Broadway sahnelerinden sinema perdesine taşınan Kiss of the Spider Woman (Örümcek Kadının Öpücüğü), Jennifer Lopez’in başrolüyle bu yıl gösterime hazırlanıyor.
ABD'li şarkıcı Jennifer Lopez (FOTOĞRAF: VALERIE MACON / AFP)
1985 tarihli aynı adlı filmden ve Broadway müzikalinden uyarlanan Kiss of the Spider Woman (Örümcek Kadının Öpücüğü), Latin Amerika’daki bir hapishane hücresinde kesişen hayatları yeniden anlatıyor.
Deadline’nın aktardığına göre Jennifer Lopez, Aurora karakteriyle müzikalin ikonik figürünü canlandıracak. Bu rol, Lopez’in müzikal geçmişiyle sinema kariyerini buluşturan özel bir dönüş anlamı taşıyor. Hikâye, politik mahkûm Valentin ile eşcinsel hücre arkadaşı Molina’nın dostluğunu ve hayallerini işlerken, Aurora karakteri hayali bir kurtarıcı, aynı zamanda bir kaçış simgesi olarak sahnede belirir.
The Hollywood Reporter’a göre yeni uyarlama, sahnenin görkemini beyazperdeye taşımak için geniş ölçekli dans ve şarkı sekanslarıyla çekiliyor. Yönetmen koltuğunda Bill Condon yer alıyor; Condon, Dreamgirls (Rüya Kızlar) ve Chicago gibi müzikallerle ödüller kazanmış bir isim.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Orijinal romanı Manuel Puig tarafından yazılan Kiss of the Spider Woman (Örümcek Kadının Öpücüğü), farklı disiplinlerdeki uyarlamalarıyla kültürel çeşitlilik ve politik eleştiriyi bir araya getirmişti. Yeni film de bu çizgiyi koruyarak, sinema ile sahne arasındaki sınırları yeniden sorgulamayı amaçlıyor.
Manuel Puig (1932–1990), Arjantinli romancı, senarist ve kültürel figür olarak Latin Amerika edebiyatının en özgün seslerinden biridir. Buenos Aires yakınlarındaki General Villegas’ta doğan Puig, çocukluk yıllarında sinemaya duyduğu büyük hayranlıkla şekillendi. Bu sinema tutkusu, ileride yazacağı romanların anlatım tarzında belirleyici oldu.
İtalya’da sinema eğitimi aldıktan sonra kısa bir süre senaryo yazarlığına yöneldi, ancak esas çıkışını romanla yaptı. 1968’de yayımlanan ilk kitabı La traición de Rita Hayworth (Rita Hayworth’un İhaneti), Hollywood sinemasının imgeleriyle küçük kasaba yaşamını harmanlayan otobiyografik bir eserdi. Ardından gelen Boquitas pintadas (Boyalı Dudaklar, 1969) melodram estetiğiyle Latin Amerika’nın toplumsal yapısını inceleyen bir anlatı sundu.
Puig’in en çok ses getiren yapıtı, 1976’da yayımlanan El beso de la mujer araña (Kiss of the Spider Woman / Örümcek Kadının Öpücüğü) oldu. Bu roman, siyasal baskı altındaki iki mahkûmun hikâyesini, cinsellik, ideoloji ve sinema düşleri etrafında kurguladı. 1985’te Oscar ödüllü filme, daha sonra Broadway müzikaline uyarlandı.
Yaşamı boyunca Arjantin’in askeri diktatörlüğü nedeniyle sürgün hayatı yaşadı; Meksika, Brezilya ve ABD’de bulundu. 1990’da Meksika’da hayatını kaybetti. Puig, melodram ve popüler kültür öğelerini “yüksek edebiyat” ile harmanlayan üslubuyla, hem Latin Amerika Boom kuşağı içinde ayrıksı bir yerde durur hem de queer edebiyatının öncülerinden biri kabul edilir.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
