78. Cannes Film Festivalinde Jüri Özel Ödülüne layık görülen In die Sonne schauen (Sound of Falling), Haziran ayında da Uluslararası Shanghai Film Festivalinde görücüye çıktı. Alman yönetmen Mascha Schilinski’nin son filmi, vizyon yolculuğuna ise 28 Ağustos’ta Almanya’dan başlayacak.
Film, dört farklı kuşaktan dört genç kadının aynı mekânda süren içsel yolculuklarını merkeze alıyor: Alma, Erika, Angelika ve Lenka. Aynı evde farklı zaman dilimlerinde yaşayan bu karakterler, geçmişle bugünü, sessizlikle çığlığı, gelenekle bireyselliği iç içe geçirerek anlatının omurgasını kuruyor.
DW’nin aktardığına göre, filmde özellikle kadınların kuşaktan kuşağa devraldığı bastırılmışlık hissi, evin mimarisi ve atmosferi üzerinden metaforik biçimde yansıtılıyor. Kırsal Almanya’da bir çiftlik evinde geçen öykü, yalnızca karakterlerin değil, mekânın da bir belleği olduğunu hissettiriyor. Yönetmen Schilinski, filme dair verdiği röportajlarda “bir evin duvarlarında büyüyen sessiz çığlıkları göstermek istediklerini” belirtiyor.
The Guardian’ın yorumuna göre In die Sonne schauen, “Alman folklorüne yaslanan ama Michael Haneke tarzı bir kabus atmosferi kuran” estetik yapısıyla öne çıkıyor. Görüntü yönetmeni Fabian Gamper’in pastoral ama karanlık kadrajları, Billie Mind’in ses tasarımıyla birleşerek zamanın kırıldığı, hafızanın katmanlaştığı bir evren kuruyor. 149 dakikalık süresiyle yoğun ama dikkatle örülmüş bir anlatı sunan film, Cannes’da Oliver Laxe’in Sirât filmiyle birlikte Jüri Özel Ödülü alarak Avrupa sanat sinemasındaki güçlü damarları yeniden görünür kıldı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Almanya’da kadınların toplumsal ve tarihsel hafızadaki izlerini tartışmaya açan film, özellikle feminist sinema çevrelerince “görülmesi gereken” bir yapım olarak değerlendiriliyor. Avrupa sinemasının geçmişle yüzleşme arayışına yeni bir halka ekleyen In die Sonne schauen, sinemaseverler için etkileyici bir deneyim sunuyor.
Filmin Türkiye’de gösterim tarihi ise henüz açıklanmadı.