İstanbul Barosu hakkında, 19 Aralık’ta Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’e ilişkin yapılan açıklama nedeniyle soruşturma açılmıştı. Soruşturma kapsamında hazırlanan davanamede baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması talep ediliyor.
İstanbul Barosu, baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında görevlerine son verilmesi talebiyle açılan davaya dair açıklama yaptı. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, açılan davaya karşı 23 Şubat’ta olağanüstü kurultay yapma kararı aldıklarını duyurdu.
İstanbul Barosu hakkında, 19 Aralık’ta Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’e ilişkin yapılan açıklama nedeniyle soruşturma açılmıştı. Soruşturma kapsamında hazırlanan davanameda baro başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması talep ediliyor.
İbrahim Kaboğlu, “Bu toplantı sıradan bir toplantı değil. Burada yüzlerce toplantı yaptım ama böyle bir toplantı ilk olarak gerçekleşiyor” dedi.
Avukatlık andını hatırlatan Kaboğlu, “Biz andımız doğrultusunda yalnızca metinlerde yazılı olan kurallar değil ahlak kuralları, hasiyet kuralları, etik kurallarına bağı olarak mesleğimizi bireysel ve toplu olarak icra ettik. Hiçbir biçimde anayasa ve hukuk açısından yaptığımız işlemler, söylemlerimiz ya da eylemlerimiz aykırılık teşkil etmemektedir. Avukatlık Kanunu’nu, Anayasa’yı hep temel kitaplarımız kabul ettik” diye konuştu.
“Ama 22 Aralık’ta bir savcılık soruşturması yapılacağına dair bir açıklamayla karşılaştık” diyen Kaboğlu, şöyle devam etti:
“21 Aralık günü Avukatlık Kanunu’nun ilgili maddelerinden kaynaklanan insan haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün savunulması çerçevesinde bir açıklama yaptık. Son 7 Ocak günü adliyeye davet edildiğimizde savunma yapmadık. Biz yalnızca beyanda bulunduk. Yürütülen soruşturma Avukatlık Kanunu’na ve Anayasa’ya tümüyle aykırıydı. Bunu beyan ettik. Hatta Adalet Bakanlığı’nın sonradan verdiği onayın iptali için Ankara İdare Mahkemesi’ne başvurduk.”
Soruşturma ve davanın hukuki olmadığını söyleyen Kaboğlu, şunları kaydetti: “Ne var ki, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasa ve yasaya aykırı soruşturma yürütmekle yetinmeksizin aynı zamanda hakkımızda İstanbul Barosu’nun yönetiminin sona erdirilmesi amacıyla dava açtı. O da Anayasa’ya, Avukatlık Kanunu’na ve hukuka aykırı. Bu aslında demokratik baro yönetimlerine dışarıdan müdahaledir. İstanbul Barosu yönetimini seçen binlerce avukatın iradesine müdahaledir.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Hiçbir biçimde, hiçbir organının Anayasa dışı işlem yapması Türkiye Cumhuriyeti’nde mümkün değildir. Çünkü yasama, yürütme, yargı Anayasamıza bağlıdır, bağlı olmak durumundadır.”