Aktris Allison Mack, 9 Ocak 2019 tarihinde New York'ta Brooklyn'deki ABD Federal Mahkemesi'ne geliyor. (Fotoğraf: Don EMMERT / AFP)
“Women of Colour” grubuna dönüştüğü iddia edilen NXIVM örgütü, yıllardır “gelişim kursu” maskesi altında faaliyet gösterdi. The Guardian’a göre Allison Mack, 12 Kasım 2025’te yayınlanan “Allison After NXIVM” adlı podcast’te, örgütle ilişkisinin arka planını ilk kez kamuoyuyla paylaştı.
Podcast sırasında Mack şunları söyledi: “İnsanlar benden ne kadar zarar gördü, ne kadarını ben tetikledim — bunları düşünmeyi sürdürüyorum.” Kendisini tamamen masum olarak görmediğini belirtti.
2018 yılında egzersiz ve kişisel gelişim temalı kurslarla başlayan NXIVM, daha sonra “gizli topluluk DOS” isimli alt yapıya dönüştü. AKK’nun iddialarına göre bu grup kadınları kısmî açlığa, üzerlerine baskıya ve bazılarının vücutlarına markalanmaya kadar götürmekle suçlandı. Keith Raniere’nin 120 yıl hapse çarptırıldığı davada Mack, 2021’de 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı ancak iyi hâl nedeniyle Temmuz 2023’te serbest bırakıldı.
Mack, podcast’te ayrıca “Ünlü olmak güce dönüşebilirdi — ben o gücü kullandım” diyerek ünlülüğünün örgütsel işlevini itiraf etti. Zira People dergisine göre, örgüt içinde yer alan kadınları kazanmada bu unsuru aktif kullandığını anlattı.
Önümüzdeki bölümlerle birlikte, Mack’in hem mağdur hem suça ortak statüsündeki duruşu tartışılacak. Bu durum, sanatçıların kişisel tarihlerinin toplumsal tartışmalardaki rolünü yeniden gündeme taşıyor.
NXIVM (okunuşu: Nexium), 1990’ların sonunda ABD’de “kişisel gelişim şirketi” olarak kurulan, ancak zamanla kapalı devre bir güç yapısına dönüşerek ağır suçlarla anılan bir yapılanmadır. Kurucusu Keith Raniere, kendisini “dünyanın en yüksek IQ’ya sahip düşünürlerinden biri” olarak tanıtan bir figürdü; eğitimler, seminerler ve liderlik programları aracılığıyla geniş bir takipçi ağı oluşturdu. Örgütün görünürdeki faaliyetleri “duygusal zekâ eğitimi” ve “kişisel potansiyeli açığa çıkarma” gibi başlıklar altında sunuluyordu.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Asıl tartışma 2010’ların ortasında, kamuoyuna yansıyan DOS (Dominus Obsequious Sororium – “Efendinin İtaatkâr Kız Kardeşliği”) adlı gizli alt yapıyla ortaya çıktı. Bu grup, yalnızca kadınlardan oluşan, üyelerinden “itaat yemini” isteyen ve Raniere’nin mutlak otoritesi altında işleyen hiyerarşik bir yapıydı. Bazı kadınların aç bırakılması, psikolojik baskı uygulanması ve vücutlarına Raniere’nin baş harflerini andıran uygulamalarla “işaretlenmesi” iddiaları büyük tepki topladı.
2018’de başlatılan federal soruşturma sonunda Raniere, insan kaçakçılığı, zorla çalıştırma, cinsel istismar ve organize suç kapsamında 120 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Allison Mack başta olmak üzere örgütün bazı önde gelen üyeleri de suçlarını kabul etti veya mahkûm edildi. Mack, “örgüte üye sağlama” suçundan üç yıl hapis aldı ve 2023’te iyi hâl nedeniyle tahliye edildi.
NXIVM davası, modern çağda “kişisel gelişim” adı altında işleyen kapalı yapılanmaların nasıl manipülatif bir güce dönüşebileceğine dair en çarpıcı örneklerden biri sayılıyor. Özellikle ünlü isimlerin dâhil olması, davayı hem hukuki hem sosyolojik açıdan küresel bir tartışma konusu hâline getirdi.
Keith Raniere (d. 1960, Brooklyn), NXIVM adlı tartışmalı kişisel gelişim ve liderlik programı örgütünün kurucusu ve ana figürüdür. Kendini uzun yıllar “üstün zekâlı düşünür”, “akıl koçu” ve “insan potansiyelini geliştiren eğitmen” olarak lanse eden Raniere, 1990’lardan itibaren ABD’nin farklı bölgelerinde seminerler, iş dünyasına yönelik eğitimler ve psikolojik gelişim atölyeleri düzenledi.
Raniere’nin iddiası, insan davranışlarını “matematiksel bir sistem” içinde analiz edebildiği ve kişilerin korkularını, alışkanlıklarını ve yeteneklerini yeniden yapılandırabildiğiydi. NXIVM çatısı altında yarattığı Executive Success Programs (ESP), bu öğretinin vitriniydi. Katılımcılar binlerce dolar ödeyerek bu eğitimlere dahil oluyor, örgüt içindeki rütbe sistemiyle basamak basamak yükseliyordu.
Ancak dışarıdan bakıldığında eğitim olarak görünen bu yapı, zamanla kapalı devre bir otorite ağına dönüştü. 2010’ların ortasında ortaya çıkan DOS adlı gizli alt yapının, kadınları fiziksel ve psikolojik baskıyla kontrol eden, aşırı boyun eğme ritüelleri ve cezalandırma uygulamaları içeren bir yapı olduğu iddia edildi. Bazı kadınların vücutlarına Raniere’nin baş harflerini andıran bir işaretle “damgalandığı” ortaya çıkınca kamuoyu tepkisi büyüdü.
2018’de federal soruşturma başlatıldı ve Keith Raniere, insan kaçakçılığı, cinsel istismar, organize suç, tanık manipülasyonu ve zorla çalıştırma gibi ağır suçlamalarla yargılandı. 2020’de, Brooklyn Federal Mahkemesi tarafından 120 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Raniere’yi “kişisel gelişim kisvesi altında sistematik istismar düzeni kurmakla” suçladı.
Raniere günümüzde Arizona’daki yüksek güvenlikli federal cezaevinde bulunuyor. Hapisteyken dahi “yanlış yargılandığını” iddia eden açıklamalar yapıyor, destekçileri aracılığıyla NXIVM’nin bazı ilkelerini yaşatmaya çalışıyor.
Keith Raniere, modern çağın en tartışmalı figürlerinden biri olarak, kişisel gelişim söyleminin manipülatif bir sisteme dönüşebileceğine dair küresel bir uyarı örneği olarak anılıyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
