Anne Frank’i ihbar eden Hollandalı Naziler deşifre edildi

Hollanda devleti, İkinci Dünya Savaşı’ndaki Alman işgalinde Nazilerle işbirliği yapan 425 bin kişinin listesini yayınladı. Savaştan iki yıl sonra günlükleri yayınlanan 15 yaşındaki Yahudi kızı Anne Frank de Hollanda’da saklandığı evde ihbarla yakalanmış ve götürüldüğü toplama kampında ölmüştü.

Fotoğraf: Anne Frank House

Hollanda, ülkenin İkinci Dünya Savaşı’ndaki işgali sırasında Nazilerle iş birliği yaptığından şüphelenilen yaklaşık yarım milyon Hollandalının isimlerinin yer aldığı bir veri tabanı yayınladı.

‘Mahkemede Savaş’ projesi, Alman işgal güçleriyle birlikte çalıştıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan ve çoğunluğu Hollanda vatandaşı olan yaklaşık 425.000 kişiyi listeliyor. Liste ilk kez kamuoyu ile paylaşıldı.

SADECE 150 BİNİ CEZA ALMIŞTI

Veri tabanına dahil edilen kişilerden 150.000’den fazlası mahkemeye çıkmış ve farklı cezalara çarptırılmıştı. Bu soruşturmaların kayıtlarına daha önce sadece Lahey’deki Hollanda Ulusal Arşivlerini ziyaret eden araştırmacılar ulaşabiliyordu.

Araştırma Grubu Huygens Enstitüsü, Adalet, Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları tarafından desteklenen bir proje kapsamında arşivin dijital ortama aktarılmasına yardımcı oldu.

GELECEK NESİLLER İÇİN ÖNEMLİ HİKAYELER İÇERİYOR

Euronews’in haberine göre, enstitü web sitesinde yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:

“Bu arşiv hem şimdiki hem de gelecek nesiller için önemli hikayeler içeriyor. Dijital erişim olmadan, bu arşiv birçok kişi için, özellikle de genç nesiller için mevcut değildir. Sadece geniş ölçekli ve kolay erişim, savaşın tüm yönlerini içeren bu önemli arşivi güncel tutacak ve geçmişten öğrenmeye devam etmemizi sağlayacaktır.”

Arşivde hüküm giymiş suçluların dosyalarının yanı sıra Alman silahlı kuvvetlerinde görev yapmak üzere kaydolan ve iş birlikçi olarak kabul edilen yaklaşık 20.000 Hollanda vatandaşının dosyaları da yer alıyor.

HOLLANDA NAZİ PARTİSİ’NİN ÜYELERİ DE LİSTEDE

Ayrıca, Hollanda’nın Nazi yanlısı en büyük siyasi hareketi olan Anton Mussert tarafından kurulan faşist siyasi parti Nasyonal Sosyalist Hareket’in (NSB) üyesi olduğu iddia edilen kişilerin listesi de yer alıyor.

Arşivde ayrıca soruşturma sonucunda masum olduğu anlaşılan kişilerin isimleri de bulunuyor.

Çevrim içi veri tabanında sadece şüphelilerin isimleri yer alıyor ve suçlu bulunup bulunmadıkları ya da Almanlarla ne tür bir iş birliği yaptıklarından şüphelenildiği belirtilmiyor.

Mevcut kurallar uyarınca, arşiv dosyalarını incelemek isteyen kişilerin resmi talepte bulunmaları gerekiyor. Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) kişisel verileri koruyor olsa da, arşivdeki isimlerin büyük çoğunluğunu kapsayan ölmüş kişiler için geçerli değil.

Hollanda Veri Koruma Kurumu, halen hayatta olanlar da dahil olmak üzere listelenen kişilerin dosyalarının, dini aidiyetleri ve siyasi kanaatleri de dahil olmak üzere hassas veriler içerdiğine dikkat çekti.

İŞGAL 5 YIL SÜRDÜ

Hollanda’daki Alman işgali, 1940’taki işgalle başlayıp 1945’te sona eren İkinci Dünya Savaşı boyunca sürdü. Holokost sırasında 100.000’den fazla Hollandalı Yahudi’nin öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Veri tabanının yayınlanmasının Hollanda’da bazı sancılı tartışmalara yol açması bekleniyor.

Ulusal Arşivler Direktörü Tom De Smet, “İş birliği hala büyük bir travma. Bu konu hakkında konuşulmuyor. Arşivler açıldığında bu tabunun yıkılacağını umuyoruz” diyor.

Z KUŞAĞININ DÜNYASINDA HOLOKOST YOK

Claims Conference tarafından yapılan 2023 anketi, Hollandalı Z kuşağının neredeyse yüzde 25’inin Holokost’u bir efsane olarak gördüğünü, tüm Hollanda vatandaşlarının yüzde 53’ünün ise ülkelerini bir Holokost alanı olarak tanımadığını ortaya koydu.

Bununla birlikte, Hollandalıların yüzde 77’si Holokost’u anma eğitiminin önemine katılıyor.

ANNE FRANK KİMDİR?

Annelies Marie “Anne” Frank, 12 Haziran 1929’da Frankfurt’ta doğdu; Mart 1945’te Bergen / Belsen toplama kampında ablasıyla birlikte tifüs ve açlıktan öldü. Frankfurt doğumlu Frank, Nazilerin Almanya’yı kontrol altına almasıyla dört buçuk yaşında ailesiyle Amsterdam Holanda’ya taşındı. Alman vatandaşı olmasına rağmen 1941’de Naziler tarafından vatandaşlıktan çıkarıldı.

Mayıs 1940’ta Almanların Hollanda işgaliyle Amsterdam’da kapana kısıldı. Temmuz 1942’de Yahudilere yapılan zulüm arttığı için ailesiyle birlikte evdeki kütüphanenin arkasında gizli bir odaya saklandı. Yaklaşık iki yıl burada saklanan ve yaşadıklarını günlüğüne kaydeden Anne Frank, bir ihbarla Ağustos 1944’te ailesiyle birlikte Gestapo tarafından tutuklanarak, Auschwitz’e gönderildi. Ekim veya Kasım 1944’te ablası Margot’la birlikte Norveç’teki Bergen/Belsen toplama kampına gönderildi. Abla kardeş savaşın bitmesinden kısa süre önce bu kampta tifüs ve açlıktan öldü.

HOLOKOST’UN EN TANINMIŞ MAĞDURLARINDAN

Anne Frank sadece 16 yaşına kadar yaşamasına rağmen Holokost’un en bilinen mağdurlarından. Kendisi konu alan birçok kitap, tiyatro oyunu ve film bulunuyor. Babası Otto Frank, ailenin savaştan sağ çıkabilen tek üyesi. Otto Frank, savaştan sonra Amsterdam’a döndüğünde kızının günlüğünün sekreteri Miep Gies tarafından muhafaza edildiği öğrenir ve 1947’de günlüğü yayımlatır. Günlük 1952’de The Diary of a Young Girl (Bir Genç Kızın Günlüğü) adıyla İngilizceye çevrilir, günümüzde 70’in üzerinde farklı dilde yayımlanmıştır. Kitap Türkçe’ye de Anne Frank’in Hatıra Defteri adıyla çevrildi.

Anne’in saklanmış olduğu ev 1960 yılında müzeye çevrildi ve günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Franches Goodrich ve Albert Hackett, Anne Frank’ın günlüklerini tiyatroya uyarladı ve ilk kez Broadway sahnelerinde oynandı. Daha sonra Münih Kommerspiele Tiyatrosu’nda tek dekorlu bir tiyatro olarak Alman tiyatrocu Christia Keller tarafından canlandırıldı.

GÜNLÜĞÜN SON SATIRLARI: GAZETECİ OLMAK İSTİYORUM

Anne Frank 5 Nisan 1944 çarşamba günü, yani tutuklanmadan kısa süre önce günlüğüne gazeteci olmak istediğini yazmıştı. Şöyle diyordu o satırlar:

– Sonunda cahil olmamak, bir hayata sahip olmak ve bir gazeteci olmak için derslerime çalışmam gerektiğini anladım, evet istediğim bu! Yazabildiğimi biliyorum … ama gerçekten yetenekli olup olmadığı görmeye devam ediyorum …

– Ve eğer kitap ya da gazete makalesi yazacak kadar yetenekli değilsem de her zaman kendim için yazmaya devam edebilirim. Ama bundan daha fazlasını istiyorum. Annem, Bayan van Daan ve işlerini yapan ve unutulan diğere tüm kadınlar gibi olmayı hayal bile edemiyorum. Bir koca ve çocuklar dışında kendimi adayacağım bir şeye ihtiyacım var benim! …

– İşe yarar biri olmak, tüm insanların, hiç tanışmadıklarımın bile hayatlarını zevklendirmek istiyorum. Öldükten sonra bile yaşamaya devam etmek istiyorum! Bu yüzden tanrıya bana kendimi geliştirebildiğim ve içimde olan her şeyi açıklayabildiğim bu hediyeyi verdiği için minnettarım!

– Yazarken tüm endişelerimden kurtulabiliyorum. Üzüntülerim kayboluyor, ruhum yeniden canlanıyor! Ama esas soru şu, gerçekten iyi bir şey yazabilecek miyim, bir gazete veya yazar olabilecek miyim?

KİMİN İHBAR ETTİĞİ TARTIŞMALARI GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞTI

Anne Frank’i kimin ihbar ettiği meselesi, ikinci dünya savaşının sona ermesinden bu yana tartışması hiç bitmeyen konulardan. Bu konudaki son gelişmeler, tam iki yıl önce, 2022 Ocak ayında yaşanmıştı.

BBC’nin haberine göre, Anne Frank ve ailesini kimin ihbar ettiği, yapay zeka kullanılarak büyük ölçüde ortaya çıkarılmıştı. Modern teknolojileri kullanarak 6 yıl boyunca araştırma yapan 23 kişilik uluslararası ekibin çalışmasına göre, Anne Frank ve ailesini, Yahudi Konseyi üyesi olan Amsterdam’ın önde gelen noteri Arnold van den Bergh ihbar etmişti.

ARAŞTIRMA BEŞ YIL SÜRDÜ

Bu araştırma şöyle gerçekleşmişti. Hollandalı belgesel yapımcısı Thijs Bayens’in 2017 yılındaki önerisi üzerine, 23 kişilik uluslararası bir soğuk vaka ekibi oluşturuldu.

Uluslararası ekip, yapay zeka ve modern araştırma tekniklerini kullanarak, röportajlar ve günlüklerden arşivlerdeki dizinlere ve savaş dosyalarına kadar 66 gigabaytlık veriyi araştırmaya karar verdi.

Yapay zeka sayesinde 6 yıl boyunca 7 ülkede Frank ailesine kimin ihanet etmiş olabileceği incelendi. Olası 30 teori listelendi ve bunlardan 28’inin olanaksız olduğu belirlendi.

Araştırmacılar, Yahudi Konseyi üyesi ve Amsterdam’ın önde gelen noteri Arnold van den Bergh’in, kendi ailesinin güvenliğini garanti altına almak için gizlenen Yahudilerin adreslerini Almanlara ilettiği sonucuna vardılar.

Araştırma ekibinden emekli FBI dedektifi Vince Pankoke, Hollandalı kamu yayıncısı NOS’a yaptığı açıklamada, bu sonucun yüzde 85 doğru olduğunu söyledi.

Bu tür eski davalarda DNA kanıtı veya video görüntüleri olmadığı için, her zaman ikinci derece kanıtlara güvenmek zorunda kalındığına işaret eden Pankoke, “Yine de teorimizin olasılığı en az %85. Dumanı tüten bir silahımız yok ama yanında boş mermileri olan sıcak bir silahımız var” diye konuştu.

Araştırmacıları böyle düşünmeye iten nedenlerden biri, Van den Bergh’in hiç toplama kampında bulunmadığını öğrenmeleri oldu.

Araştırmacılara göre, Van Den Bergh kendini ve ailesini kurtarmak için elinden gelen her şeyi yaptı ve sürgüne gitmesi geçici olarak durduruldu. Van den Bergh, başarılı bir şekilde Yahudi olmadığını savundu. Bu arada kızları için saklanacak bir yer ayarladı.

OTTO FRANK BERGH’E SUÇLAMA YAPMADI

Tüm önlemlere rağmen, Van den Bergh 1944’te zor durumda kaldı. Toplama kampına gönderilmemesi için verilen geçici erteleme belgesinin süresi doldu. Bu dönemde saklanan Yahudilerin adresleri van den Bergh tarafından Nazilere verildi.

Araştırmacılara göre Otto Frank, Yahudi aleyhtarı saldırılardan korktuğu için Van den Bergh’i suçlamaktan kaçındı.

Van den Bergh 1950’de gırtlak kanserinden öldü. Ayrıca Otto Frank, Van den Bergh’in çocukları olduğunu biliyordu. Ölümünden sonra onun adını açıklayarak çocuklarına zarar vermek istemedi.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com