Ayhan Bora Kaplan davasının 10’uncu duruşmasında Ayhan Bora Kaplan tarafından işkenceye uğradığını iddia eden Erkan Doğan dinlendi. Kaplan, mahkeme başkanı tarafından salondan çıkarıldı. Daha sonra salona alınan Kaplan, "Seni burada öldürürüm" tehdidinde bulundu.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne dair 20’si tutuklu 61 sanığın yargılamasına devam edildi. Davanın 10’uncu duruşmasında Ayhan Bora Kaplan tarafından işkenceye uğradığını iddia eden Erkan Doğan dinlendi.
Erkan Doğan, ”Kaplan’ı şikayet ettiği süreçte polise ve yargıya inancının kalmadığını” ifade ederek, “Yeni emniyet kadrosuna yeni içişleri bakanı Ali Yerlikaya’ya güvendim ve o yüzden buradayım. Ayhan Bora Kaplan, siyasetçi olduğu için Barış Kurt’a yaranmak için bana bunları yaptı. Ben Ayhan Bora Kaplan’ı saldığı korku ve uyuşturucu ticareti nedeniyle bilirim. Hayatımı elimden alan bu kişilerden şikayetçiyim” dedi.
Tutuklu sanık Muhammed Kaplan, müşteki Erkan Doğan’a “Organize Şube polisleri size en son ne zaman ulaştı, bu 2-3 gün içerisinde ulaştılar mı?” diye sordu. Doğan, “Resul Aydoğdu isimli polis memuru ulaştı” dedi. Bunun üzerine Muhammed Kaplan, “Yönlendiriyorlar Erkan Doğan’ı” iddiasında bulundu.
Erkan Doğan, açıklamalarının sonunda sanıklardan AKP eski Ankara İl Başkan Yardımcısı Barış Kurt’un yakınlarının, televizyonlara çıkmaması için aradığını ve dün akşama kadar kendisine bazı meblağlar sunulduğunu öne sürdü. Doğan, istendiğinde bunları mahkemeye sunabileceğini de belirtti.
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın aktardığına göre; Erkan Doğan beyanının devamında şu ilginç ifadeleri kullandı:
“Sanıkların ifadelerini okudum. Ne yaşadığımı ben biliyorum. O yaşadıklarımdan sonra saat saat ne oldu, kaç dişim çekildi hatırlayamıyorum. Elimde saat, takvim yoktu; nokta atışı bilgiler veremeyebilirim.”
Erkan Doğan özetle şunları da kaydetti:
“Başıma gelenlerden sonra emniyet-adliye-siyaset bağlantısını görünce 2023’e kadar sessiz kaldım. 15 Temmuz akşamı fotoğrafım var. İbrahim Kalın ve Yavuz Bingöl’ün klibinde kullanıldı. Herkes şehit, tek canlı olan benim. O gece sokağa çıktım. Canmı ortaya koymuş biriyim. Bu dosyada FETÖ’yle bağlantı kurulmak istense de vatan için yaptıklarım ortada. Burası benim için son yol, hak yoludur. Tövbe haşa kimse bunlara dokunamıyordu. Her şeyden haberleri oluyordu. Bora Kaplan, siyasetçi olan Barış Kurt’a yaranmak için bunları yaptı. Benim neyi bildiğimi o da biliyor. Bora Kaplan Barış Kurt’a yanaşmak, kendisini ispatlamak için bunları yaptı.”
Erkan Doğan, beyanının sonunda Başkan’ın sorusu üzerine, “Şikayetçiyim, hem bu dünyada hem öbür dünyada. Davaya katılmak istiyorum.” dedikten sonra Barış Kurt’un yakınlarının, TV’lere çıkmaması icin aradığını, hatta dün akşama kadar bazı meblağlar sunulduğunu öne sürüp bunları kayda aldığını, istenirse sunabileceğini kaydetti.
Erkan Doğan’a soru yönelten ilk sanık Barış Kurt oldu. Doğan bunları cevaplarken avukatından yardım alınca tartışma yaşandı. Mahkeme Başkanı, “Avukatına bakmadan, sormadan cevap ver.” uyarısında bulunurken, araya girip soru sormak isteyince, “Seninle mi uğraşacağım?” diyerek Bora Kaplan’ı salondan attırdı. Jandarmalar koluna girip götürürken de Kaplan, “Sürüklemeyin.” diye bağırdı.
Sanıklardan Muhammet Kaplan da Erkan Doğan’a, “abicim”, “güzel abim” hitaplarıyla İbrahim Kalın ile Yavuz Bingöl’ün klibinin videosunu gazeteci Cevheri Güven’e gönderip göndermediğini sordu. Doğan göndermediğini belirtirken Mahkeme Başkanı, “Bunun esasa hiçbir katkısı yok. Kimin 15 Temmuz’da ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor.” dedi.
Muhammet Kaplan’ın yönelttiği diğer sorulara da Erkan Doğan şu cevapları verdi:
Kaplan: Akman plazada seni tutmuşuz. Sonra iple 20’nci kattan 19’uncu kata inmişsin ve polisler gelip seni kurtarmış. O polislere bizim üst katta olduğumuzu söylemedin mi, niye gelip bizi almadılar?
Doğan: O atmosferde demek akıl etmediler. Bana niye soruyorsun? Onlara sor. Belki onları da siz ayarladınız.
Kaplan: Polis size en son ne zaman ulaştı? HTS kayıtlarını isteyeceğim de.
Doğan: İste. Tam olarak hatırlamıyorum.
Kaplan: Son birkaç gün, bir hafta içinde ulaştılar mı?
Doğan: Ulaştılarsa ne olmuş?
Kaplan: Yönlendiriyorlar, onun için.
Doğan: Beni polis mi yönlendiriyor?
Sanık avukatlarından Sidar Yurtçiçek’in soruları sırasında da şu sert tartışmalar yaşandı:
Av. Yurtçiçek: Akman Plaza’nın 20’nci katından 19’uncu kata helikopterle mi indiniz?
Erkan Doğan: Sen askerlik yaptın mı?
Av. Yurtçiçek: Yapmadım. Polislere size işkence yapanların üst katta olduğunu niye söylemediniz?
Doğan: Canımı zor kurtardım.
Av. Yurtçiçek: Barış Kurt’a şantaj yaptınız mı, tehdit ettiniz mi?
Doğan: Hayır. Kimse Yok Muu Derneği’yle fazla haşır neşirdi. FETÖ’den ihraç edilen İller Bankası Genel Müdürü’yle ilişkileri vardı. Tehdit etmedim. O, sokak ağzıyla konuşmamı yanlış anlamıştır. O benim neler yapabileceğimi, ben onun neler yapabileceğini biliyorum.
Av. Yurtçiçek: Tutuklanan eminiyet müdürleri, bizim açımızdan çete olanlarla iletişime geçtiniz mi?
Doğan: Sadece polis memuru Resul Aydoğan’la görüştüm. Üç gün önce de Aydoğan’la Whatsapp üzerinden konuşmuşuzdur. Mesaj attı, “İyi misin?” diye sordu. “İyiyim.” dedim. Eğer bu elinizde varsa, örgüt de darbe yapan da sizsiniz. Bora Kaplan bunları nereden biliyor?
Av. Yurtçiçek: Sayın Başkan, müştekiyi uyarın, üslubunu düzeltsin. Ben tutuklanan emniyet müdürleriyle Whatsapp’tan Facetime’dan görüşüp görüşmediğini soruyorum.
Doğan: İsimlerini saysın tutuklanan müdürlerin. Mustafa Süvari, Resul Aydoğdu, soyadını bilmediğim Çağlar dışında emniyete gittiğimde Murat Çelik’le tanıştım, sadece el sıkıştım.
Erkan Doğan’ın bu son sözlerini sanıkların tamamı alkışlayınca Başkan, ilk alkışlayan sanığı salondan çıkarttırdı.
Sorularına devam eden Av. Yurtçiçek, Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’le iletişimi olup olmadığı sorusunu yöneltince Erkan Doğan, tüm bu polislerin fotoğraflarını göstermesini istedi. Devamında şu diyaloglar yaşandı:
Av. Yurtçiçek: Ben Organize polisi miyim?
Erkan Doğan: Ben telefon rehberi miyim?
Av. Yurtçiçek: Uğur Dündar’la nasıl görüştünüz?
Başkan: Davanın gazeteciyle ne ilgisi var? Oradaki beyanın dosyaya katkısı var mı?
Av. Yurtçiçek: Eskiden nasıl Samanyolu, Bugün vardıysa şimdi Halktv, Sözcü TV var.
Başkan: İnsanları, gazetecileri, basın mensuplarını zan altında bırakmayın. Sizi hukuken sorumluluk altında bırakır. Ben oradaki röportajlara bakıp karar vermeyeceğim.
Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı Umut Köroğlu, Erkan Doğan için, “Ya bu nasıl dayı dayı konuşuyor? Resmen gider yapıyor. Bora Kaplan’ı attınız. Onun için de gereğini yapın.” derken Doğan’ın uyuşturucu kullanıp kullanmadığını sordu. Doğan buna cevap vermeyeceğini bildirirken Bora Kaplan adına dördüncü bir avukat gelince Başkan, üçten fazla avukata izin vermediğini hatırlatıp bu avukatın soru sormasını engelleyip polislerden de onu dışarı çıkartmalarını istedi. Tüm avukatlar buna tepki gösterirken Kaplan’ın bir avukatı çekildiğini bildirdi ve salondan çıkarılmak istenen avukatın davaya katılmasına izin verildi.
Bu arada Erkan Doğan bir başka avukatın sorusunu cevaplandırırken, “Hiçbirinizin ulaşamayacağı, paranızın yetmeyeceği bir bürokratı da tanık olarak getireceğim.” dedi.
Av. Rıdvan Doğan, sorularını müvekkilinin de dinlemesi gerektiğini belirterek Bora Kaplan’ın salona getirtilmesini isteyince Kaplan salona döndü. Av. Doğan’ın sorusu üzerine gençliğinde uyuşturucu kullandığını açıklayan Erkan Doğan, devamındaki sorulara tepki gösterip yalan makinasına bağlanabileceğini söyledi.
Av. Doğan’ın, buraya gelirken baskı altında olup olmadığına ilişkin sorusuna da Erkan Doğan, “Şu anda baskı altındayım. Barış Kurt oradan kafa sallıyor, diş sıkıyor. Herhalde görülmùştür. Bir de avukat ordusu var.” karşılığını verdi.
Erkan Doğan’a soru sorarken, “bu arkadaş”, “abicim” gibi ifadeler kullanan Ayhan Bora Kaplan, Doğan’ın bazı cevaplarına, “Yalan söyleme” diye tepki gösterdi.
Kaplan’ın soruları sırasında özetle şu diyaloglar da yaşandı:
Kaplan: Şikayete ilk gittiğinde seni engelleyen polislerden neden şikayetçi olmadın?
Doğan: Yılanın başından şikayetçi olamıyorum, kıçından mı olacağım? Polisten olacağıma senden olurum. Siyasi konjonktür el vermedi.
Kaplan: Şimdi verdi mi?
Doğan: Verdi. Hak yerinde.
Kaplan: Sana bu kadar işkence yapıldıktan iki gün sonra bize niye mesaj atıyorsun?
Doğan: Beni bundan sonra da öldürebilirsin, umurumda olmaz. Yeter ki, ellerim bağlı olmasın, ayaklarım yere bassın, korkmam.
Kaplan: Seni burada öldürürüm.