Koru’dan “Cemaat” çağrısı: ‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa bu konu ele alınmalı

Gazeteci Fehmi Koru, Gülen cemaati nedeniyle tutuklananlar için bir çağrıda bulundu. Koru, 'Terörsüz Türkiye' sürecinin başarılı olması için bu konunun gündeme gelmesi gerektiğini belirtti.

  • ü
  • 20 Temmuz 2025
  • ü
  • Gündem

Gazeteci ve Yazar Fehmi Koru

Karar gazetesi yazarı Fehmi Koru, Gülen cemaati nedeniyle tutuklananlar için bir çağrıda bulundu. “Emir-komuta ilişkisi içerisinde ‘darbe’ planlayıp planı uygulayanlar, amirlerinden değil sivil şahıslardan aldıkları emirleri yerine getirenler üzerlerine gidilmeyi hak eder; ancak cezaevlerinde ‘darbe’ sözcüğünün iğrendireceği kim bilir daha kaç kişi vardır…” diyen Koru, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin başarılı olması için bu konunun gündeme gelmesi gerektiğini belirtti.

GERÇEK TABLO NE?

KHK ile kapatılan Zaman gazetesinin eski yazarlarından Fehmi Koru, Karar gazetesinde bugün (20 Temmuz 2025) yayınlanan “‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa…” başlıklı yazısında binlerce mahkemede onbinlerce kişinin Gülen cemaati irtibatı ve iltisakı sebebiyle yargılandığını belirterek, “Bu tabloya iş dünyasından, ticaret hayatından, esnaftan kişileri ve KHK ile görevlerine son verilmiş akademik hayattan isimler ile grubun okulları ve dershanelerinden geçmiş, yurtlarında kalmış olanları da eklediğimizde bile gerçek tabloya ulaşmış olmayız.” ifadesini kullandı.

‘BEN DE TANIRIM, ERDOĞAN DA, GÜL DE…’

“…İBB ve CHP’li belediyelerle ilgili soruşturmalar tanıklara dayandırılıyor ya, ben de hepsini yakından tanıdığım medyadan isimlere tanıklar göstereceğim” diyen Koru, şunları kaydetti:

“Alaeddin Kaya, Ali Bulaç ve Nazlı Ilıcak’ın ‘darbeci’ olamayacaklarını en iyi bilenlerden biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır… 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Ali Bulaç’ı, Nazlı Ilıcak’ı, Ergun Babahan’ı, Mehmet Altan’ı ve Şahin Alpay’ı haklarında tanıklık edecek kadar iyi tanır… Mümtaz’er Türköne’nin tanığı, MHP lideri Devlet Bahçeli… Bu isimleri ben de tanıklıklarını yapabilecek kadar tanırım…”

15 Temmuz’dan önce açılan ve aralarında Fethullah Gülen’in de bulunduğu 73 sanığın yargılandığı çatı davasının 2017’deki duruşmasında tanık olarak da dinlenen Fehmi Koru’nun yazısının tamamı şöyle:

“İsrail’de halkın oyuyla iktidar olmuş siyasiler, Gazze’de 60 binden fazla Filistinli’nin canına mal olan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) ‘soykırım’ teşhisinde bulunduğu bir savaşı sürdürüyor.

İsrail toplumunun hiç de azımsanmayacak bir bölümü iktidarın Gazze politikasını -yani 60 binden fazla insanın öldürülmesini- onaylıyor. Ne zaman zora düşse, destekçisi yüzbinler Netanyahu için düzenlenen mitinglere koşuyor.

Peki, UCM bu denli büyük bir savaşta kaç kişiyi yargılıyor?

UCM savcısı Karim Khan, yalnızca İsrail başbakanı ile savunma bakanını yakalama kararı çıkarttı.

Sadece iki kişi…

Dünyanın şimdiye kadar gördüğü en kanlı savaş olan, 60 milyon insanın hayatını kaybettiği, İkinci Dünya Savaşı, Hitler’in başında bulunduğu Nazi Partisi’nin eseriydi.

Hitler yalnız değildi; arkasında güçlü bir parti örgütü ve halktan milyonlarca destekçisi vardı.

Yine sorayım: Savaş sonunda 60 milyon canın hesabını sormak üzere kurulan Nürnberg’deki mahkemede, Amerikalılar, kaç Nazi’yi yargıladı?

Nürnberg Mahkemesi’nde 24+185 Nazi ileri geleni yargılandı.

Müebbet alanlar beş-altı yıl sonra cezaları indirilerek serbest kaldılar…

60 MİLYON, 60 BİN VE 40 BİN

İkinci Dünya Savaşı sırasında içlerinde milyonlara varan Yahudi’nin de bulunduğu 60 milyon insan hayatını kaybetmişti.

Günümüzde, İsrail şimdiden 60 binden fazla Filistinli’nin hayatına mal olan bir savaşı sürdürüyor…

Bizde de, 40 binden fazla insanımızın canına mal olan terör dalgasının, ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ile sona ermesi için çaba gösteriliyor.

Kolay bir süreç değil bu; her şeyden önce terörün ülkeye hakim olduğu dönemde hayatını kaybeden çoğu devlet görevlisinin ailelerinin hassasiyetleri ön planda tutuluyor.

Ancak, bir yandan da, süreç nihayete erdiğinde PKK militanlarına ne olacağı tartışılıyor…

Bulunan ilk formül şu: “Terör eylemlerine şahsen katılmamış olanların topluma geri dönüşü sağlanacak.”

Terör eylemlerine bizzat katılmış, eylemleri emir ve talimatlarıyla sağlamış olanların kendilerini kabul edecek bir ülkeye gitmelerine izin verileceği söyleniyor…

Anlaşılan, daha önce 1940’lar Almanyası’nda olduğu, İsrail’de de iktidar değişikliği sonrasında olacağı gibi, bazı kesimlere rahatsızlık verse de, bizde de, bir kanlı dönemin kadrosu için keskin formüller uygulanacak…

YA FETÖ?

FETÖ, vaktiyle ‘Cemaat’ olarak anılan ve öyle anıldığı dönemlerde geniş kitlelerin ilgi gösterdiği, ancak yakın tarihimizin en uğursuz olayı olan 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ‘silahlı terör örgütü’ muamelesi görmeye başlamış olan grup…

Haklarında açılmış binlerce dava bulunuyor. O binlerce mahkemede onbinlerce kişi ‘FETÖ’ irtibatı ve iltisakı sebebiyle yargılanıyor.

[Anadolu Ajansı’na göre tablo şu: 15 Temmuz sonrasında 390.354 şüpheli gözaltına alındı, 113.837 zanlı tutuklandı, 118.814 kişi hakkında adli kontrol tedbiri uygulandı. Bunların içerisinde 191’i general rütbeli 8.081 subay, 13.599 diğer görevlerde asker, 15.032 polis, 2.305 hakim, 938 savcı, 24 vali, 174 kaymakam, 93 vali yardımcısı, 19 mülkiye müfettişi var.]

Bu tabloya iş dünyasından, ticaret hayatından, esnaftan kişileri ve KHK ile görevlerine son verilmiş akademik hayattan isimler ile grubun okulları ve dershanelerinden geçmiş, yurtlarında kalmış olanları da eklediğimizde bile gerçek tabloya ulaşmış olmayız.

[Darbe girişimi sonrasında, hem de birkaç kez, Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ için, “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan çete” tanımını paylaşmıştı; yukarı paragraftakilerin ne kadarı ‘tavan’ olur dersiniz?]

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’un yıldönümünde, “FETÖ ile mücadelemize hız kesmeden, aynı kararlılıkla devam edeceğiz ” keskinliğinde konuştuğuna ve her gün bir yerlerden operasyon haberi geldiğine göre, böyle bir görüntü ‘Terörsüz Türkiye’ içerisinde var olmaya devam edecek demektir.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

İBB ve CHP’li belediyelerle ilgili soruşturmalar tanıklara dayandırılıyor ya, ben de hepsini yakından tanıdığım medyadan isimlere tanıklar göstereceğim:

Alaeddin Kaya, Ali Bulaç ve Nazlı Ilıcak’ın ‘darbeci’ olamayacaklarını en iyi bilenlerden biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır…

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Ali Bulaç’ı, Nazlı Ilıcak’ı, Ergun Babahan’ı, Mehmet Altan’ı ve Şahin Alpay’ı haklarında tanıklık edecek kadar iyi tanır…

Mümtaz’er Türköne’nin tanığı, MHP lideri Devlet Bahçeli…

Bu isimleri ben de tanıklıklarını yapabilecek kadar tanırım…

Evet, emir-komuta ilişkisi içerisinde ‘darbe’ planlayıp planı uygulayanlar, amirlerinden değil sivil şahıslardan aldıkları emirleri yerine getirenler üzerlerine gidilmeyi hak eder; ancak cezaevlerinde ‘darbe’ sözcüğünün iğrendireceği kim bilir daha kaç kişi vardır…

‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa bu konu da ele alınmalı.

Mutlaka ele alınmalı.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER