Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP'li yetkililerin vatandaşı tehdit ederek oy istemelerine benzer bir kampanyayı 1989 yerel seçimlerinde yürüten Anavatan Partisi'nin tarihi yenilgiyi tattığını hatırlatarak, "AKP başarılı olur mu? Çok kuşkuluyum"dedi.
Yazar Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP sözcülerinin seçmeni tehdit ederek oy almaya çalışmasını, Anavatan Partisi’nin 1989 yılındaki yerel seçim kampanyasına benzetti. Koru, Anavatan Partisi’nin seçmeni korkutarak oy alma girişimin başarısızlıkla sonuçlanı hatırlattı.
Koru, kendi internet sitesinde yer alan yazısında Erdoğan’ın Hatay ve Giresun’da halkı direk tehdit ederek oy istemesini değerlendirdi. Erdoğan’ın geçmişte yerel yönetimlerin elinin kolunun bağlanmasına itiraz ettiğini kaydeden Koru, yazısına şöyle devam etti:
“Yerel yönetimlerin iktidar tarafından bazı haklarını kullanmaktan mahrum bırakılması, AK Parti iktidarına mahsus yeni bir uygulama mı? Elbette değil. Öyle olmadığını, 1994 yerel seçimi ile İstanbul’a belediye başkanı seçilmesi sonrasında, kendisine yönelik kısıtlamalara isyan bayrağı açan Tayyip Erdoğan’ın, o zamanki itirazlarının şimdilerde piyasaya sürülen eski videolarından hatırlıyoruz.
AK Parti eski bir uygulamayı günümüze taşımış oldu.
Şimdi de, bu uygulamasını gözlere sokarak seçmenleri kendisine oy vermeye zorlamayı amaçlıyor AK Parti…
Başarılı olabilir mi?
Çok kuşkuluyum.
Kuşkumun temelinde, geçmişte de benzer bir seçim propagandasına muhatap edildiğimizi hatırlamam yatıyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
12 Eylül darbesinden bir süre sonra, askeri yönetimin, siyasi hayatın canlanmasına izin vermesi üzerine yapılan 1983 yılındaki seçimde, sandıktan birinci parti olarak çıkıp hükümeti kuran ve belli başlı illerin hemen hepsinde belediye başkanlıklarını da kazanan Anavatan Partisi de, 1989 yerel seçiminde başarıyı korkutucu propagandada aramıştı.
Gazetelerde tam sayfa yayımlanan reklamlara ek olarak, ülkenin dört bir tarafındaki panolarda da hep aynı görüntü yer almaktaydı: Koltukta oturan ancak her tarafı urganlarla bağlı olduğu için kıpırdaması imkansız bir adam…
Ve o görüntüdeki adamın tepesinde, kocaman harflerle “ELİ KOLU BAĞLI BİR BELEDİYE BAŞKANI İSTER MİYDİNİZ?” yazısı…
Propaganda mesajı olarak bu söylemi reklamlarda kullanan ANAP, sözcüleri ve adayları ağzıyla da, aynı tehdit edici üslubu yaygın biçimde kullanıma sokmuştu.
Ülkeyi 1983’den başlayarak o tarihe kadar tek başına yönetme yetkisini halktan almış, günü geldiğinde -Kasım 1989’da- genel başkanını cumhurbaşkanı seçtirmeye hazırlanan ANAP, ilk büyük hezimeti, 26 Mart 1989 tarihinde yapılan yerel seçimde tattı.
Seçmen, “Evet, eli kolu bağlı bir belediye başkanı istiyorum” tepkisiyle oy kullandı o seçimde.
İki il hariç elindeki bütün büyükşehir belediyelerini kaybetti ANAP…
Nitekim, o seçimden sonra yapılan ilk genel seçimde, ANAP’ı iktidardan uzaklaştırdı aynı seçmen…
[Tabii, o iki hezimette de muhalefet cephesi -Süleyman Demirel’in DYP’si ile başında Erdal İnönü’nün bulunduğu SHP ve bir dereceye kadar da Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi- sağlam birer kampanya yürüttüler.]
Acaba iktidarın, kuvvet ve kudretini fazlasıyla hatırlatan bir kampanyayı sürdürdüğü önümüzdeki seçimde, bu defa sandıktan nasıl bir sonuç çıkar?
“Hiç merak etmeyin” ile başlayan bir bitiş cümlesi kuracaktım ki, aklım bu seçim öncesinde muhalefetin sergilediği duruma gitti ve cümlenin geri kadarını beklemeye aldım.”