi var mıdır? Varsa nerelerdedir? Köylü eğer bu zeytinliklere iyi bakarsa bir 10 yıl daha bu kiralamanın uzatılacağını söylüyorsunuz. Peki bu zeytinliklere iyi bakılıp bakılmadığına kim karar verecek? Verilecek olan arazi köylünün evine kilometrelerce uzakta bir mesafedeyse köylü zeytinliğine bakmak için evinden de mi olacak?

‘SİZ 400 BİN AĞACI KATLEDENLERSİNİZ’

Siz, Kazdağları’nda siyanürle altın çıkaracaksınız diye 400 bin ağacı katledenlersiniz. Afşin Elbistan’da halkında yıllardır zehri solutanlarsınız. Köylüsünün karşısına çevik kuvvet dikerek Akbelen Ormanları’na TOMA’yla girenlersiniz. Karadeniz’de HES projeleriyle derelerin doğal yaşamını yok edenlersiniz. Uzungöl gibi bir cennet doğayı millet bahçesi adı altında beton yığınına çevirenlersiniz. En zengin içme suyu kaynaklarımızı bir avuç maden şirketine pervasızca peşkeş çekenlersiniz. Şimdi de bin yıllık zeytinliklerimizi dozerin altına yatırmaya kalkıyorsunuz.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Huylu huyundan vazgeçmez. Siz, yeşili ancak doların rengi olduğu müddetçe kıymet verirsiniz. Yargıyı saraya bağladınız, eğitimi tarikatlara bağladınız, sağlığı ise piyasaya. Şimdi de doğayı maden şirketlerine bağlıyorsunuz.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER