AKP’nin çiftçinin topraklarına çökme planı: Tarlaların kiralanması

Tarım desteklerini azaltıp, çiftçiyi maliyetleri karşılayamaz hale getirip sonra da ürüne maliyetinin altında fiyat açıklayan AKP’nin ‘çözüm’ diye bulduğu, tarım arazilerini çiftçilerin elinden almak. Yani büyük ve çokuluslu tarım ve gıda şirketleri, küçük-orta ölçekli çiftçinin anadan-atadan kalmış topraklarına kolaylıkla çökebilsin diye yasal kılıfın bizzat iktidar marifetiyle hazırlanması. Sonraki aşamada ise çiftçinin kendi toprağında ırgat olarak çalıştırılması var.

Çiftçiler, yaz boyu yaptıkları eylemlerle seslerini yönetenlere duyurmaya çalıştı. Rize’den Konya’ya, Bursa’dan Maraş’a, Manisa’dan Antep’e, Balıkesir’den Malatya’ya kadar ülkenin dört bir yanında traktörleriyle yollara düşen, valiliklere yürüyen, boş tarlalara ‘üretemiyoruz’ yazan çiftçiler; seslerini yükseltti yükseltmesine de jandarmadan, polisten başka muhatap bulmaları mümkün olmadı.

‘BIÇAK KEMİĞE DAYANDI’

Tarım ambarı Konya Çumra’da ürünlerinin para etmediğini söyleyen bir çiftçinin “Ben koyu Ak Partiliyim. Allah benim belamı versin ki ben sana oy verdim” diyen isyanına diğerleri karıştı:

“Eskişehir Seyitgazi ilçesinde çiftçilik yapıyorum. Şeker pancarı, mısır, ayçiçeği üretiyorum. Maliyetlerin aşırı artmasından dolayı üretemiyoruz artık. Bıçak kemiğe dayandı.”

“Geçen yıl ay çekirdeğini 40 liraya satarken bugün 25-30 lira fiyat biçiliyor. Mazot geçen yıl 20 lirayken bugün 42 lira olmuştur. Geçen yıl 20 lira olan pamuğa bugün 18 lira fiyat veriyorlar.”

“En çok salçalık domates üreten Bursa Karacabey’de tarlada 3 liraya mal olmuş domates maalesef şu anda piyasada 2 lira 30 kuruşa kadar düşmüş durumda.”

“Niğde’de patatesimiz yerde, devlet gübremizin ücretini ödemiyor, ilacımızı ödemiyor. Biz buralarda sıcakta sürünüyoruz. Su makbuzumuz böyle olduktan sonra niye ekiyoruz, niye dikiyoruz? Biz bitiğiz, gerçekten bitiğiz.”

Gübre, tohum, mazot, elektrik, su gibi tarımsal girdi maliyetlerinin aşırı artışına karşılık, alım fiyatlarının düşüklüğünün üretimi artık olanaksız kılması ve çiftçiye verilen devlet desteklerinin yetersizliği çiftçilerin temel sorunları… Tam dedikleri gibi bıçak kemiğe çoktan dayanmış durumda ve aylardır bu şartlarda üretimin imkansızlığını, beyhudeliğini haykırıyorlar.

TABAN FİYAT VE TÜCCAR KARTELLERİ

Çiftçilerin taleplerinin başında, taban fiyatlarının enflasyonun dikkate alınarak belirlenmesi var.
Bir diğer talep, tüccarların üreticiyi ezmesini önleyecek tedbirlerin devlet eliyle alınması… Tüccarların aralarında ‘fiyat karteli’ oluşturarak alım fiyatlarını aşağıya çekmesinin önüne geçilmesini istiyorlar.

TARIM KANUNU: MİLLİ GELİRİN YÜZDE 1’İ ÇİFTÇİYE VERİLMEK ZORUNDA

Bir diğer temel talep de devlet destekleri… Devletin çiftçiye ne kadar destek ödemesi yapması gerektiği kanunla düzenlenmiş. 2006’da çıkarılan Tarım Kanunu’nun 21. maddesine göre, milli gelirin (GSMH) en az yüzde 1’i tarımsal destek olarak üreticilere verilmek zorunda.

Ancak bugüne kadar bu oran hiç tutturulamadı dolayısıyla çiftçinin alacağı her yıl katlanarak arttı. 2024 yılı için tarım bütçesindeki desteklemelerin tutarı 91.5 milyar lira olarak açıklandı ancak kanuna göre çiftçiye verilmesi gereken destek 412 milyar lira. Başka bir ifadeyle, sadece 2024 yılı için devletin çiftçiye 320 milyar lira borcu var.

3,5 MİLYON ÇİFTÇİ TARIMI BIRAKMAK ZORUNDA KALDI

AKP’nin tarımı desteklemek bir yana ‘bitirmek’ üzerine kurulu politikaları sonucu 30 milyon dönüm arazi tarım dışı kaldı, tam 3,5 milyon çiftçi toprağından koptu, kalanlar ise tarımdaki krizle boğuşuyor.

Çiftçinin 2005’te bankalara borcu 5.8 milyar TL’di. Her yıl artan bu borç 2019 yılında 106 milyar TL, 2022’de 187 milyar TL oldu ve güncel olarak da 651 milyar TL’yi geçti. Bu haliyle çiftçinin borcu 20 yılda yüzde 1122’den fazla artmış durumda.

TOPRAK GASPI: İŞLENMEYEN TARIM ARAZİLERİNİN KİRAYA VERİLMESİ

AKP iktidarının tarımsal üretime ve küçük-ortak ölçekli çiftçiye son darbesi ise iki yıl üst üste ekilmeyen tarım arazilerinin kiraya verilme zorunluluğu oldu.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı ‘İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik’ Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Tarım desteklerini azaltıp, çiftçiyi girdi maliyetlerini karşılayamaz hale getirip sonra da ürüne maliyetinin altında fiyat açıklayan AKP’nin ‘çözüm’ diye bulduğu tarım arazilerini çiftçilerin elinden almak.

SONRAKİ AŞAMA, ÇİFTÇİNİN KENDİ TOPRAĞINDA IRGAT OLMASI

Yani büyük ve çokuluslu tarım ve gıda şirketleri küçük ve orta ölçekli çiftçinin anadan-atadan kalmış topraklarına kolaylıkla çökebilsin diye yasal kılıfların bizzat iktidar marifetiyle hazır edilmesi… Sonraki aşamada ise çiftçinin kendi toprağında ırgat olarak çalıştırılması var.

CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp; tarım arazilerine çökme planının şirketlerle sınırlı kalmayacağı, yandaş vakıf ve derneklerin de bu servet transferinin aktörlerinden olabileceği tabloyu şöyle özetliyor:

‘ANADOLU TOPRAKLARI, YANDAŞ VAKIF VE DERNKELERE PEŞKEŞ ÇEKİLECEK’

“Bu yönetmelik yoluyla çiftçimizin zaten ipotekli ve hacizli olan arazileri bankalar tarafından önce alacağa mahsuben alınacak sonra da bakanlık eliyle kiraya verilerek bir anlamda arazi bankacılığının yolu açılacaktır. Yönetmeliğin yarattığı bir diğer endişe, yandaş vakıf ve derneklere Anadolu topraklarının peşkeş çekilmesinin yasal altyapısını hazırlamasıdır. ‘Üretim planlaması’ adı altında hayata geçirilen yönetmelik, aslında bir toprak gaspını amaçlamaktadır. Diğer taraftan Anadolu çiftçisi, çok uluslu şirketlerle sözleşmeli üretime mecbur kalacak ve modern köleler haline gelmiş olacaktır.”

Alp, yönetmeliğin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’a dava açtıklarını açıkladı ve pek çok çiftçinin de bu davanın müdahili olduğunu biliyoruz.

GIDA FİYATLARI DÜNYADA DÜŞERKEN, TÜRKİYE’DE YÜKSELİYOR

Dünyada gıda fiyatlarında aylık değişim olmaz ve hatta yıllık yüzde 2 seviyesinde düşüş görülürken, Türkiye’de gıda fiyatlarının yıllık artışı yüzde 70’e dayanmış durumda. Türkiye bu haliyle gıda fiyatlarında 4 yıldır yükseliş trendini sürdürüyor.

Sürecin bundan sonra neye benzeyeceğini dünyanın en pahalı sebzesini- meyvesini yiyen -ya da yiyemeyen mi demeli- Türkiye halkları ve o sebze- meyveyi üreten çiftçilerin mücadelesi belirleyecek. Geçmiş yıllarda önemli oranda AKP’yi desteklemiş Anadolu köylüsünün şimdi varılmış açmazda “Ben koyu AK Partiliyim. Allah benim belamı versin ki ben sana oy verdim” demesindeki gibi.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com