Sanat, görünmeyeni görünür kılma gücüne sahip. Müzisyen-oyuncu ikili Shaun ve Abigail Bengson’un kaleme alıp sahnelediği Ohio, işte bu gücü engellilik temsili üzerinden kullanıyor. Edinburgh Fringe Festivali’nde prömiyer yapan oyun, güçlü yankılar uyandırdı.
The Times’ta yer alan habere göre; Shaun Bengson’un çocukluğundan beri yaşadığı tinnitus (kulak çınlaması) ve ilerleyen işitme kaybı, oyunun merkezinde. Bu kişisel deneyim, sahnede yalnızca bireysel bir rahatsızlık değil, aynı zamanda toplumun engelliliğe bakışına dair bir eleştiri olarak yankılanıyor. Abigail Bengson ise kendi otistik kimliği ve kronik sağlık sorunlarını hikâyeye dahil ederek, sahneyi bir çeşit dayanışma alanına dönüştürüyor.
Eleştirmenler, Ohio’yu yalnızca bir “kişisel hikâye” değil, aynı zamanda sanatın kapsayıcı yüzüne dair bir manifesto olarak değerlendiriyor. Seyirciyi, işitme kaybı ve çınlama deneyimini duyusal efektlerle hissettiren oyun, empatiyi estetikle buluşturuyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Fringe’de elde ettiği başarının ardından Ohio, önümüzdeki aylarda Londra ve Bristol sahnelerine taşınacak. Yapım, engellilik temsili ve erişilebilirlik üzerine tartışmalara katkıda bulunarak sahne sanatlarının toplumsal işlevini bir kez daha gündeme getiriyor.
Edinburgh Fringe Festivali, 1947’de birkaç bağımsız tiyatro grubunun ana festivale alternatif olarak gösteriler düzenlemesiyle doğdu. Bugün dünyanın en büyük sanat festivali olarak anılan Fringe, her yıl ağustos ayında Edinburgh’u bir ay boyunca tiyatro, müzik, dans, performans ve stand-up gösterileriyle dönüştürür. Profesyonellerden amatörlere, deneysel işlerden klasik uyarlamalara kadar her türden sanatçıyı sahnesine kabul etmesi, festivalin “açık kapı” ruhunu simgeler. Fringe, yalnızca yeni yeteneklerin keşif alanı değil, aynı zamanda sanatın sınırla