Walter Salles, Motorsiklet Günlüğü (The Motorcycle Diaries, 2004) ile sinema dünyasında iz bırakmış bir yönetmen. Salles, bu kez Hâlâ Buradayım (I’m Still Here / Ainda Estou Aqui, 2024) ile Brezilya’nın karanlık tarihine ışık tutuyor. Bu yıl Oscar’da En İyi Uluslararası Film ödülünü kazanan yapım, 1964 askeri darbesinden sonra gözaltına alınıp kaybedilen Brezilya İşçi Partisi Milletvekili Rubens Paiva’nın gerçek hikâyesine dayanıyor.
Murilo Hauser ve Heitor Lorega’nın senaryosunu, Rubens Paiva’nın oğlu Marcelo Rubens Paiva’nın aynı adlı anı kitabından uyarladığı film, izleyiciyi 1971 yılına götürüyor. Rio de Janeiro’da sıcak bir aile tablosuyla açılan film, bir sabah eve gelen sivil polislerin baba Rubens’i (Selton Mello) gözaltına almasıyla yön değiştiriyor: O sıcak aile tablosu solmaya başlıyor. Ardından gelen sorgular, gözaltında kaybedilme ve sistematik baskılar; izleyiciyi Brezilya diktasının sert gerçekleriyle yüzleştiriyor.
Eşi ‘kaybedilen’ bir annenin mücadelesi
Filmin en güçlü yönlerinden biri, Eunice Paiva’yı canlandıran Fernanda Torres’in oyunculuğu. Gösterişten uzak, derinlikli performansıyla, bir annenin hem ailesini bir arada tutma hem de kaybolan eşine dair izleri sürme çabasını içtenlikle yansıtıyor. Gözaltına alınan eşinin ardından çocuklarını korumaya çalışırken, Eunice aynı zamanda bürokrasiyle, ekonomik zorluklarla ve toplumsal baskıyla da mücadele ediyor.
Kocasının gözaltına alınmasının ardından Eunice ve kızı da benzer bir şekilde, başlarına poşet geçirilerek bilinmeyen bir yere götürülür ve sorguya alınır. Önüne konan defterde komşularından çocuklarının öğretmenlerine kadar birçok tanıdığın fotoğrafı vardır. Film bu sahnelerde, darbe rejimlerinin en karanlık yönünü gözler önüne serer: Herkesin potansiyel bir “hain” sayıldığı bir düzende kimse kimseye güvenemez. Korku, güvensizlik ve ihbar kültürü sistemin temelidir. En yakınlarını ihbar et kurtul. Yoksa ne mi olur? İşkence, taciz, kaybolma ya da ölüm… Eunice, hem çocuklarını korumaya çalışır hem de gözaltında kaybedilen eşini bulmak için bir mücadeleye girişir. Babalarının sadece bir iş seyahatinde olduğunu söyleyerek çocukları korumaya çalışsa da gerçek bambaşkadır…
Binlerce ailenin ortak hikâyesi
Film, sistemin insan hayatı üzerindeki tahakkümünü sade ama etkili bir dille anlatıyor. Kimi zaman geçmişe dönen sahnelerle, yaşanan travmaların izleri katman katman açılıyor. Eunice’in tek başına yürüttüğü hukuk mücadelesi ise, yalnızca bir kadının değil, diktatörlüklerin gölgesinde yaşayan binlerce ailenin ortak hikâyesi.
Coğrafyalar değişse de otoriter rejimlerin uyguladığı yöntemler, yarattığı korku iklimi ve toplum üzerinde bıraktığı kalıcı hasarlar benzer. Hâlâ Buradayım, bir dönemin tanıklığını yapan, zaman zaman teknik açıdan tartışmalı olsa da güçlü anlatımı ve samimi yaklaşımıyla yılın en çarpıcı yapımlarından biri. Film, “adalet bir gün yerini bulur” mesajını vermeyi ihmal etmiyor evet ama adalet bir şekilde yerini bulsa da kaybedilenler geri geliyor mu, işte orası muamma…