Fransa, İranlı yönetmen Jafar Panahi’nin filmiyle Oscar yarışına giriyor

İranlı yönetmen Jafar Panahi’nin son filmi, Fransa tarafından 2026 Oscarları’na “En İyi Uluslararası Film” dalında aday adayı gösterildi.

  • ü
  • 23 Eylül 2025
  • ü
  • Kültür

Fransa sineması, bu yılki Oscar yarışında dikkat çekici bir kararla gündemde. İranlı yönetmen Jafar Panahi’nin son filmi It Was Just an Accident (Sadece Bir Kaza), Fransa’nın 2026 Akademi Ödülleri için “En İyi Uluslararası Film” dalındaki resmi aday adayı seçildi.

AP’nin aktardığına göre Panahi, İran’da sinema yapma yasağı ve hapis cezalarıyla uzun yıllar karşı karşıya kalmıştı. Ancak Avrupa’daki yapımcılarla işbirliği içinde çektiği yeni film, hem politik arka planı hem de güçlü sinematografisiyle uluslararası festivallerde ses getirdi. Fransa’nın bu tercihi, yalnızca sinemasal değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj olarak da yorumlanıyor.

Film, sıradan bir trafik kazasının ardından bireylerin suç, sorumluluk ve özgürlükle yüzleşmesini anlatıyor. Panahi’nin özgün anlatımı, toplumsal eleştiriyi bireysel dramla iç içe geçiriyor. Bu seçim, Fransa’nın sinemada politik cesareti ödüllendiren bir duruş sergilediğini de gösteriyor.

Jafar Panahi Kimdir?

Jafar Panahi, 1960 yılında İran’ın Miyana kentinde doğmuş, çağdaş dünya sinemasının en önemli yönetmenlerinden biridir. Kariyerine asistanlıkla başlayan Panahi, 1995’te çektiği Beyaz Balon ile uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı ve Cannes Film Festivali’nde Altın Kamera ödülünü kazandı.

Ardından gelen Ayna (1997), Daire (2000) ve Offside (Ofsayt, 2006) gibi filmleri, İran toplumundaki sosyal ve politik kısıtlamaları ele almasıyla dikkat çekti. Özellikle kadınların özgürlüğü, toplumsal eşitsizlikler ve devlet baskısı gibi temalar, Panahi’nin sinemasının merkezinde yer aldı. Bu nedenle yapıtları İran’da çoğu kez sansüre uğradı, bazı filmleri yasaklandı.

2010 yılında hükümet karşıtı olduğu iddiasıyla tutuklanan Panahi, 20 yıl boyunca film yapma ve ülke dışına çıkma yasağına çarptırıldı. Buna rağmen yaratıcı yollar bularak üretimini sürdürdü. This Is Not a Film (Bu Bir Film Değil, 2011), ev hapsindeyken çekildi ve USB bellek içinde Cannes’a gönderilerek dünya sinema tarihine geçti.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Panahi’nin eserleri, minimalist üslubu, gerçekçi anlatımı ve bireysel hikâyeler üzerinden toplumsal sorunları yansıtma gücüyle tanınır. Venedik, Berlin ve Cannes gibi büyük festivallerde defalarca ödüller kazanmış; özgürlük, ifade hakkı ve sanatın direnme kapasitesinin simgesi hâline gelmiştir.

Bugün Panahi, tüm engellemelere rağmen üretmeye devam eden, cesur sinemacı kimliğiyle hem İran hem de dünya sinemasının vicdanını temsil eden bir figür olarak görülmektedir.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER