Güneydoğu’da 11 bin yıllık geçmiş: Göbeklitepe ve Karahantepe’den yeni Neolitik buluntular

Türkiye’nin “Taş Tepeler” bölgesinde, Göbeklitepe ve Karahantepe’de açıklanan yaklaşık 30 yeni Neolitik buluntu — heykeller, figürinler, kablosuz taşlar ve insan yüzlü bir dikilitaş — tarih öncesi insan topluluklarının gelişmiş toplumsal ve ritüel yaşamına dair anlayışı temelden değiştiriyor.

  • ü
  • 27 Kasım 2025
  • ü
  • Kültür

Karahantepe arkeolojik alanı. (Fotoğraf: Yasin Akgül / AFP)

Şanlıurfa’daki UNESCO Dünya Mirası alanı Göbeklitepe ile kardeş site Karahantepe’de bu hafta açıklanan yeni arkeolojik bulgular, Neolitik çağın bilinen tarihini yeniden yazdıracak nitelikte. Reuters‘in aktardığı habere göre; 26 Kasım 2025’te yapılan törenle kamuoyuyla paylaşılan yaklaşık 30 yeni eser arasında heykele benzeyen figürler, hayvan betimli taşlar, kabı, boncukları ve daha önce görülmemiş bir “insan yüzlü T-şekilli dikilitaş” de yer alıyor.

Uzun yıllardır yürütülen “Taş Tepeler Projesi” kapsamında elde edilen bu bulgular, insanlığın avcı-toplayıcı yaşamdan yerleşik ve ritüel odaklı topluluklara geçişini gösteren kanıtları zenginleştiriyor.

Özellikle Karahantepe’de ortaya çıkarılan yüz betimli dikilitaş, Neolitik dönemde yalnızca soyut insan betimlemesi yapıldığı düşünülen dikilitaş anlayışına doğrudan bir “insan temsili” ekleyerek — rölyef veya soyut sembol yerine — insan figürünü açıkça betimliyor. Bu bulgu, T-şekilli dikilitaşların yalnızca stilize insan figürlerini değil; birey temsili ve belki de anma/ritüel amaçlı gerçek portre betimlerini içerdiğini düşündürüyor.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Yeni eserler arasında küçük boyutlu hayvan figürinleri, günlük kullanım eşyaları, boncuklar ve insan formunda taşlar da var — bu da sadece ritüel mekân değil, günlük yaşam, kişisel inanç, sembolizm ve topluluk belleğine dair karmaşık bir yaşam tarzını işaret ediyor.

Arkeologlar, bu yeni buluntuların “insanlık tarihindeki ilk inanç sistemleri, sosyal organizasyon, ritüel mimari ve kolektif belleğin izlerini taşıdığı” yorumunda bulunuyor.

Göbeklitepe Nedir, Niçin Önemlidir?

Göbeklitepe, Şanlıurfa yakınlarında yer alan ve günümüzden yaklaşık 11.600 yıl öncesine, yani Neolitik Çağ’ın en erken evresine tarihlenen bir ritüel ve topluluk alanıdır. Arkeolojik bulgular, buranın avcı-toplayıcı grupların bir araya geldiği, büyük törensel yapılar inşa ettiği ve toplumsal örgütlenmenin ilk biçimlerini geliştirdiği bir merkez olduğunu gösteriyor. Böylece Göbeklitepe, tarımın ve yerleşik hayatın ortaya çıkışından yüzlerce yıl önce insanların kolektif mimari üretim yapabileceğini kanıtlayarak bilinen insanlık tarihini kökten değiştirdi.

Alan, her biri T-şekilli dikilitaşlardan oluşan dairesel ya da oval planlı yapılardan meydana gelir. Bu dikilitaşların üzerinde aslan, yılan, boğa, turna, tilki gibi hayvanların kabartmaları bulunur; bu motifler, dönemin inanç sistemi ve sembolik dünyası hakkında benzersiz ipuçları sunar. Göbeklitepe’nin ritüel odaklı mimarisi, onun yalnızca bir yerleşim alanı değil; inanç, sosyal birliktelik ve kültürel hafızanın şekillendiği bir merkez olduğunu düşündürüyor.

Kazılar, buranın “dünyanın bilinen en eski anıtsal yapıları”na sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, tarih öncesi toplumların sanıldığı kadar ilkel olmadığını; aksine karmaşık bir işbirliği, iş bölümü ve teknik beceri geliştirdiklerini gösterir. 2018’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Göbeklitepe, bugün yalnızca Türkiye arkeolojisinin değil, tüm insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri kabul ediliyor.

Göbeklitepe’nin önemi, basitçe “en eski tapınak” olmasından ibaret değildir; aynı zamanda insan topluluklarının avcı-toplayıcı yaşamdan yerleşik düzene geçiş sürecinin sanat, inanç ve toplumsal örgütlenme açısından nasıl şekillendiğini anlamamızı sağlayan eşsiz bir laboratuvardır.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER