Özgür Kar'ın "Death with Flute" eseri
31 Ekim 2025’te kapılarını açan Singapur Bienali’nin 8. edisyonu 29 Mart 2026’ya kadar devam edecek. Singapore Art Museum’un açıklamasına göre bu yılın teması “pure intention (saf niyet)” olarak belirlendi. Küratöryel ekipte Duncan Bass, Hsu Fang-Tze, Ong Puay Khim ve Selene Yap yer alıyor.
Bienal kapsamında 80’in üzerinde sanatçıya ait 100’den fazla eser, yalnızca müzelerde değil; kamusal alanlarda, alışveriş merkezlerinde, yeşil yürüyüş koridorlarında ve şehrin gündelik yaşam akışı içinde yer alan 28 farklı mekânda sergilenecek. Böylece Singapur, beş ay boyunca bütüncül bir sergi rotasına dönüşecek.
Organizatörler, bienalin amacını “Singapur’un planlı kent dokusunu, barındırdığı ritimler, çelişkiler ve beklenmedik karşılaşmalarla birlikte yeniden görmek” olarak tanımlıyor. Etkinlik boyunca sanatçı konuşmaları, rehberli turlar ve halka açık atölyeler içeren geniş bir program planlanıyor.
Ayrıca ziyaretçilerin farklı bölgelere kolay erişimi için bienal süresince ücretsiz hafta sonu servislerinin çalışacağı duyuruldu.
8. Singapur Bienali’nin “pure intention” [saf niyet] teması, kavramın masumiyet çağrışımını özellikle ters yüz ederek politik bir irdeleme alanına dönüştürüyor. Bu edisyonda “niyet”, evrensel ve değişmez bir iyilik formu olarak değil; tartışmalı, kaygan ve güç ilişkileri içinde biçimlenen bir kavram olarak konumlanıyor. Bienal, Singapur’un altmış yıllık ulus-inşa sürecini arka plana alarak, ilerleme söylemlerinin hangi toplumsal bedellerle kurulduğunu sorguluyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Küratörler, devletin ve kurumların “iyi niyet” retoriğini nasıl meşruiyet aracına dönüştürdüğünü; ekonomik göstergeler iyileşirken gündelik hayatın neden daha kırılgan hâle geldiğini görünür kılıyor. Bu bağlamda “niyet”, saf bir başlangıç noktası olmaktan çok, eşitsizlikleri örten bir perde niteliği kazanıyor: Kim ilerliyor? Kimin niyeti ilerleme sayılıyor, kiminki gecikme ya da sapma olarak kodlanıyor? İlerlemenin maliyetini kim üstleniyor?
Bienal, kavramın soyut felsefi alanına çekilmek yerine, şehir planlamasından kültür politikalarına, barınma krizinden toplumsal adaletsizliklere uzanan somut tarihsel bağlamlarla ilişki kuruyor. Singapore Art Museum’un giriş metninde vurgulanan gibi, en iyi niyetle başlatılan projeler bile uygulamaya geçtiğinde türlü çelişkiler yaratabilir; “saflık”, önyargıları gizleyebilir; “iyi niyet”, gücü pekiştirebilir.
Bu yaklaşım, 2022–23 edisyonunun “Natasha” temasında olduğu gibi, bienalin insan ilişkileri ve sezgisel deneyimler üzerinden politik meseleleri sorgulama eğilimini sürdürüyor. “Saf niyet” kavramının romantize edilmesine imkân tanımayan bu çerçeve, sanatın soyutlama dürtüsünü geriye iterek etik idealler ile politik gerçeklik arasındaki mesafeyi daraltmayı hedefliyor. Bienalin mekânlara yayılmış yapısı da aynı doğrultuda, iyi niyet söylemlerinin şehir dokusunda nasıl karşılık bulduğunu izleyiciye adım adım düşündürüyor
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
