Şarkıcı Shara Nelson'ın Paris'in dışındaki Saint-Cloud'da düzenlenen 20. Rock en Seine festivalinde İngiliz grup Massive Attack ile birlikte sahne almıştı. (Fotoğraf: Samantha DUBOIS / AFP)
1990’larda trip-hop türünü Bristol çıkışlı bir akım hâline getiren Massive Attack, müzik endüstrisini sarsacak bir karar aldı. Pitchfork’un haberine göre grup, Spotify’daki tüm eserlerini kaldıracağını duyurdu. Gerekçe olarak, platformun yatırım politikaları ve içerik yönetimindeki etik sorunlar gösterildi.
Grup üyeleri, uzun süredir iklim krizi, toplumsal adalet ve dijital platformların şeffaflığı üzerine eleştiriler yöneltiyordu. Spotify’ın içerik denetiminde gevşekliği ve bazı yatırım bağlantıları, müzisyenlerin “tutarlı bir duruş” sergilemesi gerektiği düşüncesini güçlendirdi. Kararın duyurulması sosyal medyada büyük yankı uyandırdı; hayranlar, bir yandan desteklerini dile getirirken bir yandan da müziklerine erişimin zorlaşacağı endişesini paylaştı.
Bu hamle, Neil Young ve Joni Mitchell gibi sanatçıların daha önce benzer gerekçelerle Spotify’dan ayrılmalarını hatırlatıyor. Massive Attack’in tavrı, yalnızca bir müzik grubu kararı değil; sanatçıların dijital platformlarla ilişkisini yeniden tanımlayan bir kültürel protesto olarak yorumlanıyor.
Spotify, dünyanın en büyük müzik streaming platformlarından biri olsa da, yıllar içinde birçok sanatçının protestosuna sahne oldu. İlk büyük kırılma 2014’te Taylor Swift’in şarkılarını platformdan çekmesiyle yaşandı; Swift, sanatçıların emeklerinin yeterince karşılık bulmadığını savundu. 2017’de Radiohead’in gitaristi Thom Yorke, streaming modelini “müzisyenleri sömüren bir sistem” olarak tanımladı.
2022’de Neil Young, platformun Joe Rogan’ın podcast içerikleriyle ilgili tavrını gerekçe göstererek Spotify’dan ayrıldı. Ardından Joni Mitchell ve Crosby, Stills & Nash gibi sanatçılar da benzer bir dayanışma adımı attı. Protestolar yalnızca içerik politikalarıyla sınırlı kalmadı; Spotify’ın fosil yakıt yatırımları ve reklam stratejileri de pek çok sanatçının tepkisini çekti.
Massive Attack’in 2025’te aldığı karar, bu zincirin en güncel halkası oldu. Grup, iklim krizine ve etik değerlere bağlılık açısından Spotify’ın politikalarının kabul edilemez olduğunu belirtti. Böylece Spotify’a yönelik sanatçı protestoları, yalnızca bireysel hak taleplerinden değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel duyarlılık ekseninden de beslenen bir küresel tartışmaya dönüşmüş oldu.
Trip-hop, 1990’ların başında İngiltere’nin Bristol kentinde doğan ve kısa sürede küresel bir müzik akımına dönüşen bir türdür. Hip-hop ritimlerini elektronik altyapılarla buluşturan bu tarz, caz, soul ve dub öğelerini de içine katar. Geleneksel hip-hop’tan farkı, temposunun yavaşlığı ve atmosferik yapısıdır; genellikle melankolik, karanlık ya da düşsel bir hava yaratır.
Türün öncüleri arasında Massive Attack, Portishead ve Tricky yer alır. Massive Attack’in Blue Lines (1991) albümü, trip-hop’un “manifestosu” kabul edilirken, Portishead’in Dummy (1994) albümü türün küresel çapta tanınmasını sağladı. Tricky’nin Maxinquaye (1995) albümü ise trip-hop’un bireysel anlatılar ve deneysel estetikle nasıl birleşebileceğinin örneğidir.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Trip-hop, yalnızca bir müzik türü değil, aynı zamanda 1990’ların kültürel ruhunu yansıtan bir ifade biçimidir. Şehir hayatının yalnızlığını, politik kaygıları ve bireysel melankoliyi ses tasarımlarıyla işleyen bu akım, daha sonra elektronik müzikten indie rock’a kadar birçok türü etkilemiştir.