İpek Kıraç, babası İnan Kıraç ile Emine Alangoya’nın evliliğinin ardından soluğu mahkemede aldı. İpek Kıraç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “İnan Kıraç’ın manevi ve maddi olarak korunması amacıyla kısıtlanması ve kendisine vasi atanması talebinde bulundum” dedi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi İpek Kıraç, babası İnan Kıraç’ın, Emine Alangoya ile evliliği hakkında açıklamalarda bulundu. Annesi Suna Kıraç’ın vefatı ardından babası İnan Kıraç’la miras nedeniyle mahkemelik olan İpek Kıraç, üzüntüsünü defalarca kez dile getirmiş, babasıyla eski günlere dönmeyi ümit ettiğini söylemişti.
İnan Kıraç 20 Aralık günü bir süredir birlikte olduğu Emine Alangoya ile doktor raporu ile nikah masasına oturarak iş dünyası gündemine bomba gibi düşmüştü.
İşte kızı İpek Kıraç’ın, babası İnan Kıraç’ın son evliliği hakkındaki yazılı açıklaması:
Bugün İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, babam İnan Kıraç’ın manevi ve maddi olarak korunması amacıyla kısıtlanması ve kendisine vasi atanması talebinde bulundum. Konunun artık adalete intikal etmiş olması sebebiyle, haberin duyulmasının ardından oluşabilecek bilgi kirliliğini ve gerçek dışı yorumları önlemek ümidiyle, sadece bu kapsamda, basın ve kamuoyunu bizzat bilgilendirmeyi tercih ediyorum.
Öncelikle ifade etmek isterim ki, bu benim için çok zor alınmış bir karardır. Beni henüz iki aylıkken annem Suna Kıraç’la birlikte evlat edinen ve büyük bir sevgi ve özenle yetiştiren babam İnan Kıraç’ın içine düşmüş olduğu durumdan kurtulabilmesi için tek bir başka şans dahi kalmış olsaydı hiç kuşkusuz o yolu seçiyor olurdum. Ancak gerek babamı koruma arzum, gerek babamın yönetimindeki kurum ve kuruluşların sağlığı ve devamlılığı konusunda hissettiğim sorumluluk ve gerekse de annemin manevi ve maddi mirasının korunması yönündeki iradem bu kararı almayı zorunlu hale getirmiştir.
Babam İnan Kıraç’ın son yıllarda basına da sıkça yansıyan yanlış tercihleri ve davranışları sadece beni değil onu tanıyan ve seven herkesi şaşırtmış ve üzmüştür. Başta anlamlandırmakta zorlandığımız ve babamın karakteriyle uyuşturamadığımız bu davranışların sıklığı ve boyutu giderek artmış olup neticede, özellikle son zamanlarda, yakın çevresindeki herkesin açıkça gözlemlediği bir şekilde “muhakeme kaybı ve akıl sağlığı sorunu” yaşadığı malum olmuştur.
Annem Suna Kıraç’ın 2020’de vefatı sonrası babamın hayatına giren bazı şahıslar, babamın akli melekelerinin zayıflamasını acımasızca istismar etmekte olup adeta babamın yaşamını tüm açılardan istila etmişlerdir. Özellikle babamı duygusal olarak suiistimal eden bir şahıs, kendine ve yakınlarına menfaat sağlamak amacıyla kurguladığı düzeni fark edecek, karşı gelecek ve babamın çıkarlarını koruyacak herkesi babamın iş ve özel hayatından tek tek uzaklaştırmıştır.
Bilimsel tüm araştırmalar akıl sağlığı ve hafıza problemleri yaşayan insanların uzun süredir tanıyıp güvendiği kişilerle birlikte olmaya, rutinlerinin devamını sağlamaya ihtiyaç duyduğunu kanıtlamışken, bu şahıs bilerek ve kasıtlı olarak babamın uzun yıllardır en yakınında çalışan, sevdiği ve güvendiği insanların tümünü işten çıkarmak suretiyle babamı bütünüyle yalnızlaştırmış, onu korumasız ve sahipsiz kılmıştır. Babama şahsi cep telefonundan doğrudan ulaşmak dahi pek çok dostu ve ailesi için imkansız hale gelmiştir.
Dolayısıyla babamın son birkaç yıldır bizleri üzen ve şaşırtan tüm davranışlarının ardında kendi öz iradesi değil hayatına bir anda giren bu şahısların kararları ve yönlendirmeleri olduğu artık çevresindeki herkesçe aşikârdır. Hatta öyle ki, babamın ağabeyi merhum Can Kıraç dahi, vefat etmeden kısa bir süre önce bu duruma isyan etmiştir.
Aldığım son habere göre de, 87 yaşında ve malum sağlık durumunda olan babam 20 Aralık tarihinde aile ikametimiz ya da işyerlerimizle hiçbir ilgisi olmayan Büyükçekmece’de yıldırım nikâhı ile evlenmiştir. Babamın sevgi ve iyi niyet temelli olmadığı aşikâr olan bu sözde evliliğin bilincinde bile olmadığına inanıyorum.
Yaklaşık iki senedir babamın açtığı acımasız ve haksız davalarla mücadele etmek zorunda kalmama ve bütün bu anlamsız dava süreçlerinin arkasında şimdi evlendiği bu kişinin olduğunu bilmeme rağmen, babama duyduğum sevgi ve aile birliğimizin hatırına babamın akıl sağlığını gündeme getirmeyi içime sindirememiştim. Ancak 87 yaşındaki babamın içine düşürüldüğü bu son tuzak, artık gerekeni yapmam ve bu suistimale bir son vermem konusunda beni ikna eden nihai gelişme olmuştur.
Babama annemden kalan manevi ve maddi mirası korumak için elimden geleni yapacağımın, tüm hukuki yollara başvuracağımın bilinmesini isterim. Babamın hukuki koruma altına alınması da bu sürecin bir parçasıdır. Eminim ki annem de her türlü istismara, suistimale ve haksızlığa karşı ailemizi korumaya devam etmemi isterdi. Bundan sonra en doğru kararı muhakkak ki yüce Türk adaleti verecektir.
Elbette ki bizi bir aile yapan annemin, babam ve benim için hayal ettiği hikâye bu değildi. Ve elbette ben de bu hayatı babamla karşı karşıya değil el ele geçirmeyi dilerdim. Keşke böyle olabilseydi.
İş insanı İnan Kıraç, 2020 yılında yaşamını yitiren eşi, Koç Holding kurucusu Vehbi Koç’un kızı Suna Kıraç’ın vasiyetinde Temel Ticaret ve Yatırım A.Ş hisselerini kızı İpek Kıraç’a bırakması sonucu miras nedeniyle mahkemelik olmuştu.
Suna Kıraç 15 Eylül 2020’de vefat ettiğinde eşi İnan Kıraç ve hayatta olan çocuğu İpek Kıraç İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesince mirasçı olarak tespit edildi. Mahkeme mirasının 4 pay olarak kabul ederken bir payın İnan Kıraç’a 3 payından kızı İpek Kıraç’a aidiyetinin tespit olduğuna hükmetti.
İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde Suna Kıraç’ın 1992 tarihli vasiyetnamesinin okunduğunda İpek Kıraç’a Temel Ticaret ve Yatırım A.Ş hisseleri ve ferilerinin bıraktığı, terekenin kalanı bakımından yasal miras oranlarının uygulanması vasiyet olunduğu belirlendi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
İnan Kıraç, eşi Suna Kıraç’ın ailesi Türkiye’nin sayılı büyük şirketlerinden olan Koç Holding A.Ş’nin ve bağlı ortaklıklarının pay sahibi olduğunu, miras paylarının anılan şekilde kanuna uygun olarak belirlenmesini istedi.
İnan Kıraç, mahkemece İpek Kıraç’ın mirastan 3 sahip olması üzerine atanmış mirasçılık belgesinin iptalini için dava açtı. İnan Kıraç dilekçesinde, İpek Kıraç’ın vasiyetnamenin tenfiz talep etme yoluna gitmeden, vasiyet alacağını elde etmek için bu şekilde hukuka aykırı bir karar talebinde bulunduğunu ileri sürdü.