Türkiye, şimdiye kadar olabilmiş en kapsamlı dijital kimlik sahteciliği vakasıyla karşı karşıya.
Elektronik imza ile üniversite sistemlerine girildiği, notların değiştirildiği, sahte diplomaların verilip alındığı, hayatını kaybetmiş kişilerin kimlik bilgilerinin kullanıldığı ortaya çıkarken, 400 akademisyenin de sahte diplomayla atandığı öğrenildi.
Tüm bu işlemler, Türkiye’nin dijital devlet altyapısının temelini oluşturan e-imza sistemi aracılığıyla gerçekleştirildi. Kendisini kamu görevlisi gibi göstererek sahte kimlik belgeleriyle e-imza sertifikaları alan sahteciler, bu e-imzalar sayesinde üniversitelerin öğrenci bilgi sistemlerine giriş yapabildi.
İddianameye yansıyan bilgilere göre; bu şekilde 57 sahte üniversite diploması ve 4 sahte lise diploması düzenlendi. 108 kişinin ehliyet (yazılı ve direksiyon) sınav sonucu değiştirildi, bunlardan 10’u adına sahte sürücü belgesi basılıp teslim edildi. Diplomaların 250 bin ila 2,5 milyon TL arasında satıldı, bazı ödemeler kripto parayla yapıldı…
SİSTEME NASIL BU KADAR KOLAY SIZILDI?
Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianameye göre, davada 199 sanık olsa da ‘sisteme nasıl bu kadar kolay sızıldığı’ ve ‘bu sahtekarlık kimleri kapsıyor?’ soruları henüz yanıt bulmuş değil.
Sahteciliğin boyutları bireysel usulsüzlüklerin ötesinde organize bir yapıya işaret ederken şüpheliler hakkında ‘ÖSYM Kanunu’na muhalefet’, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘bilişim sistemine girme’, ‘verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme’ suçlarından 6 yıldan 45 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezaları talep ediliyor.
EĞİTİM ŞART
Sahte diploma çetesi tartışmaları sürerken e-imza skandalında eleştiri oklarının hedefi olan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan’ın tam 6 lisans, 2 yüksek lisans ve 2 doktora diplomasının olduğunu öğrendik. -Eğitim şart tabi- Diploma zengini Sayan, bu geniş koleksiyonun ortaya çıkmasıyla çareyi bir kısım diplomaları özgeçmişinden silmekte buldu.
AKP’Lİ BAYKAN: DÜNYANIN HER YERİNDE OLABİLİR
Bir başka AKP’li, Konya milletvekili Mehmet Baykan da “Dünyanın her yerinde olabilecek bir korsanlık” diyerek skandalı normalleşmeye girişti. ‘Bi bitmediniz’ diyen Baykan “86 milyonun kafasını karıştırmaya çalışıyor, algı çalışması yapıyorlar” diye de ekledi.
TAM BİR ŞEHZADE: ‘ASALET, İFTİRAYA CEVAP VERMEZ’
Üniversite diplomasının sahte olduğu tespit edilen II. Abdülhamit’in 4. kuşak torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu ise suçlamalara verdiği “Asalet, iftiraya cevap vermez” yanıtıyla tam bir şehzade olduğunu kanıtladı: “Son günlerde şahsımı hedef alan iddialar ve karalama kampanyaları karşısında sessiz kalmayı tercih ettim. Çünkü bilirim ki; bazen gerçek, ancak zamanı geldiğinde konuşur. Asalet, iftiraya cevap vermez. Lakin iftirayı atanlar, günü geldiğinde kendi çamurunda boğulur.”
AKP SÖZCÜSÜ ÇELİK: PARTİLİ ARKADAŞLARIMIZA SALDIRIYORLAR
AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise devlet kurumlarının sahteciliği 1 yıl önceden fark ettiğini söyleyerek “Arkadaşlarımıza yönelik iftiralara pirim vermeyeceğiz. Sahtecilik yapan ne varsa söküp atacağız. Bunu partiler arası tartışmaya çevirmeye çalışıyorlar. Partili arkadaşlarımıza saldırmaya çalışıyorlar. Bunlar sabotaj girişiminden başka bir şey değil” dedi.
DAĞ FARE DOĞURDU: BTK
Tüm bunlar olurken devletin veri güvenliğinden sorumlu Bilgi Teknolojileri Kurumu’ndan (BTK) günler sonra gelen ve aslında hiçbir şey söylemeyen açıklama ‘dağ fare doğurdu’ şeklinde yorumlandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, “Veri güvenliğinden sorumlu BTK, yaptığı ‘iki satırlık’ açıklamayla, iktidar sorumluklarından kaçamaz” diyerek BTK’nın tutumuna dikkat çekti.
Yalnızca bireysel düzeyde değil organize bir suç ağı aracılığıyla sistematik biçimde kamuya sızma girişimine işaret eden bu tablo yanıtlanması gereken pek çok soruyu da barındırıyor.
MADEM DEVLET OLAYA EL ATTI, TARTIŞILMASI NEDEN RAHATSIZLIK VERİYOR?
Bu veri ihlalleri, devletin hangi kurumlarındaki hangi ihmaller zinciri sonucunda oluşmuştur? Bu işleri yapan altı kişilik kaldırım çetesinden mi ibarettir? İçeriden bağlantıları yok mu? Bu ağın bağlantılı olduğu kamu görevlisi ya da siyasi kişilere ilişkin soruşturma başlatılacak mıdır?
Sahte diplomayla kamuya yerleştiği tespit edilen kişi sayısı kaçtır, bunlar kimlerdir? Bu kişiler hangi kamu kurumlarında, hangi görevlerde çalışmaktadır? Sahte diplomalı kişiler güvenlik soruşturmasını nasıl geçmiştir?
Olayın boyutları açıklandığı kadar mı, yoksa iş buraya gelene dek halının altına süpürülen başka dosyalar var mı? Madem devlet olaya el attı, yargılama sürüyor, bu konunun tartışılmasından duyulan rahatsızlık nedir?
Bu ve daha pek çok sorunun cevabı olabilecek mi, göreceğiz.