Cumartesi Anneleri, 1026. hafta eylemlerinde 21 Kasım 1980’de gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren için adalet istedi: 26 yaşındaki Hayrettin Eren, 1970’lerin gençlik hareketinin bir parçasıydı. 12 Eylül darbesinin ardından hakkında yakalama kararı çıktı. Saraçhane Haşim İşcan Geçidi’nde arkadaşıyla birlikte gözaltına alındı.
Kayıplarının bulunması ve faillerin yargılanması talebiyle düzenledikleri eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, bu hafta da Galatasaray Meydanı’nda buluştu. Cumartesi Anneleri, 1026. haftada bir kez daha 21 Kasım 1980 tarihinde gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.
Eylemin başında yapılan açıklamada, Türkiye’deki hukuk sisteminin krizine dikkat çekildi:
“Adalet sisteminin evrensel hukuk, ahlak ve etik değerlerle arasındaki bağın kopması sonucunda Türkiye, ağır bir hukuk devleti krizi yaşıyor. Bu krizi aşmanın yolu, yargının yürütmenin güdümünden çıkıp, hakların korunmasındaki gerçek rolüne kavuşmasından geçiyor. Ancak o zaman, hukuk kuralları hakları ihlal edilenleri koruyabilir ve suçlulara yaptırım uygulanabilir.”
Açıklamada, Hayrettin Eren’in dosyasına ilişkin bilgiler kamuoyuyla yeniden paylaşıldı. “1026. haftamızda, tanıklara ve somut delillere rağmen 44 yıldır sonuç alamadığımız Hayrettin Eren dosyasını bir kez daha gündeme taşıyoruz” denilen açıklamada detaylar şöyle:
“26 yaşındaki Hayrettin Eren, 1970’lerin gençlik hareketinin bir parçasıydı. 12 Eylül darbesinin ardından hakkında yakalama kararı çıktı. 21 Kasım 1980’de Saraçhane Haşim İşcan Geçidi’nde arkadaşıyla birlikte gözaltına alındı. Eren’i önce Karagümrük Karakolu’na, ardından Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’ye götürdüler. Burada ağır işkenceye maruz kaldı.”
Öte yandan Eren’in ailesinin süreç boyunca karşılaştığı engeller, şöyle özetlendi: “Annesi Elmas Eren, oğlunu sormak için gittiği Gayrettepe Siyasi Şube’de, Hayrettin’in gözaltına alınırken kullandığı otomobili bahçede gördü. Ancak, ‘Hayrettin Eren gözaltında yok’ cevabıyla karşılaştı. Aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişi ise savcıya verdiği ifadede, ‘Hayrettin Eren bizimle gözaltındaydı’ diyerek tanıklık yaptı. Buna rağmen, Eren ailesinin tüm başvuruları yanıtsız kaldı. ‘Hayrettin Eren gözaltına alınmamıştır, hâlâ aranıyor’ cevabı hiç değişmedi.”
Açıklama şöyle devam etti: “Elmas ve Kemalettin Eren, çiçeklerle donatacakları bir mezar arayışını çocuklarına, torunlarına miras bırakarak aramızdan ayrıldılar.. Onların bıraktığı yerden tekrarlıyoruz. İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever, Siyasi Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar, Hayrettin’e işkence yapan timin şefi Fikret Işınkaralar, Hayrettin Eren’in kaybedilmesi suçunun fail ve sorumlularıdır. Devleti yönetenler, 44 yıldır Hayrettin Eren’in akıbetini gizledi. Onu kaybedenleri cezasız bırakarak 12 Eylül zihniyetini devam ettiriyor.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Ayrıca açıklama, iktidar ve yargı makamlarına çağrıyla son buldu: “Kaç yıl geçerse geçsin; Hayrettin Eren ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz. Hukuk devletini hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. Etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünüzü yerine getirin.”