Kültürel hafızayı yeniden sahneye taşıyan bir yapım, Netflix ekranlarında seyirciyle buluştu. Tudum ve Decider’ın aktardığına göre, Aema dizisi Güney Kore’nin 1980’lerde fırtına gibi esen erotik sinema furyasına mizahi ve ironik bir bakış getiriyor.
Dizinin adı, o dönemde popüler olmuş “Madame Aema” serisine göndermede bulunuyor.
Hikâye, genç bir kadın oyuncunun bu tartışmalı sektörün içine adım atmasıyla başlıyor. Erkek egemen film setlerinde yaşanan cinsiyetçi tutumlar, sektörel entrikalar ve kadınların dayanışma biçimleri, dizinin merkezinde yer alıyor. Yapımcılar, bu diziyle bir dönemin kültürel atmosferini anlatırken aynı zamanda bugünün izleyicisine de toplumsal cinsiyet üzerine düşündürücü bir hikâye sunmayı amaçlıyor.
Eleştirmenler, Aema’yı yalnızca geçmişin yeniden canlandırılması olarak değil, aynı zamanda “sinema endüstrisinin kendi karanlık yanıyla yüzleşme çabası” olarak değerlendiriyor. Dizi, komedi unsurlarını dramla harmanlayarak hem dönemin absürtlüğünü hem de karakterlerin kişisel mücadelelerini görünür kılıyor.
1980’lerde Güney Kore sinemasında bir dönemin sembolü haline gelen Madame Aema serisi, erotik film furyasının en bilinen örneği kabul edilir. 1982’de başlayan ve farklı yönetmenler tarafından çekilen yapımlar, dönemin en uzun soluklu film serilerinden biri oldu. Her filmde başka oyuncular başrolde yer alsa da, “Aema” karakteri üzerinden toplumsal tabular, kadın cinselliği ve modernleşme sancıları işleniyordu. Eleştirmenler, seriyi hem “ticarileşmiş erotizmin simgesi” hem de “kadınların toplumsal görünürlüğünde çelişkili bir alan” olarak değerlendirdi. Bugün Aema dizisinin ilham kaynağı da tam olarak bu kültürel fenomen.