Şarkılar ve filmleriyle milyonların sevgilisi haline gelen ve “Arabeskin kralı” olarak anılan Ferdi Tayfur’un bilinmeyen 3 romanı olduğu ortaya çıktı.
Hürriyet yazarı İhsan Yılmaz, Tayfur’un kamuoyunda bilinmeyene 3 romanıyla ilgili dikkat çekici bir yazı kaleme aldı.
“Yayımlanmış üçü roman ve biri anlatı türünde olmak üzere dört kitabı bulunduğunu biliyor muydunuz?” diye soran Yılmaz, Ferdi Tayfur’un kitaplarıyla ilgili şu bilgileri aktardı:
“Bu yılın ilk günlerinde kaybettiğimiz Ferdi Tayfur’un kitaplarını yayımlayan Berfin ve Kora Yayınları’nın sahibi İsmet Arslan’la karşılaştım bir sergi açılışında.
Ünlü sanatçıyla yakın bir yayıncı yazar ilişkisi içinde olduklarını anılarının eşliğinde anlattı. Ferdi Tayfur, hastalığından önce yeni bir roman dosyası göndermiş ama bir takım aksilikler yüzünden eline ulaşmamış İsmet Arslan’ın. Bir de üzerinde çalıştığı yarım romanı varmış. Kitapların yayınlanması için şimdi veraset işlerinin sonuçlanması gerekiyormuş.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Ferdi Tayfur’un kendi hayatından da kesitlerin bulunduğu, bir tür anı romanı ‘Şekerci Çırağı’ 2003 yılında yayımlanmış ve dört baskı yapmış. Şu anda da baskısı yokmuş. 2008 yılında ikinci romanı ‘Yağmur Durunca’yı çıkarmış ve bu roman da iki baskı yapmış. 2013 yılında anlatı türündeki ‘Bir Zamanlar Ağaçtım’ı, 2017 yılında da ‘Paraşütteki Çocuk’ romanını kaleme almış ve yayınlamış. Vefatından sonra ‘Bir Zamanlar Ağaçtım’ kitabının da baskısı tükenmiş.
Ne yalan söyleyeyim, hiçbir kitabını okumamıştım Ferdi Tayfur’un. Merak ettim. Elinde bulunan üç kitabını gönderdi İsmet Arslan.”
Yılmaz, yazısı şöyle sürdürdü:
“Ferdi Tayfur’un ‘Yağmur Durunca’ romanının ilk sayfasını açtığınızda bir alıntıyla karşılaşıyorsunuz. Danimarkalı ünlü filozof ve teolog Soren Kierkegaard’ın aşkı tarif ettiği bir aforizması: ‘Mükemmel aşk, insanın kendisini mutsuz edecek kişiyi sevmesidir.’
Romanın kahramanlarından, sevdiği uğruna cinayet işleyip hapse düşen Veli Yüklü kendisine aşkın tarifini soran koğuş arkadaşlarına Kör İmam’dan duyduğu bu cümleyi yazarının da adını vererek söylüyor. Aşk Adana’da da, Danimarka’da da aynı yaşanıyor ne de olsa.
Babasının etkisiyle ağır bir dini eğitim alan, hayatını varoluşun derin anlamına dair karmaşık keşiflere adamış bir felsefeci Kierkegaard. Varoluşçu düşüncenin kurucusu olarak kabul edilen Soren Kierkegaard (1813-1855) , pişman olmak ve bunun acısıyla hayatı boyunca bağlanmak için ayrıldığı nişanlısı Regine’in kendisinden tiksinmesi için müstear adla yazdığı ‘Ya/Ya da’ eseriyle tanındı. Hayatı boyunca hatırasına bağlı kaldığı sevgilisini kendisinden soğutmasa da ‘Baştan Çıkarıcının Günlüğü’, ‘Korku ve Titreme’, ‘İroni Kavramı’, ‘Kaygı Kavramı’ gibi eserleriyle felsefe tarihinde kendisine sağlam bir yer edindi.
Çokça kullanılan aforizmaları Ferdi Tayfur’u da etkilemiş belli ki.
“Tüm bu gizemli, gizemli olduğu kadar da korkutucu, Agatha Christie ya da Stephen King romanlarındaki karmaşık düzenin içine mi girecektim? Daha önce de söylediğim gibi; o benim canım, her şeyim ikizime duyarsız kalmam mümkün değildi…”
Polisiyenin, korku ve gerilim türünün ustalarına selam gönderen bu cümleyi ‘Paraşütteki Çocuk’ romanının Angeline Jolie’ye benzetilen kahramanlarından Ceren ikizi Zeren için söylüyor.
Romanın gizemli Çinli Kung Fu öğretmeni Mui de şöhretin zorluklarına dair felsefi cümleler kuruyor: “Bir kere şöhret olmaya gör; çok ünlü kişiler, ancak mezarlarında huzuru bulurlar. Her şeyini, her yerinde saklayabilirsin ama gözlerinde asla saklayamazsın. Haklının hakkını iyilikle vermezsen, zorla elinden alırlar.”
Adından da anlaşılacağı gibi çevre duyarlılığıyla öne çıkıyor anlatı türündeki ‘Bir Zamanlar Ağaçtım’ kitabı. Ormandaki genç bir ağacın kendisinden yaşlı bilge ağaçlarla konuşmalarıyla ve insanların çevreyi kirletmesine duyduğu öfkeyi dile getirdiği cümleleriyle başlıyor kitap. Gölgesinde yaşanan olayları anlatıyor ağaç, gelip piknik yapanlar, çöpünü bırakanlar, aç gözlü müteahhitler alıyor eleştirilerinden payını. Bir süre sonra ağaç gerçek Ferdi Tayfur’a evriliyor ve konular doğadan magazin çevresine kayıyor. O dönemde yaşadığı gerçek olayları anlatarak kendisi ve ailesi hakkında çıkan haberlerle ilgili yorumlarını dile getiriyor.”