Az takipçili hesap ‘Sizi en derinden yaralayan olay neydi?’ diye sordu, 80 milyon içini döktü

Anılarlakal adlı az takipçili kullanıcı "Hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay neydi?" diye sordu, 80 milyon içini döktü. İşte ölümler, ayrılıklar, aşk acıları, sürgünler, hapisler...

  • ü
  • 10 Ocak 2024
  • ü
  • Yaşam

Az takipçili bir sosyal medya hesabının X (Twitter) platformunda paylaştığı, “Hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay neydi?” sorusu rekor sayıda etkileşim aldı.

‘Anılarlakal’ kullanıcı adını kullanan @psikolojik1ey hesabının altına yorum yapan ve ‘Yeniden Gönder’ butonuna basan 80 milyon içini haberin yazıldığı saatlerde döktü. (Bu sayı 100 milyonu geçti.)

Etkileşim karşısında, “Her saniye telefona acılı bildirim düşüyor, kafayı sıyırmak üzereyim.” ifadeleriyle şaşkınlığını gizleyemeyen hesap sahibi, öte yandan “Alıntı okumayın, takip edin” diyerek sitem etti.

Paylaşım başrolünü Mete Horozoğlu’nun oynadığı Nefes – Vatan Sağolsun filminden bir sahne ile yapılırken fonda ise Tarkan’ın yorumladığı Firuze şarkısı yer aldı.

AYRILIKLAR, ÖLÜMLER…

“Hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay neydi?” sorusuna verilen cevapların büyük çoğunluğu anne, baba ya da bir yakının kaybı olurken; aşk acısı, ayrılıklar da kendine yer buldu. 6 Şubat depremine ilişkin trajik anılar ise yürek burktu.

Yanıtlar hakkında, “Mentlere bakıyorum da çoğu kızın erkek arkadaşı yüzünden travmaları var eğer mutluluktan başka bir şey hissettirmeyecekseniz kimsenin duygularıyla oynayıp hayatına iz bırakmayın” diyerek kendi paylaşımına yorum yapan ‘Anılarlakal’ hesabı, kendisini eleştirenleri ise “Caz yapma” diye payladı.

Yaşadığı acıları paylaşanlar kadar bu kadar ‘yaralı’ insanın bir paylaşım etrafında toplanmasına şaşıran X kullanıcıları değerlendirme yapmayı ihmal etmediler. Büşra Biçgel (@muzmintalib) adlı kullanıcı, “Alıntılar, derin yaralarından bir yara seçip anlatan insanlarla dolu.” yorumunu yaptı.

Acılarını ve travmalarını tanımadığı insanlarla paylaşanlar hakkındaki yorumunda @rifkisu adlı kullanıcı ise, “görüntülemeye bak alıntıya bak etkileşime bak ülkede travmatik olmayan 1 (bir) insan evladı yok” dedi.

TÜRKİYE’NİN DERT HARİTASI

İşte, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından yankılanan, “Hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay neydi?” sorusun yanıtları…

Bir deprem travmasını paylaşan ‘Ayşo @ayseayyyy’ adlı kullanıcı yıkılan evlerini, ortaya saçılan eşyaları ve annesinin fotoğrafını yayınladı ve “Bir kış günü annemi, evimi, umutlarımı kaybetmek.” dedi.

Bir hastane koridorunda babasıyla bakıştıkları fotoğrafın altına, ‘cansu şimşek @frausimsek’, “Bu fotoğraf. Vedalaşma anımız. Son kez birbirimizin gözünün içine bakıp seslerimizi duymak. Sonucu tahmin ede ede yalanlar söylediğim birkaç dakika..” yazmış.

‘…BABAN ÖLMÜŞ’

‘Zeynep Balkaya @zeynep__balkaya’ ise, “Bir sabah annemin beni büyük bir şokla Zeynep baban ölmüş diye uyandırması. Bir kardiyoloğun kalp krizinden 47 yaşında aniden ölebileceğini bizi erkenden bırakabileceğini hiç aklıma getirememiştim.” ifadeleriyle babasını genç denilecek yaşta kaybettiği andaki şoku anlatmış.

‘ÖĞRENCİMİ KOLLARIMDA KAYBETTİM’

‘Hafza Girdap – Let Your Dreams Lead You! @HafzaGrdp’ da öğretmenlik yaptığı günlerdeki bir anısını paylaşarak şunları yazmış: “5 haftalık hamileydim, 14 yaşında bir öğrencim başı döndüğü için dizime başını koyup uzanmıştı. Ve bir anda başını kaldırıp yüzüme baktı, gözlerinin siyahı kayboldu, bilinçsizce kustu, yere düştü, anında arabaya binip hastaneye gittik, beyin kanaması geçirdiğini söylediler, yoğun bakıma aldılar. Beyin ölümü gerçekleşti, 1 hafta yoğun bakım kapısında bekledik anne-babasıyla. Ve organ bağışı yapılabilmesi için doktor gelip anne-babasına yaşam ünitesinden çıkarılması (fişin çekilmesi) iznini verip vermediklerini sordu. O anı anlatamam. Ümit kelimesinin, en anlamlı hali almasıyla, anlamını tamamen yitirmesinin aynı anda yaşanması…

Bir anne-baba nasıl böyle bir karar versin?! Ama ertesi gün kızımızın kalbi durdu, vefat etti. Aradan 15 yıl geçti, hala burnumun direği sızlar her andığımda. Ruhu şâd olsun yavrumun.

O travmayla çok zor bir hamilelik geçirdim, bebeğim doğduğunda da ilk 2 yıl hiç aralıksız ağladı desem mübalağa olmaz.”

‘NEZARETTEKİ DUVARDA KURUMAMIŞ KAN İZLERİ VARDI’

‘Aslıhan Kas @AslhanKa1’ dramatik bir gözaltı öyküsünü yazmış: “Gürcistan’ a ailemi tekrar biraraya getirmek için çıktığım yolculukta gözaltına alınmam. Geceyi geçirdiğim nezarette duvarlarda kurumamış kan izleri vardı. Ve polislerden biri bana o kadar tehdit ve hakaret savurdu ki dondum kaldım. “Çocuklarının yüzünü göremeyeceksin “ tehditleri hala kulaklarımda. (Bir anneyi çocukları ile vurmak! O kadar çok kişi yaşadı ve yaşamaya devam ediyor ki) O polislerin Hepsinin isimleri bende duruyor. Bir gün memlekete adalet gelirse tek tek davacı olacağım. Buna imkanım olmazsa biliyorum ki Allah zaten hesabını soracak. İçim rahat anlayacağınız.”

‘BABAMIN EVİMİZİ SATIP BİZİ ORTADA BIRAKMASI…’

‘cüneyt arat @CuneytArat06’, “Babamın istinaf onama tebligatımı bilerek şahsıma bildirmemesi, evimizi satıp bizi ortada bırakması, engelsizlere göre dizayn edilen cezaevlerinde tutulmam, cezaevlerinde engelsiz yaşam sürmemin sağlanmaması, ellerime kelepçe takılması, uğradığım hukuksuzluklar vb.” ifadeleriyle birden fazla unutamadığı ve kendisini yaralayan olayları sıralamış.

‘EVLADIN OLUNCA BAMBAŞKA BAKIYORSUN’

Ayrıca, ‘Türk Pasaportlu @turkpassoportlu’ hesabının sahibi, yaşadıklarını uzun uzun anlatmış: “35 yaşındayım, ülseratif kolit tanısı konduğunda 23 yaşındaydım. Tüm kolonu sarmış, hekimler artık yaşamını buna göre ayarlayacaksın, hayat kaliten düşecek filan diyordu. İnanılmaz zayıflamış o stresle yataktan bile çıkamıyordum. Ailenin tek çocuğu olma durumundan ailenin de perişan olduğunu görüp hepten berbat zamanlar geçirdim. Çoğu zaman yaşadığım acı ve ağrıları onlardan gizlediğim oldu. Artık doktoruma kendim gidip geliyor, yüksek kullanım ilaçlardan dolayı, böbrek sıkıntısı çekmeye başlamış onu da kimse ile paylaşmamıştım. Sonra baktım sen iyi gözüktükçe, insanlar en ufak dayanılmaz ağrını yansıttığında, uydurduğunu filan düşünmeye başladı. İşte tam da o zamanlarda duygusuz bir insan oldum. Babaannem kollarımda vefat etti gram göz yaşı akıtamadım. En yakın arkadaşım lösemiden vefat etti, akşamında halı saha maçına gittim. Ailemden veya çevremden birine bir şey olsa hepten amaan iyileşir ne olacak ve ölenle ölünmez durumundaydım. Hatta fark ettim ki bir şeyleri takmayı bırakıp stres yapmadıkça, hastalık bile gerilemeye başlamadı.

28 yaşında evlenip, 29 unda baba oldum. Sağlıklı 6 yaşında bir evladım var. Son 2 3 senedir, tüm duygularım daha doğrusu duygusallığım yerine geldi. Ve belki de 10 15 senedir ağlamayan veya bir şeyi umursamayan ben, Hatay depreminde babasına sesli mesaj gönderen kızın babası tarafından dinletilirken videosuna özellikle sonda ki babaaaa diye seslenişine sanırım 1 gün boyu ağladım. Yazarken bile şuan kötü oldum. 2. durumda Filistin’de bir babanın 5 -6 yaşlarında vefat etmiş oğlunun eline çikolata tutuşturmasına, yıkılmıştım ve kendime 2 gün gelemedim.

Evladın olunca dünyaya bambaşka bakıyorsun.”

‘YETİMHANEYE VERİLMEM, GERİ ALINMAM’

‘Aynur’un Balı @aynurunbal_i’, yetimhaneye verildiği anları unutamıyor: “Babam olmasına rağmen doğduğunda yetimhaneye verilmem, geri alınmam . Lisede tekrar yetimhaneye verilmem. Yetimhanede cikabilmek için vazgectiklerim şeyler. Canımı yakan çok fazla şey var ama kendini en fazla hissettiren bu sanırım.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com