Çocuklar, patrondan-ustadan başka bir şey görmesin mi?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerine çocuk işçi ölümleri ile MESEM’ler damga vurdu: “258 sanayi bölgesine bir parmak şıklatmayla mesleki eğitim büroları kurdunuz. Şimdi yetmiyor, OSB’lere toplama kampı gibi yurt yapmaya niyetleniyorsunuz. Çocuklar patrondan-ustadan başka bir şey görmesin istiyorsunuz. 14 yaşında çocukları ensesinden tutup patronlara emanet ettiğiniz, ömrünün tamamını fabrikaya sıkıştırdığınız yeni düzen bu.”

Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2026 yılı bütçesinin Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda geçen hafta gerçekleşen görüşmeleri gergin başladı, gergin bitti. Muhalefet partileri ile AKP milletvekilleri arasındaki tartışmalara çocuk işçi ölümleri ile Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM’ler) damga vurdu.

Çünkü İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin verilerine göre, sadece bu yıl en az 82 çocuk işçi çalışırken yaşamını yitirdi. Kasım ayında şimdiye dek 10 çocuk öldü. Bu ölümler farklı şehirlerde ve farklı iş kollarında yaşandı, ancak temel nedenler değişmedi. Bunların başında yoksulluk geliyor.

Resmi rakamlara göre, 15-17 yaş aralığında yaklaşık bir milyon çocuk çalışıyor. Uzmanlara göre, MESEM öğrencileri, kayıt dışı çalışan çocuklar ve 15 yaş altı çocuklar da dahil edildiğinde gerçek çocuk işçi sayısı 3-4 milyona yaklaşıyor.

‘BÖLGE OKULU’, ‘SEKTÖRE ENTEGRE OKUL’ DİYEREK REZALETTE EL YÜKSELTİYORSUNUZ’

MEB bütçesinin görüşmeleri sırasında MESEM’lere özellikle dikkat çeken Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, 2002 ile bugünü şöyle kıyasladı: 2002’de devletin eğitim yalanıyla ölüme gönderdiği çocuk sayısı sıfırdı. Geçen hafta Alperen’le birlikte 16 oldu bu sayı. Birinin bile adını anmadınız siz burada.

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca

Yasak olması gereken çocuk işçiliği MESEM’ler aracılığıyla ve devlet eliyle meşrulaştırılırken bir yandan da yaygınlaştırılıyor. Karaca bu duruma  “Önce ortaokula indirdiniz resmi çocuk işçiliğini. Şimdi de ‘bölge okulu’, ‘ihtisas okulu’, ‘sektöre entegre’ okul diye bir rezaletle el yükseltiyorsunuz” diyerek dikkat çekti.

’14 YAŞINDA ÇOCUKLARI ENSESİNDEN TUTUP PATROLARA EMANET ETTİNİZ’

Meselenin diğer yüzü ise çocuk işçi çalıştıran patronlara sağlanan imtiyazlar…: “2,5 trilyon liralık cirosu olan dostunuza 6 yıl boyunca 200 çocuğun bedava emeğini bir imzayla armağan ettiniz. Fabrikanın içinde çocuklara sınıf diye verilen yere bakın. Çırak ücreti ödeseler ayda 1.3 milyon lira işsizlik fonundan patronun cebine akıyor.”

Karaca “Sizin en büyük övüncünüz, bu ülkenin en büyük utancı olan meslek liseleri. Kamuda meslek lisesi sayısı akademik lise sayısını geçti. Hala konteyner okullarda öğrenciler var ama 258 sanayi bölgesine bir parmak şıklatmayla mesleki eğitim büroları kurdunuz, okul kondurdunuz. Şimdi yetmiyor, OSB’lere toplama kampı gibi yurt yapmaya niyetleniyorsunuz. Çocuklar patrondan ustadan başka bir şey görmesin istiyorsunuz. 14 yaşında çocukları ensesinden tutup patronlara emanet ettiğiniz, ömrünün tamamını fabrikaya sıkıştırdığınız yeni düzen bu” diyerek çocuk işçiliğinin boyutlarını özetledi.

MESEM’LER NEDİR?

AKP döneminde meslek liseleri üzerinden başlatılan ‘işçileştirme’ politikasının temeli, 2006 yılında MEB-Koç Holding suç ortaklığıyla ‘meslek lisesi memleket meselesidir’ hamasetiyle atıldı.

MESEM’ler 2016 yılında Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alındı, böylece eğitim içinde bir okul türü olarak kurgulanmış ve uygulamaya konulmuş oldu.

4 GÜN FABRİKA, 1 GÜN OKUL

MESEM’lerde geçtiğimiz yıl kayıtlı işçi çocuk sayısı 1,5 milyon gibi devasa bir rakama ulaşmışken, bu çocukların yaklaşık 300 bini henüz 18 yaşında bile değil. En az ortaokul mezunu çocuklar MESEM’e kayıt olabiliyor, ‘eğitim’ denilen süreç 4 yıl sürüyor. Öğrenciler haftanın 4 günü işe gönderilirken, okulda geçen zaman 1 günle sınırlı.

Gece geç saatlere kadar çalıştırılan, hafta sonları da işe çağrılan çocuklar var. Okullarda eğitime ara verildiği dönemlerde örgün eğitimdeki çocuklar tatil yaparken, bu çocuklar fabrikada işçilik yapmaya devam ediyor.

Program kapsamında, metal teknolojisinden mobilya ve iç mekan tasarımına kadar 39 iş alanı sıralanmış. Kaza ve can kayıplarının en çok meydana geldiği sektörlerin başında ise inşaat, metal, ağaç işleri, motor ve makine geliyor.

ASGARİ ÜCRETİN YÜZDE 30’U

9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine asgari ücretin yüzde 30’u, 12. sınıftaki ‘kalfalara’ ise asgari ücretin yüzde 50’si ‘maaş’ diye veriliyor. Buna karşılık bu çocukların çalıştırıldığı şirketlerin karları milyarlarca liralık cirolarla ölçülüyor.

MESEM’lerde çocuklara yapılan kaza sigortası, sadece iş kazalarını ve meslek hastalığını kapsarken, öğrencilerin çalıştırıldıkları süre SGK primlerine yansımıyor.

PATRONLAR TEK KURUŞ ÖDEMİYOR

Çocukları çalıştıran işletmelerin cebinden tek kuruş çıkmazken, işçi çocuklar ödenen ücret İşsizlik Fonu’ndan karşılanıyor. Birçok işveren yeni işçi alarak en az asgari ücret ödemek ve diğer işçilik maliyetlerini karşılamak yerine, MESEM’lerdeki çocukları işçileştirerek emek maliyetini sıfırlamış oluyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER