Mehmet Uçum, ‘hukuka dönüş’ ve ‘normalleşme’ beklentisini bitirdi: Ülkede halk devrim yaptı

Saray'ın danışmanı Mehmet Uçum, hukuka dönüş ve normalleşme beklentisinin önünü kapadı ve iktidarın hukuksuzluklarına aynı hızla devam edeceğini mesajını verdi. Uçum, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş gibi isimlerin tahliye edilmeyeceğini ilan etti.

  • ü
  • 13 Temmuz 2024
  • ü
  • Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk baş danışlamın Mehmet Uçum, Gezi Davası sanıkları, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş gibi isimlerin serbest kalmasını sağlayacak AİHM kararlarını uygulanmayacağını ilan etti. Uçum, “Türkiye’ye ihanet sayılabilecek ağır suçları içeren kesinleşmiş dosyalar ile aynı nitelikteki yürürlükteki dosyalara hukuku zorlayarak, hatta istismar ederek yol bulma gayretleri de sonuçsuz kalmaya mahkum. Ulusal (milli) yargımız hukukun istismarına hiç bir şartta izin vermeyeceğini her aşamada ortaya koyuyor.” dedi.

Uçum, sosyal medya hesabından 15 Temmuz ile ilgili değerlendirme yazısı paylaşttı. “Türkiye halkı sekiz yıl önce 15-16 Temmuzda 21’inci yüzyılın Milli Demokratik Halk Devrimini yaptı” diyen Uçum, küresel emperyalizme karşı mücadele veren devletlere örnek olduğunu iddia etti.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Uçum yazısında şu ifadelere yer verdi:

‘8 YILDA DEVRİMCİ BİR DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRDİ’

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ülke Liderliğinde son sekiz yılda devrimci bir dönüşüm gerçekleştiren Türkiye, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine ve Atatürk’ün tam bağımsızlık hedefine uygun olarak çok güçlü bir konuma geldi.
Ancak küresel emperyalizmin ülkemize saldırıları bitmiyor, yerli işbirlikçileriyle kurdukları tuzaklar, yaptıkları operasyonlar devam ediyor.

‘RADİKAL DÖNÜŞÜM BEKLENTİSİ OLDU’

Hemen yakın geçmişe bakarsak Türkiye 31 Mart 2024’de bir yerel seçim yaşadı. Yerel seçimlerde muhalefet nispeten başarılı bir sonuç elde etti. Cumhur İttifakının birinci sırada çıkmasını sağlayan %41’e yakın oyuna rağmen dış misyonların teşvik ve tahrikiyle temsil alanlarında Türkiye’de bir çok açıdan “radikal dönüşüm” olacağı beklentisi pompalandı. Hatırlamak gerekirse “yeni dönem” ve “normalleşme” adı altında bazı gelişmelerin olacağı ve ülkemize “bahar” geleceği vurgulandı.

Mesela Cumhur İttifakı dağılacaktı.
45 yıldır istenen ne için istendiği belli olan ama bir türlü açıkça ifade edilmeyen büyük koalisyonu (!) Ak Parti ve Chp kuracaktı.

Kavala ve diğer gezi hükümlüleri serbest kalacaktı. Kobani davasındaki ceza kararları bozulacaktı. Fetö’yle mücadelede kararlılık azalacaktı.

Terörle mücadelenin zorunlu bir şartı olan kayyum uygulamasından vaz geçilecekti. Hem yerelde hem TBMM’de terör vesayeti altındaki temsil ve terör destekçisi siyaset meşrulaşacaktı.

Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunma politikası rafa kalkacaktı. Türkiye’nin terörle sınır ötesi mücadelesi sona erecekti. Nihayetinde Irak ve Suriye’de uydu devlet kurulması kabul edilecekti.

‘TÜRKİYE’NİN BÖLÜNMESİNİN ÖNÜ AÇILACAKTI’

Ülke içinde “terör sorunu yok yetki devri meselesi var, Meclis göreve” siyaseti benimsenecekti. Yetki devri dayatmalarına boyun eğilip Türkiye’nin bölünmesinin önü adım adım açılacaktı.

Mecliste 400 ve üzeri oyla her türlü yetki devrini ve her türlü geriye dönüşü içeren yeni anayasa yapılıp halka sorulmadan yürürlüğe konacaktı.

Türkiye tam bağımsızlık çizgisinden vazgeçip yeniden batıcı projeler içinde yer alacaktı. Batıcı asimilasyon bu kez tüm toplumu teslim alacaktı.

31 Marttan sonra heyecana kapılan Türkiye karşıtı dış ve iç odaklar küresel emperyalizmin Türkiye’yi parçalama ve esir alma projesinin unsurları olan bu beklentilerin hiç birine yönelik adım atamadılar.

‘CUMHUR İTTİFAKI GRANİT GİBİ SAĞLAM’

Cumhur İttifakı granit gibi sağlam bir şekilde devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Nato zirvesinde tüm dünyaya ilan etti:

Orta Doğu’da bir terör devleti/uydu devlet kurulmasına asla izin vermeyeceğiz.

Nato’nun İsrail’le yapacağı her türlü anlaşma ve işbirliğini veto edeceğiz.

Milli dış politikada en ufak bir taviz yok tam tersine daha da güçlenen bir hat var.

Türkiye’nin siyasi birliği ve coğrafi bütünlüğünü korumak temel ve kalıcı kırmızı çizgimiz olarak aynen sürüyor.

HUKUKA DÖNÜŞÜN ÖNÜNÜ KAPADI

Teröre karşı ülke içi ve sınır ötesi güçlü mücadele daha da artarak devam ediyor. Aynı şekilde fetö çetesiyle kararlı mücadelede hiç bir yalpalama ve geri adım yok.

Türkiye’ye ihanet sayılabilecek ağır suçları içeren kesinleşmiş dosyalar ile aynı nitelikteki yürürlükteki dosyalara hukuku zorlayarak, hatta istismar ederek yol bulma gayretleri de sonuçsuz kalmaya mahkum. Ulusal (milli) yargımız hukukun istismarına hiç bir şartta izin vermeyeceğini her aşamada ortaya koyuyor.

Sonuçta liberal, muhafazakar ve seküler bütün “batıcılar”, iş tuttukları dış misyonlar ve emperyalist odaklar bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar ve gözüken o ki bu halleri ilelebet devam edecek.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com