Aile Hekimliği Yönetmeliği’nde yapılan son değişiklikler, hekim ve meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen 1 Kasım’da yürürlüğe girdi.
Son 3 ayda 3’ncü kez ülke genelindeki Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) gerçekleştirdikleri iş bırakma eylemleriyle ‘eziyet’ dedikleri yönetmeliğin geri çekilmesini isteyen aile hekimleri, sonuç alana kadar eylemlerini sürdüreceklerini açıkladı.
“Bu yönetmelikle bakanlık, sahanın görüşünü yok saymıştır. Hem vatandaş hem de meslektaşlarımız büyük zarar görecek” diyen aile hekimleri, itirazlarıyla ASM’lerdeki sağlık sisteminin işleyişine dair temel sorunlara dikkat çekti.
Ödeme katsayılarında yapılan değişiklik ve performans kotalarının artırmasıyla aile hekimleri yüksek maaş kesintileriyle karşı karşıya.
‘Performans kriterleri’ne tabi olarak çalıştırılacak hekimler, yeni durumda hasta takibinden de sorumlu. Sağlık kontrollerine gelmeyen hasta başına maaşlarında kesinti yapılacak.
Şöyle ki; yönetmeliğe göre hekimlerin teşvik alabilmesi için kendilerine kayıtlı kişilerin yılda en az 2 kez ASM’ye gelmesi gerekiyor. Eğer kendisine kayıtlı bir hasta yılda 7’den fazla başka bir sağlık kurumuna müracaat ettiyse, aile hekimi teşvikten faydalanamıyor.
Okula gitmeyen öğrenci yüzünden öğretmenin maaşını, camiye gitmeyen cemaat yüzünden imamın maaşını kesmek gibi…
Sağlık çalışanlarının çalışma koşularının halk sağlığıyla dolaysız ilgisine dikkat çeken TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, ortaya çıkan tablonun iktidarın siyasi tercihi olduğunu söylüyor:
“Hekimlerin teşvik ödemesi alması için belirlenen ‘performans kriterleri’nin sağlanması gerekiyor ve bunun toplum sağlığına zerre faydası yok. Teşvik ödemesi için öne sürülen bu formülleri uygulamanın sonu, yenidoğan bebek ölümleri gibi olur. Sağlıkta şiddetten randevu bulunamamasına, ilaç yokluğundan aşı yokluğuna, sağlık çalışanlarının göçünden anayasal hakkımız olan sağlığın ticarileşmesine, sağlıkta performanstan yenidoğan ölümlerine yaşanan tüm sorunların da ana nedeni siyasi iradenin bu tercihidir.”
Türkiye’de sağlık hizmetlerinin yüzde 40’ı birinci basamak sağlık hizmeti olan ASM’lerde karşılanırken, hekimlerin sadece yüzde 15’i aile sağlığı merkezlerinde görev yapıyor. Bu arada, kamudaki sağlık çalışanları arasında en düşük ücreti ASM’lerdeki sağlıkçıların aldığını da hatırlatmış olalım.
Daha şimdiden Aile Sağlığı Merkezlerindeki sağlık personeli arasında istifaların başladığına dikkat çekilirken, ayrılacak sağlıkçı sayısının giderek artacağı öngörülüyor.
Aile hekimlerinin dikkat çektiği bir diğer temel mesele de ilaçlara getirilen kota… Yönetmelikle birlikte hekimlerinin antibiyotik, ağrı kesici ve mide koruyucu ilaç yazması sınırlandırılıyor.
Eğer hekim bu ilaçları bulunduğu il ortalamasının üzerinde bir miktarda yazmışsa teşvik alması söz konusu değil. Başka bir ifadeyle, hastalarına daha az antibiyotik, ağrı kesici ve mide koruyucu ilaç yazan hekimlerin daha fazla ücret alması öngörülüyor.
Meslek örgütleri “Hastalarımızın müşteri, puan, katsayı olarak görülmesini değil, insan olarak görülmesini istiyoruz. Tedavi için yazılması gereken ağrı kesici, mide koruyucu, antibiyotik gibi ilaçlara kısıtlama getirilmesi, hekimlerin mesleki bağımsızlığına tehdittir ve hastaların tedavi hakkının elinden alınmasıdır. Bunu kabul etmiyoruz” diyerek uygulamanın ne anlama geldiğini özetliyor.
AİLE HEKİMLERİNİN TALEPLERİ
Türk Tabipler Birliği (TTB); halk sağlığını koruyan, geliştiren, hekimlerin ve tüm sağlık emekçilerinin güvende olacağı, istekle çalışacağı bir birinci basamak sağlık hizmeti programını hayata geçirmek için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
– Bakanlık, yeni Aile Sağlığı Merkezi binaları yapmalı ve donanımını sağlamalıdır.
– Halkımıza etkili bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Bunun için hekim başına en çok 2.000 nüfus olmalıdır.
– Yeterli hemşire, ebe, sağlık çalışanı görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir.
– Aile hekimlerine ve tüm sağlık çalışanlarına emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.