Estée Lauder Şirketi'nin Emeritus Başkanı olan Leonard Lauder 92 yaşında hayatını kaybetti. (Fotoğraf: AFP, Kolaj: Velev Grafik)
Dünyanın en çok tanınan ve bilinen markalarından biridir; Estee Lauder. Kozmetik ve güzellik sektörü denilince ilk akla gelen markalardandır. Geçen hafta, Estée Lauder Şirketi’nin Emeritus Başkanı olan Leonard Lauder 92 yaşında hayatını kaybetti. Böylelikle, lüks dünyası, ‘küçük lüksler’ ve ‘ruj endeksi’ kavramlarının mucidini yitirmiş oldu.
Peki kimdir Leonard Lauder ve kozmetik sektöründe neler başarmıştır?
1933 yılında New York’ta dünyaya gelen Leonard Lauder’in annesi Estée Lauder, güzellik sektörüne 1930’larda ev yapımı cilt bakım ürünleriyle adım attı. Markanın ismi, annesi Esty’nin adından türetilmiş; daha Avrupai ve sofistike bir imaj yaratmak için “Estée Lauder” olarak belirlenmişti. Şirketin temelleri 1946’da atıldı ve ilk büyük sipariş, 1947 yılında Saks Fifth Avenue’dan geldi.
Leonard Lauder, Pennsylvania Üniversitesi Wharton School’dan mezun olduktan sonra ABD Donanması’nda teğmen olarak görev yaptı.
Leonard Lauder, 1958 yılında aile şirketine katılarak, markanın büyümesinde ve uluslararası bir kozmetik imparatorluğuna dönüşmesinde kritik bir rol oynadı.
1960 yılında Londra’daki Harrods mağazasında açılan ilk uluslararası Estée Lauder standı ile şirketin globalleşme süreci başladı.
1958 yılında şirkete katıldığında yıllık cirosu 800 bin dolar olan Estée Lauder Companies, onun liderliğinde 2009’a gelindiğinde 7,3 milyar dolarlık bir dev haline geldi. Neredeyse yarım asır boyunca ailesinin temellerini attığı Estée Lauder Companies’i yöneten Lauder, güzellik sektörünün çehresini değiştiren birçok önemli hamleye imza attı. Clinique, Aveda, MAC Cosmetics, Tom Ford Beauty, Bobbi Brown, Jo Malone London ve La Mer gibi ikonik markaların yaratılmasına ya da gruba katılmasına öncülük etti. 1995 yılında şirketi halka açtı; hisseler ilk işlem gününde yüzde 33 değer kazandı.
(Sağdan) Fransız mağaza zinciri Galeries Lafayette’in yönetim kurulu başkanı Philippe Houze, ABD’li fotoğrafçı Evelyn H. Lauder, ABD’li aktris Elizabeth Hurley ve Leonard Lauder, 1 Haziran 2010 tarihinde Paris’te Lauder’in fotoğraflarının açık artırmasına katılmak üzere geldiklerinde poz veriyorlar. (Fotoğraf: MIGUEL MEDINA / AFP)
Lauder’in kişisel serveti, 2025 Haziran itibarıyla 15,6 milyar dolardı.
Leonard Lauder, 1959’dan 2011’deki vefatına dek Avusturyalı-Amerikalı iş insanı ve sosyetik Evelyn Lauder ile evli kaldı.
Leonard Lauder’in iş yaşamında kendine özgür bir tarzı vardı.
Lüks konumlandırma stratejisini benimseyen Lauder, markanın yalnızca seçkin mağazalarda ve sınırlı sayıda lokasyonda satılması gerektiğini savundu. 1982 yılında The New York Times’a verdiği röportajda, “Daha az mağazada satıldıkça daha başarılı oluyoruz,” sözleriyle bu yaklaşımını özetlemişti.
2009 yılında şirket yönetimini oğlu William Lauder’e devreden Leonard Lauder, 2023’e kadar yönetim kurulunda yer aldı ve onursal başkanlık görevini sürdürdü.
Lauder, Estee Lauder’ı ABD’de tek markalı bir yapıdan çok markalı küresel bir kozmetik devine dönüştüren isim olarak tanınmanın yanı sıra “küçük lüksler” teorisinin mimarı oldu ve sanata olan tutkusuyla adını duyurdu. Ekonomik sıkıntı dönemlerinde kadınların pahalı ürünlerden uzaklaştığını ancak küçük lükslerden, örneğin bir rujdan vazgeçmediğini savunarak “ruj endeksi” teorisini ortaya atan isim de oydu.
Peki, ‘ruj endeksi’ teorisi neydi?
Leonard Lauder, 11 Eylül saldırıları sonrasındaki ekonomik durgunluk döneminde kozmetik satışlarının arttığını fark ederek “ruj endeksi” kavramını ortaya attı. Ekonomik belirsizlik veya kriz dönemlerinde insanların büyük harcamalardan kaçındığı fakat moral düzeltici küçük lüks tüketimlere yöneldiği gözlemine dayanan bu teori, ruj gibi ürünlerin satışlarının bu nedenle artış gösterebileceğini savunuyordu. 2001 sonbaharında ABD’de ruj satışları yüzde 11 arttı. Bugün bazı ekonomistler bu endekse şüpheyle yaklaşsa da, tüketici davranışlarını incelemek için sembolik bir örnek olarak hâlâ sıkça kullanılıyor.
Lauder, “küçük lüksler” anlayışıyla yalnızca bir kozmetik devinin büyümesine yön vermekle kalmadı, aynı zamanda ekonomik davranışlarla tüketici alışkanlıklarını kesiştiren vizyoner yaklaşımlarıyla da sektöre damgasını vurdu. Bu yaklaşım, kozmetik alışkanlıklarının ekonomik göstergelerle ne denli ilişkili olduğunu gözler önüne serdi.
Lauder, sanat koleksiyonculuğu ve hayırseverliğiyle de iz bırakarak ardında milyarlarca dolarlık bir marka mirası ve paha biçilmez kültürel katkılar bıraktı.
Bugün 150’den fazla ülkede 25’ten fazla markayla faaliyet gösteren şirketin en önemli stratejilerinden biri, her markayı Estée Lauder çatısı altında bağımsız konumlandırmak ve kontrollü bir rekabet ortamı yaratmaktı. Lauder’in “kardeş rekabeti” adını verdiği bu strateji, markaların birbirinden farklı kimliklerle gelişmesini sağladı.
Başarının bir diğer anahtarı ise kadın yöneticilere duyduğu güvendi. 2020 yılında Wall Street Journal’a verdiği bir röportajda, “Benden daha zeki insanları işe almaya çalıştım; çoğu kadındı” diyerek kadın liderliğine verdiği önemi açıkça ortaya koymuştu.
92 yaşında hayatını kaybeden Estee Lauder Şirketi’nin onursal başkanı Leonard Lauder, yalnızca kozmetik sektöründeki öncülüğüyle değil, sanat dünyasındaki büyük katkılarıyla da hatırlanıyor. Lauder, özellikle kübist eserlerden oluşan eşsiz koleksiyonuyla sanat tarihine geçti.
Leonard Lauder, Pablo Picasso, Georges Braque, Juan Gris ve Fernand Léger gibi modern sanatın devlerine ait eserleri bir araya getirerek, dünyanın en önemli kübizm koleksiyonlarından birini oluşturdu. Bu koleksiyonun değeri yaklaşık 1 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.
Leonard Lauder (Fotoğraf: Angela Weiss / AFP)
Sanata olan derin bağlılığını yalnızca özel koleksiyonculukla sınırlamayan Lauder, 2013 yılında bu dev koleksiyonu New York Metropolitan Sanat Müzesi’ne bağışladı. Müze, bu katkıyı “kurum tarihinin en değerli bireysel bağışlarından biri” olarak tanımladı. Lauder ayrıca uzun yıllar boyunca müzenin mütevelli heyetinde görev yaptı.
Leonard Lauder’ın destek verdiği bir diğer önemli kurum ise Whitney Museum of American Art oldu.
2008 yılında müzenin yeni binasının yapımı için tam 131 milyon dolar bağışta bulunan Lauder, modern Amerikan sanatının görünürlüğüne büyük katkı sağladı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Sanat eğitimi, sergiler ve yayınlara da destek veren Lauder, koleksiyonculuğu sadece bir tutku olarak değil, kültürel mirasın korunması ve toplumla paylaşılması gereken bir sorumluluk olarak gördü.
Leonard Lauder, ardında yalnızca bir iş imparatorluğu değil, aynı zamanda gelecek nesillere aktarılacak dev bir sanat mirası da bıraktı.