Kuruluşunun 23. yılında icraatlarını övmelere doyamayan AKP'nin iktidarında, erkekler en az 7 bin 739 kadını katletti. Günde en az 1097 kadın şiddet görürken, her gün 1 kadın öldürülüyor. AKP’nin erkeklik gösterilerinin sonuncusunu ise Meclis’te gördük. Çünkü, AKP’nin şiddetle ilişkisi münferit değildir, tesadüf değildir, anlık değildir, dört dörtlük politikadır, tercihtir… O yüzden her yerdedir.
Geçen hafta 1 gecede 3 kadın evli oldukları evli oldukları erkekler tarafından öldürüldü. 2’si İstanbul’da biri Ankara’da öldürülen kadınların cinayetini duyuran haberler şöyle diyordu:
“İstanbul Küçükçekmece’de 23 yaşındaki Öznur Akkaya, boşanma aşamasındaki Gökhan Akkaya tarafından barışma teklifini reddetmesi üzerine sokak ortasında bıçaklanarak öldürüldü. Olay yerinden kaçmaya çalışan saldırgan, bölgedekiler tarafından yakalandı.
Aynı gece Bağcılar da ise evde bir kadının bıçakla yaralandığı ihbarını alan polis ekipleri adrese geldi. Kapıyı İ.Ç. açarken, yerde yaralı yatan kadın için ambulans istendi. İhbarı kendinin yaptığını belirten ve olayı anlatan İ.Ç. gözaltına alınırken, yaralı kadın K.Ç. ambulansla hastaneye kaldırıldı. K.Ç. hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Ankara’da ise boşanma aşamasındaki bir çift araç içerisinde tartışmaya başladı. Erkek, yanında bulunan silahla eşini vurduktan sonra silahı kendine doğrultup ateşledi. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Her iki kişinin de hayatını kaybettiği belirlendi.”
Kadın katliamlarının çetelesini tutan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun son verilerine göre, Temmuz 2024’te 23 kadın cinayeti, 23 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.
Kadınların yüzde 35’i evli olduğu erkek tarafından, yüzde 87’si ise evlerinde öldürüldü. Kadınların yüzde 65’i ateşli silah ile öldürüldü.
Kadınlar en çok; barışmayı, evlenmeyi ve ilişkiyi reddetmek ve boşanmayı istemek gibi kendi hayatlarına dair kararlar almaya çalışırken öldürüldü.
Kadın Destek Uygulaması Raporu’na göre ise günde en az 1097 kadın şiddet görüyor.
Tüm bunlar olurken Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta AKP’nin 23. yıl kutlamalarında millete verdikleri sözleri tutmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını, 22 yılın her safhasının iş yapmakla ve milletin dertlerine derman olmakla geçtiğini söyleyip; ekonomiden, eğitime, sağlıktan liyakatli kadrolara kadar topluma neler neler bahşettiklerini anlatıyordu.
Harun Gül, tartıştığı eşi Serpil Gül’ü silahla vurarak sokak ortasında öldürdü.
İcraatlarını övmekle bitiremeyen AKP’nin iktidarında erkekler en az 7 bin 739 kadını katletti fakat.
Erdoğan’ın imzasıyla 21 Mart 2021’de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılırken, o tarihten beri kadın cinayetlerindeki artış dikkat çekiyor. Kadın örgütlerinin, yerli mili olmadığı gerekçesiyle İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden Erdoğan’a cevabı “O zaman 6284’ü uygula” oldu.
Kadın ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesine yönelik adımları, alınması gereken önlemleri düzenleyen yasa uygulansın diye haykırmaktan kadınların sesi-nefesi kesildi fakat iktidar şürekâsından duyan gören olmadı.
Tam tersine 6284 sayılı şiddet yasasında kadınlar aleyhinde değişiklikler yapılmak istenirken kürtaj, nafaka gibi haklar da tartışmaya açıldı.
Meclis’te kadına yönelik şiddetin araştırılması için muhalefet partileri tarafından verilen önergelerin sonuncusu geçen yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Meclis’e sunulsa da yine MHP-AKP cenahında karşılık bulmadı ve bu vekiller bir kez daha kadına yönelik şiddet karşısında kıllarını bile kıpırdatma lüzumu görmedi.
“AKP’nin kadına yönelik şiddeti engellemekte yetersiz kaldığı” gibi bir argüman olsa da bu söylem, gerçeğin kıyısından köşesinden bile geçiyor değil. Çünkü bizzat kadın düşmanı politikaların mimarı olan AKP’nin kadına yönelik şiddetti engellemek gibi bir niyetinin olduğunu söylemek en hafif tabiriyle saf dillilik olacaktır.
17 yaşındaki genç önüne geleni bıçakladı: 1 ölü, 2 yaralı
İktidarın ‘kadınları korumak’tan anladığı ise onları aile içine sıkıştırıp, annelikle tarif etmekten ibaret. -Ki yine hatırlatmış olalım, kadınların yüzde 35’i evli olduğu erkek tarafından, yüzde 87’si ise evlerinde öldürülmüş.
Kadının varlığını sadece ve ancak aile içinde kabul ettiğini söyleyen iktidar, bu haliyle kadını çoktan evin içinde kıstırıp erkek şiddetine mahkûm etmiş durumda.
Kadın örgütleri, tam da bu yüzden boşanmayı zorlaştıran aile arabuluculuğu sistemi ile kadınları şiddete mahkûm etmek isteyen iktidarı; öldürülen, şiddete uğrayan tüm kadınların faili olarak işaretliyor.
Caydırıcı cezalar almayan şüpheli, sanık ve katiller bir tarafta, diğer yanda 6284 sayılı yasadaki önleyici tedbirlerin uygulanmaması iktidar eliyle kadın cinayetlerinin önünün ferah feza açıldığı anlamına geliyor.
Türkiye’de can güvenliği olmayan, bir tür cins kırımın muhatabı olan kadınlar hayatta kalma mücadelesi veriyor.
AKP’li Alpay Özalan, Ahmet Şık’a saldırdı. (FOTOĞRAF: ADEM ALTAN / AFP)
AKP iktidarının erkeklik gösterilerinin sonuncusunu ise Meclis’te gördük.
27 Haziran’da, son 5 günde 10 kadının katledilmesini Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’na “Gündeminizde midir?” diye soran DEM parti Milletvekili Gülistan Koçyiğit, Meclis’te AKP’li erkek vekillerin saldırısına uğradı.
Kafasına aldığı darbeyle kaşı açılan Koçyiğit, Meclis hastanesine kaldırılırken, Meclis mermerlerine dökülen kanı Meclis kavasları tarafından silinse de, geriye hafızalardan kolay kolay silinmeyecek görüntüler kaldı.
Kadına yönelik şiddet ve katliamların karşısında politika üretmek bir yana şiddeti besleyip büyüten, kadınların kazanılmış haklarını hukuk yoluyla gasp etmekte beis görmeyen AKP, tüm bir topluma yaydığı şiddet sarmalını bu kez erkek vekilleri aracılığıyla Meclis’e kadar taşımış durumda. Sokak hayvanlarının öldürülmesine cevaz veren ‘kanlı yasa’larının hemen peşinden…
Çünkü, AKP’nin şiddetle ilişkisi münferit değildir, tesadüf değildir, anlık değildir, dört dörtlük politikadır, tercihtir… O yüzden de evlerden sokaklara oradan Meclis’e kadar her yerdedir.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
