Aşırıcı şiddet, siyasi kriz ve ekonomik darboğaza rağmen Mali’de müzik, toplumsal belleğin ve direncin en güçlü simgesi olmaya devam ediyor.
Batı Afrika’nın kalbinde yer alan Mali, yüzyıllardır müzikle anılan bir ülke. Ancak son yıllarda hem aşırıcı grupların baskısı hem de siyasi istikrarsızlık, bu zengin kültürel mirası tehdit altına aldı. Yine de gitarın sesi, Timbuktu’dan Bamako’ya kadar halkın umut damarını besliyor.
The Washington Post’un haberine göre, sahneye çıkmak kimi zaman hayatî bir risk anlamına gelse de Malili sanatçılar enstrümanlarını bırakmıyor. Ünlü müzisyen Bassekou Kouyaté, “Müzik olmadan bu topraklar ölür” sözleriyle müziğin yalnızca bir sanat değil, varoluşun temeli olduğunu vurguluyor.
Reuters’ın aktardığına göre; geçmişte Ali Farka Touré ve Tinariwen gibi isimlerle dünya çapında ses getiren Mali sahnesi, bugün hem köklü geleneği hem de genç kuşak sanatçıların enerjisini harmanlıyor. Konserler bazen gizli mekanlarda, bazen de uluslararası festivaller aracılığıyla gerçekleşiyor. Zorluklara rağmen müzik, halkın kimliğine ve özgürlüğüne tutunma biçimi olarak yaşamayı sürdürüyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Mali müziği nedir?
Batı Afrika’nın en zengin müzik geleneklerinden biri olan Mali müziği, griot adı verilen sözlü tarih anlatıcılarının repertuvarına dayanır. Kora, ngoni ve balafon gibi yerel enstrümanların yanı sıra gitar, 20. yüzyılda bu mirası dünyaya açan araç oldu. Ali Farka Touré’nin blues etkili tınılarıyla uluslararası ün kazanması, Mali müziğini evrensel kültürel haritaya yerleştirdi.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
