Silahlı saldırı sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in ablası Selma Ateş, duruşma günü ailesinin kayda alındığını, öğrenmek için yaklaştığı kişilerin kendisine saldırdığını açıkladı.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, 2022’de Ankara’nın ortasında uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmüştü. Sinan Ateş’in cinayeti ile ilgili görülen davada dün (2 Ekim) karar açıklandı. Tetikçi Eray Özyağcı’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Özyağcı’nın yanı sıra Vedat Balkaya, Suat Kurt ve Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş ve Mustafa Uzunlar’a da ağırlaştırılımış hapis cezası verildi.
Duruşmada karar beklenirken Sinan Ateş’in ablası Selma Ateş, adliye bahçesinde onlarca polisin gözü önünde saldırıya uğradı. Saldırgan Mertcan Kılıç, tutuklandı. Kılıç gözaltına alınırken kelepçesizdi. Kılıç’ın rahatlığı da dikkat çekti.
Saldırıya uğrayan Selma Ateş, konuk olduğu Halk TV’de Remziye Demirkol’un sunduğu Manşet programında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Selma Ateş, saldırıya ilişkin şok bir ayrıntıyı anlattı. Ateş, Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki adliye bahçesinde beklerken kafeterya dibinde birilerinin video kaydı aldığını açıkladı.
Ateş, durumdan işkillenmesi üzerine yanındakilerin video kaydını çekenlerin yanına gittiğini söyledi. Ateş, yanındakiler gider gitmez yumruklu saldırıya uğradığını açıkladı.
Selma Ateş, Remziye Demirkol’un “Ülkücü bir ailesiniz ve ülke ocaklarını da. Evet. biliyorsunuz. Oradaki işleyişi biliyorsunuz, tanıyorsunuz. Şimdi böyle ülke ocaklarından bir kişi kendiliğinden bu kadar çok konuşulan bir aileye tek başına, kendi başına karar verip böyle bir saldırı gerçekleştirir mi?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Tabi ki de gerçekleştirilemez. Şimdi, ocakta ve, partide asla izinsiz hiçbir şey yapılmaz. Adım atamazsınız. Çay bile içemezsiniz. Kimse kusura bakmasın. Biz burada yetiştiğimiz için söylüyorum. Burada yetiştik ama bunlar gibi değiliz. Gerçekten bunlar gibi değiliz. Biz ayrılmış insanlarız. Gerçek ülkücüler, vatanseverler, milliyetçiler olarak farklı bir konumdayız.”
Selma Ateş’in konuşmasından öne çıkanlar da şöyle:
“O kürsüden birtakım tehditler savrulursa sonucu bu olur, Arkadan gelip saldırdı. İyi ki yanımda hani sağ olsun eşim vardı. orada bir kesici alet olabilirdi elinde. Çok da rahatlıkla insan öldürebilecek güce sahip bir insandı. Anlam veremedim. Arkamdan bir anda gelip, O arada, anne annem bir tarafta, ablam yerlerde ne olduğunu anlayamadım
Şimdi biz bir, partinin genel başkanı olarak çıkıp kürsülerden, 70 yaşındaki anneme tehditvari, bizlere tehditvari cümleler kurarsanız yapılacak olan bu. Adamın bana saldırırken söylediği tek şey, “Ne dedin sen? Ne dedin sen?” Ne dedim? Katillerin isimlerini saydım ben. Azmettiricilerin isimlerini saydım. Bana, kürsülerden ayağınızı denk alın mesajı geldi. Mahkeme salonunda da zaten biz bu saldırıyı ben inanın hissediyordum. Yani saldırı olacağını artık hissediyorsunuz. Zaten sürekli bu Bursa’da da yaşandı fakat valilik o dönem, “Böyle bir şey yok.” dedi. Yalanladı.
İzmir’de aynı şekilde araçla çocuğumla giderken bir saldırıya uğradım. Telefonla polisleri aradım. Bununla ilgili de bütün kayıtlarım mevcut. Yani bu kadar saldırı ama Sincan gibi bir yerde, özellikle bu kadar polisin içinde yapılmasının, insanı rahatsız ediyor. O kadar polis beni koruyamadı ve beni tuttular fakat tutukluyu elini kolunu sallayarak götürdüler.
Şimdi olayın öncesinde zaten karşı çaprazımızda arkadaşlarımızı biliyorlar. Kafeteryanın dibinde birileri kamera kaydı alıyorlardı. Ben de özellikle dedim ki çocuklara, “Arkadaşlar gidin bir bakın. Bir kamera kaydı alıyor. Bir polis mi yoksa sivil polis olabilir ama telefonla niye bizim videomuzu alsın?” dedim. Sonra arkadaşlar oraya gitti. 5 saniye geçmedi aradan şahıs bana saldırdı. Şimdi bu kadar polisin bu kadar korumanın olduğu bir yerde bana saldırılıyorsa ben yarın, evime gittiğimde neler yaşayacağımı bilemiyorum açıkçası. Ben kendi canımdan korkmuyorum bakın gerçekten korkmuyorum. Ben Sinan için ölüme gitmeye razıyım. Benim annem var, hala içerde hasta yatıyor. Evet. Yani kadının yaşadıkları zaten ayrı. Annem, babamı da kaybetti. Kardeşimi de kaybetti. Dün bu yaşanan her şeye maruz kaldı. Böyle bir şey yaşamak zorunda mıydı? Ablam yerlerde sürüklendi. Vücudunda morluklar, eşim öyle.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Bizim derdimiz buradaki 3-5 tetikçiyle değil. Bizim derdimiz saydığımız insanların alınması gerekiyor. Eğer ki bunlar alınmazsa bu, suçlar daha da artarak gelecek. Bugün bana yapılanlar yarın, size, bir milletvekiline, bir doktora yapılacak. Çünkü cezasız bu suçlar. Eğer ki bu tepedeki azmettiricileri yakalamazsak bunlarla nasıl olsa bunlar ufak cezalar alıp kurtuluyor. Biz gereğini yapalım diyecekler. Tutuklanan bana saldıran kişinin 6 ayrı suçtan cezası varmış bakınız. 6 ayrı suç. 6 kere yakalanmışsınız, bırakılmışsınız. Sinan Ateş’te de aynı 35 ayrı suçtan, yakalanıp bırakılmış birisi. İşte şehit poliste 26 suçtan yakalanmış, bırakılmış birisi. Şimdi baktığınızda sizce adalet yerini bulur mu? Tepedekiler yakalanmadan bulur mu? Bulunmaz.
Şu tetikçi değişir. Tetikçi bugün Doğukan Çep olur yarın Eray Özyağcı’lar olur. Öbür gün Ahmet olur, Mehmet olur. Sadece isimleri değişir tetikçilerin. Başrolde olanlar değişmediği sürece yani yakalanmadığı sürece bu işlerde adalet sağlanmaz.
Ölüme kadar gitse bile bakın ölüme dahi gitse biz bu işin sonunu bırakmayacağız. Nasıl ki biraz önce Münevver Karabulut’un annesi bu savaşını devam ettirdi, benim annem de ömrü vefa ettiği sürece ben de, ablam da ömrümüz vefa ettiği sürece Sinan’ın davasını sürdüreceğiz. Sinan geri gelmeyecek. Bizim derdimiz başka Sinan’lar ölmesin. Evet. Yeter ki ülkenin aydınlık geleceği yok olmasın. İnşallah bir daha böyle cinayetler yaşanmaz ama bizi bizi hiç kimse susturamayacak. Ne tehditler, ne saldırılar, ne fiziksel saldırılar. Bizim derdimiz buradaki 3-5 tetikçiyle değil. Bizim derdimiz saydığımız insanların alınması gerekiyor. Eğer ki bunlar alınmazsa bu, suçlar daha da artarak gelecek. Bugün bana yapılanlar yarın, size, bir milletvekiline, bir doktora yapılacak. Çünkü cezasız bu suçlar. Eğer ki bu tepedeki azmettiricileri yakalamazsak bunlarla nasıl olsa bunlar ufak cezalar alıp kurtuluyor. Biz gereğini yapalım diyecekler. Tutuklanan bana saldıran kişinin 6 ayrı suçtan cezası varmış bakınız. 6 ayrı suç. 6 kere yakalanmışsınız, bırakılmışsınız. Sinan Ateş’te de aynı 35 ayrı suçtan, yakalanıp bırakılmış birisi. İşte şehit poliste 26 suçtan yakalanmış, bırakılmış birisi. Şimdi baktığınızda sizce adalet yerini bulur mu? Tepedekiler yakalanmadan bulur mu? Bulunmaz.”