Müteahhitlere, şirket patronlarına, Kur Korumalı Mevduat denilen kara delikle zenginlere milyon dolarlar akıtılırken, küçücük çocukların bir avuç midesini doyuramayan AKP “Kaynak yok” diyebiliyor mesela. Doğrusu, “Kaynakları bir avuç zengin ayrıcalıklı azınlığa verdik, kalmadı” olacak. Çocukların aç kaldığı, okullara aç gidip aç döndüğü bir ülkede bundan daha yakıcı daha acil bir sorun olabilir mi gerçekten?
Ülkede yüz binlerce çocuk, yetersiz beslenme yani açlıkla mücadele ediyor. Evlerde aç kalan kalan çocuklar okula aç gidip, okuldan eve aç dönüyor.
Aile Bakanlığı’nın verilerine göre, sosyal yardım alan hane sayısı 2024’ün ilk yarısı itibarıyla 3,7 milyonu aştı. Bu yardımı alabilmek için hanede kişi başına düşen aylık gelirin, asgari ücretin üçte birinden -5 bin 667 liradan- az az olması gerek.
Yine resmi rakamlara göre, ailesini yanında temel ihtiyaçları karşılanmayan çocuk sayısı 171 bin 895. Bu sayının 2025 yılında 200 bini bulacağı öngörülüyor. Bu verilerin içinde asgari ücretliler yok çünkü onlar çalıştıkları için sosyal yardım alamıyorlar. Asgari ücretin bugün açlık sınırın 4 lira altında kaldığını hesap edersek, yetersiz beslenen daha doğrusu beslenemeyen çocukların sayısı çoktan milyonları bulmuş durumda. Bu rakamlar, en az 3 çocuktan 1’inin ağır yoksulluk içinde olduğunu ve açlıkla mücadele etmek zorunda kaldığını söylüyor.
Bakanlığın ‘eğitim yardımı’ adı altında çocuk başına ayda sadece 90 TL verdiğini ise geçen hafta CHP Milletvekili Orhan Sümer’in soru önergesine verilen yanıtla öğrenmiş olduk.
Hacettepe Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, çocuklarda yetersiz beslenmekten kaynaklı bodurluk oranı yüzde 6’larda…
Dünya Sağlık Örgütü, çocuklarda öğrenme güçlüğünün 1’nci nedeninin yetersiz beslenme olduğunu söylüyor. Çocuklarda yetersiz beslenmenin diğer sonuçları ise özetle şöyle:
Vücudun bulaşıcı hastalıklara karşı direnci önemli ölçüde azaldığından gelişim geriliğine neden oluyor. Yetersiz beslenme sadece fiziksel değil ruhsal sorunların da nedeni… Özellikle ergen çocuklarda ve gençlerde yokluk, yoksunluk gelecekleriyle ilgili kaygıya neden oluyor, umutsuzluk, depresyon ve zaman zaman da şiddeti körüklüyor.
Araştırmalar; yetersiz beslenmenin, çocuklarda bodurluk, düşük kilo, zayıf bağışıklık sistemi, öğrenme güçlükleri, konsantrasyon eksikliği, genel bilişsel gelişimde gerilik, demir eksikliği anemisi, enerji eksikliği, davranışsal sorunlar, huzursuzluk ve hiperaktivite, kas dokusunun kaybı ve zayıflaması, ciltte kuruluk, saç dökülmesi, saçın matlaşması ve renk değişiklikleri, gece körlüğü, ilerleyen yaşlarda kalp hastalığı, diyabet ve diğer kronik hastalıkların riskini artırdığını söylüyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın bu alanda 2022 yılında Türkiye’de yaptığı araştırma ise çarpıcı.
Öğrencilere 1 hafta içinde kahvaltı ve akşam yemeği yeme sıklığı soruluyor. Öğrencilerin yüzde 31’i okuldan önce kahvaltı yapmadıklarını belirtiyor. Ayrıca, öğrencilerin yüzde 2’si okuldan sonra hiç, yüzde 9’u ise haftada bir gün akşam yemeği yediklerini ifade ediyor.
“Geçen 30 günde yiyecek alacak paranız olmadığı için kaç kere yemek yiyemediniz?” sorusuna öğrencilerin 19.2’si “En az bir gün”, yüzde 1.9’u ise “Her gün ya da neredeyse her gün” yanıtını veriyor.
Birçok ülkede çocukların temel günlük beslenmelerine destek olmak için okul yemeği programları uygulanırken, Türkiye 30 Avrupa ülkesi arasında en yüksek çocuk yoksulluğu oranına sahip 2 ülkeden biri.
Başta Veli-Der olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşu, meslek örgütü yıllardır bu konuya dikkat çekmeye çalışır ve hükümeti harekete geçmeye çağırırken sesleri daha gür çıkabilsin diye bir araya geldiler ve Okul Yemeği Koalisyonunu kurdular.
Eğitim Sen, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Gıda Mühendisleri Odası, Ekmek ve Gül, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği gibi pek çok örgütün talebi; devlet okullarında çocuklara bir öğün sağlıklı ve ücretsiz yemek verilmesi.
Koalisyon; hükümeti çocukları aç bırakmak yerine sorumluluk almaya davet ederken, bunun sosyal devletin lütfu değil görevi olduğuna özellikle dikkat çekiyor.
Çankaya Belediyesi, Türkiyeye örnek olan çocuklara beslenme saatinde yemek uygulamasını sürdürüyor.
Çocuklarının beslenme çantasına koyacak kahvaltılık bulamadıklarını söyleyen kadınların, Mili Eğitim Bakanlığı’na açtığı davadan öğrenciler lehine bir sonuç çıkmasa da veliler ve kuruluşlar bu işin peşini bırakacak gibi görünmüyor. Çünkü sorun o kadar yakıcı, açlık-yoksulluk o kadar ağır ve derin ki…
Evrensel gazetesinden Elif Turgut ile Neslihan Karyemez’e konuşan İstanbul’da yaşayan 4 çocuklu bir kadın durumu şöyle özetlemiş:
“Evde 6 kişiyiz. Eşimim düzenli bir işi yok. İş bulduğunda aylık gelirimiz 15 bin ile 20 bin lira arasında değişiyor. 16 yaşındaki kızım da okuldan arta kalan zamanlarda iş buldukça günlük işlerde çalışıyor. Evimize et girmiyor. En son Kurban Bayramı’nda komşular getirmişti. Sebze ve meyveyi de kısıtlı alabiliyoruz. Tavuk eti bile nadir alıyoruz. Yemek olarak genelde patates, fasulye, pirinç, makarna ve çorba pişirebiliyorum. Çocukların beslenme çantasına da bunlardan koyuyorum.”
Türkiye’de milyonlarca kadın, “Çocukların beslenme çantalarına koyacak bir şey bulamıyoruz” diye isyan ederken MEB’in çocukların et, süt, taze meyve-sebze yemesi gerektiğini söyleyen filmi bardağı taşıran son damla oldu.
Çankaya Belediyesi her gün 3 bin ilkokul öğrencisinin sıralarına sıcak öğle yemeği götürüyor..
Bakanlığın filminde dış ses, velilere öğüt veriyor: “Sağlıklı beslenmenin çocuklar tarafından alışkanlık edinilmesi için uygun beslenme çantası hazırlayın.”
Çocuklara 1 öğün yemek veremeyen AKP, pek parlak aklından veriyor ‘sağolsun’ -Ne kadar dahice, kadınlar bunu düşünememişti çünkü-
Devlet okullarında çocuklara bir öğün ücretsiz yemek sağlamanın yıllık maliyeti 165 milyar lira olarak hesaplandı. Bu miktar, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin sadece yüzde 13’ü demek.
Müteahhitlere, şirket patronlarına, Kur Korumalı Mevduat denilen kara delikle zenginlere milyon dolarlar akıtılırken, küçücük çocukların bir avuç midesini doyuramayan AKP “Kaynak yok” diyebiliyor mesela. Doğrusu, “Kaynakları bir avuç zengin ayrıcalıklı azınlığa verdik, kalmadı” olacak. Çocukların aç kaldığı, okullara aç gidip aç döndüğü bir ülkede bundan daha yakıcı daha acil bir sorun olabilir mi gerçekten?
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
