Blondie grubunun efsane solisti Debbie Harry, hazırlık aşamasındaki biyografik filmde kendi gençliğini oynaması için Florence Pugh’u istediğini açıkladı. Proje, müzik tarihinin en ikonik kadın figürlerinden birine odaklanacak.
Debbie Harry, Blondie, Sunset Marquis - West Hollywood, 1978 (Credit Image: © Armando Gallo via ZUMA Studio)
1970’lerin sonunda üne kavuşan ve şimdiye kadar 30 milyonun üstünde albüm satmış Amerikalı bir rock grubu Blondie’nin karizmatik solisti Debbie Harry, yıllardır konuşulan biyografik filmin yeniden gündeme geldiğini doğruladı.
People dergisine konuşan sanatçı, “Kendimi canlandırmasını istediğim tek kişi Florence Pugh. Çünkü o hem sahici hem de tehlikeli olmayı aynı anda başarabiliyor,” dedi.
Film, New York’un punk sahnesinin yükseldiği 1970’li yıllarda Blondie’nin doğuşunu, kadın müzisyenlerin görünürlük mücadelesini ve Harry’nin sahne persona’sı ile özel hayatı arasındaki ikiliği anlatacak.
Rolling Stone analizine göre proje, sadece bir müzik biyografisi değil; dönemin kültürel enerjisini yeniden yaratmayı amaçlayan bir “kadın özgürleşimi hikâyesi” olarak tasarlanıyor.
Florence Pugh’un Dune: Part Two (Çöl Gezegeni: Bölüm İki) ve Oppenheimer (Oppenheimer) gibi yapımlardaki performanslarıyla yükselişte olması, bu seçimi daha da anlamlı kılıyor. Projenin yapımcılığını Rocketman ekibinden Matthew Vaughn üstleniyor; çekimlerin 2026’nın ilk yarısında başlaması planlanıyor.
1945 yılında Miami’de doğan Debbie Harry, 1970’lerin sonlarında punk ve new wave akımlarının en tanınan yüzlerinden biri oldu. 1974’te Chris Stein ile birlikte kurduğu Blondie grubu, New York’un yeraltı sahnesinden çıkıp küresel bir fenomene dönüştü. Heart of Glass (Camdan Kalp), Call Me (Ara Beni) ve Atomic gibi hit şarkılarla hem müzik listelerini hem modayı şekillendirdi.
Harry, sahnede androjen karizması ve ironik feminenliği birleştiren duruşuyla 20. yüzyılın pop kültür ikonlarından biri hâline geldi. 1980’lerde solo kariyerine geçerken oyunculukta da kendini denedi; David Cronenberg’in Videodrome (Ekrandaki Dehşet) ve John Waters’ın Hairspray (Saç Spreyi) filmlerinde rol aldı.
Yalnızca bir şarkıcı değil, aynı zamanda kadın müzisyenlerin endüstrideki görünürlüğü için mücadele eden bir figürdü. Cinsiyet normlarını tersyüz eden sahne tavrı, 1990’lardan itibaren Madonna’dan Lady Gaga’ya uzanan birçok kadın sanatçıya ilham verdi.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
