Hukukçular, AİHM’in 2.420 kişi için verdiği “kanunsuz suç ve ceza olmaz” kararını yorumladı

AİHM kararını yorumlayan hukukçular, iktidara ve Adalet Bakanlığı'na "AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın, hukuka dönün" çağrısı yaptı.

  • ü
  • 16 Aralık 2025
  • ü
  • Gündem

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), (FOTOĞRAF: FREDERICK FLORIN / AFP)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’ye yönelik tarihi nitelikte bir karar daha aldı. Yüksek Mahkeme, Bozyokuş, Karslı ve Seyhan gruplarını kapsayan dosyalarda 2.420 kişinin “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi ile “adil yargılanma hakkı”nın ihlal edildiğini tespit ederek yeniden yargılama istedi. Daha önce binlerce benzer karara imza atan AİHM’in önünde bekleyen on binlerce dava daha olduğu öğrenilirken; bu son karara uyulup uyulmayacağı da merak konusu oldu.

Kararı yorumlayan hukukçular, iktidara ve Adalet Bakanlığı’na “AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın, hukuka dönün” çağrısı yaptı. İşte AİHM kararı sonrası öne çıkan değerlendirmeler:

Av. Gizay Dulkadir: Yargılamalar yeniden başlayacak

“AİHM 2.420 başvurucu hakkındaki ihlal kararlarını duyurdu.

Bylock kullandığı gerekçesiyle haklarında mahkumiyet kararı verilen 2.420 başvurucu bakımından sözleşmenin 6. ve 7. maddelerinin yani adil yargılanma hakkı ile, kanunsuz ceza olmaz ilkesinin ihlal edildiğine karar verildi.”

Başvurular; Bozyokuş vd. Türkiye, Karslı vd. Türkiye Seyhan vd. Türkiye başvuruları altında toplandı.

2.420 kişi için yargılamalar yeniden başlayacak. Emeği geçenleri tebrik ederim, başardık.”

Av. Lale Demirkazan: Erdoğan’a jet hızıyla yanıt geldi

“Daha dün “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyma oranımız, yüzde 90 ile Avrupa Konseyine üye ülkelerin çok üzerindedir. İhlal kararlarına ilişkin oranlarda da yüzde 1,09 ile Konsey’e üye ülkelerin ortalama ihlal oranından daha düşük bir seviyedeyiz” diyen Erdoğan’a AİHM’den jet hızı ile yanıt gelmiş. Bu ihlal kararlarının tamamında özellikle AİHS’nin “Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz” ilkesini hükme bağlayan 7. maddesinin ihlaline karar verilmiş olması, ülkemiz açısından utanç vericidir!”

Av.Hatice Yıldız: ‘Kanunsuz ceza olmaz’ ilkesini ihlal ediyorsunuz

“2420 dosyada daha “kanunsuz ceza olmaz” ilkesini ihlal ediyorsunuz denildi. Bu sayılar AİHM’in tarihinde yok. Bu kararların devamının gelmesinin ülkeye hiçbir faydası yok zararı çok. Ülke insanına, ülke ekonomisine zarar veren bu kararlara imza atmaya devam etmeyin lütfen.”

Levent Mazılıgüney: Kırılamaz bir rekor

“AİHM 2420 kişiyle ilgili daha AİHS 6. (adil yargılanma hakkı) ve 7. (kanunsuz ceza olmaz) ilkeleri ihlal edildiğine karar verdi. Kırılamaz bir rekor kırıldı (!). Kaç bin ihlal kararı çıkınca yurttaşımızı mağdur etmekten vazgeçeceğiz.”

Öte yandan Adalet Bakan Yılmaz Tunç’u etiketleyerek yanıt veren Mazılıgüney, Erdoğan’ın “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyma oranımız, yüzde 90 ile Avrupa Konseyine üye ülkelerin çok üzerindedir. İhlal kararlarına ilişkin oranlarda da yüzde 1,09 ile Konsey’e üye ülkelerin ortalama ihlal oranından daha düşük bir seviyedeyiz.” açıklaması için, “Bu yanlış bilgiyi Cumhurbaşkanına siz mi verdiniz Sn. Bakan? TÜİK mi hesapladı oranları? AİHM biraz önce 2420 kişiyle ilgili daha AİHS 7. madde ihlali kararı verdi. Bu sayılar dahil mi istatistiğe? Kaç AİHM ihlal kararı sonrası yurttaşları mağdur etmekten vazgeçeceksiniz?” dedi.

Hakan Kaplankaya: İnsanlığa karşı suç

“AİHM bugün Yalçınkaya benzeri başvurularda üç grup davada toplamda 2420 başvurucu için m. 7 ve/veya m.6 ihlali kararı verdi.

Evvelce komünike edilen gruplar değişmiş ve yeni üç büyük grup altında davalar birleştirilmiştir.

Mağdurlar kendi başvuru numaraları ile hudoc’ta arama yapabilirler. Ancak sol sekmede judgments başlığının altında committee seçeneğini de seçmek gerekir.

Şu an için hudoc’a sadece Bozyokuş kararı yüklenmiş olup, daha sonra diğer kararlara da erişilebilmesi beklenmektedir.

Bu kararla birlikte AİHM Yalçınkaya grubunda Türkiye’ye karşı toplam 2660 m. 7 ve m. 6 ihlali kararı vermiştir.

Bu durum bu akıl almaz yargı pratiğinin yaygın ve sistematik bir saldırı olarak insanlığa karşı suç teşkil ettiğini ortaya koymaktadır.

Kararlar kesin olup, başvurucuların yeniden yargılama yoluna başvurması gerekmetedir. Bu kararların gereği açıktır, mağdurlar beraat ettirilmek zorundadır.

Türk yargısının bu vahim durumu en kısa sürede düzeltmesi lazım gelmektedir.”

Fatih Alkan: Hukuk mücadelesi muhakkak zafere eriştirir

AİHM bugün binlerce insanın mevcut delil durumuna göre silahlı terör örgütü üyesi olamayacağını tespit etti.. Bu nitelikteki kararların devamı da gelecek.. Ancak yargı mekanizmasının bu konuya bir noktada müdahale etmesi gerekiyor. Benzer isnatlarla 100.000’den fazla insan yargılandı ve cezalandırıldı. Birçoğu yıllarını haksız olarak cezaevinde geçirdi. Bu durum, Türk yargısı adına çok ciddi bir problemdir. Bu gerçekle bir an evvel yüzleşmeli ve yeni mağduriyetlere sebep olmadan gerekli adımları atmalıyız. Unutmayın.! Hukuk mücadelesi, muhakkak zafere eriştirir.. Ne kadar güçlü nedenlerle desteklenirse desteklensin, hukuksuzluk ise muhakkak kaybettirir.. Hukuka dönün, kazanan tarafta olun.!

Dokuz Yıldır Sürdürülen Hukuk Mücadelesinin Zaferi!

AİHM’in bugün açıkladığı 2.420 kişiyle ilgili ihlal kararıyla birlikte, haklarında ihlal hükmü verilen toplam kişi sayısı 6.884’e yükselmiştir. Bu kişilerden 3.851’i hakkında 5. madde (özgürlük ve güvenlik hakkı), 1.808’i hakkında ise 7. madde (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ihlali tespit edilmiştir. Söz konusu ihlaller nedeniyle hakim ve savcılara rücu edilmesi gereken toplam tazminat miktarı da 18.8 milyon Euro’dur.

Bu kararlar, AİHM tarafından verilen sıradan ve münferit kararlar değildir. Durumun vahametinin farkında olan AİHM, artık klasik dosya inceleme ve karar açıklama yöntemini bir kenara bırakmıştır. Mahkeme, tıpkı KHK ile yapılan ihraçlarda olduğu gibi; kişiselleştirmeden uzak, ihlal iddialarının dikkate alınmadığı kısa bir metin ve ekindeki isim listelerinden oluşan “şablon kararlar” verme yoluna gitmiştir. Bir başka ifadeyle; hukuksuz KHK düzeninin bir sonucu olarak, karar kalitesi ve formatı açısından AİHM’i de maalesef “kendimize benzetmiş” durumdayız!

Ancak AİHM’in tek bir günde, birleştirdiği üç dosyada 2.420 kişi hakkında verdiği bu kararın anlamı sayıların çok ötesindedir. Bugün, dokuz yıldır azimle sürdürülen hukuk mücadelesinin zafer günüdür. Bu karar, hep dile getirdiğimiz ve işlendiğini savunduğumuz “insanlığa karşı suçlar” adına bir dönüm noktasıdır.

Peki, bu kararlar neden bu kadar önemlidir? AİHM, 66 yıllık tarihinde “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesini düzenleyen 7. maddeden 24 ülke aleyhine sadece 67 ihlal kararı vermiştir. Ancak, yalnızca bugünkü kararlarıyla Türk mahkemelerinin bu ilkeyi 1.568 kez ihlal ettiğini tescillemiştir. Bu madde ihlali öylesine ağır ve istisnaidir ki, Türkiye aleyhine oluşan bu tablonun ağırlığı, başka hiçbir ülke için söz konusu olmamıştır.

Bu ihlaller, BM Özel Raportörlerinin geçtiğimiz hafta kamuoyuyla paylaştığı ve dokuz yıldır süregelen yargı pratiğinin “insanlığa karşı suç” teşkil edebileceğini belirttikleri hususların “ete kemiğe bürünmüş” halidir. 8 Özel Raportör tarafından gönderilen mektup, 15 Temmuz sonrası oluşan “sistematik keyfiliği” uluslararası arenada belgeleyen tarihi bir metindir. Raportörler; yüz binlerce kişinin somut delillerden yoksun, uluslararası sözleşmelere aykırı ve muğlak terör tanımlarıyla özgürlüklerinden mahrum bırakıldığını, bu durumun münferit hatalardan öte “sürdürülebilir bir toplu tutuklama kampanyasına” dönüştüğünü vurgulamışlardır. Ayrıca, 15 Temmuz sonrası yapılan “silahlı örgüt” kabulünün hukuki standartları ve BM’nin model terörizm tanımını karşılamadığı belirtilmiştir. Mektubun en çarpıcı noktası ise; kişilerin “aile bağları veya ilişkileri nedeniyle suçluluk” yani “suçların sülaleliği” ile hedef alınmasının sertçe kınanması ve bu sistematik modelin uluslararası hukuk kapsamında “insanlığa karşı suç” teşkil edebileceği uyarısının yinelenmesi olmuştur.

BM Özel Raportörleri bu tespitleri, BM Haksız Tutuklama Çalışma Grubu’nun tutuklulukla ilgili verdiği 24 kararı esas alarak yapmışlardır. Oysa AİHM’in haksız tutukluluk nedeniyle verdiği karar sayısı şimdilik 3.851’dir. Daha da önemlisi, tam 1.808 kişi hakkında 7. madde ihlali verilmiştir. Tüm bu veriler; işlenen suçların sistematik, yaygın ve örgütlü bir “insanlığa karşı suç” olduğu gerçeğini çok güçlü bir şekilde ve bir kez daha tescillemiştir!”

Dr. Oktay Bahadır: İtiraz mümkün değil

“AİHM’den rekor sayıda karar!

Bozyokuş, Karslı ve Seyhan Grupları altında, 16 Aralık Salı günü toplam 2.420 “Yalçınkaya benzeri” başvuruya dair kararını açıklayacak.

Demirhan Grubundaki gibi, 6.(adil yargılanma) ve 7.(kanunilik) maddelerden ihlal çıkacağını tahmin etmek zor değil.

Kanunilik ilkesine aykırılık ve/veya adil yargılanma hakkı açısından ihlal kararları verildi.

Bazı başvurularda sadece bir hak açısından ihlal kararı verildi, diğerini ayrıca incelemeye gerek görülmedi.

Komite tarafından verildiği için kesin, itiraz mümkün değil.

En geç 1 yıl içinde yeniden yargılama talebinde bulunulmalı.”

Av.Mustafa Özkan: Yeni bir eşik daha aşıldı

AİHM’den beklenen ihlaller geldi.

AİHM, bugün verdiği kararlarla Yalçınkaya içtihadı kapsamındaki başvurulara ilişkin yeni bir eşiği daha aşmıştır. Daha önce ayrı ayrı komünike edilen dosyalar yeniden tasnif edilerek üç büyük grup altında birleştirilmiş, bu üç grup dosyada toplam 2420 başvurucu yönünden AİHS m.7 ve/veya m.6 ihlali tespit edilmiştir.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Ali Kadıoğlu: Daha binlerce karar var

“AİHM’DEN TARİHİN EN AĞIR İHLAL KİTLESEL KARARLARINDAN BİRİSİ GELDİ

AİHM TAM 2.420 KİŞİNİN DAHA Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz İlkesi ve Adil Yargılanma Hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Kararlar kesin, itirazı yok. Yani yarından itibaren bu 2.420 kişinin başvurusu üzerine dosyaların Yeniden Yargılama yoluyla sıfırdan açılması gerekiyor.

Gelmesi beklenen daha binlerce karar var!

Siyasetin bir an önce bu soruna el atması lazım. Yazık oluyor ülkenin prestijine, enerjisine.”

Av.Nurullah Albayrak: Ertelenemez bir yükümlülük

“AİHM, bugün (16 Aralık 2025) açıkladığı kararlar ile Yüksel Yalçınkaya/Türkiye davasında ortaya koyduğu içtihadı 2.420 başvuruda tekrar ederek; adil yargılanma hakkı ile kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi kapsamında bir kez daha, güçlü bir biçimde hatırlatmış oldu.
Bu kararlar, münferit hatalardan ziyade sistematik hukuksuzluğun bir göstergesidir. Bu nedenle;

1. Ceza yargılamalarında, suç olmayan eylemlerden ‘örgüt üyeliği’ sonucu çıkarılmasına son verilmelidir.
2. Otomatik mahkumiyet uygulaması terk edilerek, bireyselleştirilmiş ispat standardı uygulanmalıdır.
3. Kesinleşmiş tüm davalar için etkin bir yeniden yargılama ve telafi mekanizmaları işletilmelidir.
4. Devam eden soruşturma ve kovuşturmalarda, delillerin tartışılmasına imkan veren usul güvenceleri eksiksiz uygulanmalıdır.
5. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı isnatlarla yapılan gözaltı ve tutuklama uygulamasına hukuki öngörülebilirliği kaldırdığı için son verilmelidir.

AİHM tarafından verilen bu kararların gereğini yerine getirmenin, bir siyasi tercih değil; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan açık, bağlayıcı ve ertelenemez bir yükümlülük olduğu bilinmelidir.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER