Netflix’te yayınlanan dört bölümlük mini dizi Adolescence, tüm dünyanın gündemine oturdu. Dizi hem en çok izlenen yapım oldu hem de üzerinde çok fazla şey söylendi. İzleyen herkesi derinden sarsan bu yapımı gelin birlikte inceleyelim.
Adolescence, İngiltere’de artan bıçakla yaralama olaylarından ilham alıyor. Bunu dizinin hem senaristi hem baş rol oyuncusu Stephen Graham’dan duyuyoruz. Graham, senaryoyu kaleme almaya, işlenen iki cinayet sonrası karar verdiğini dile getiriyor. BBC’ye konuşan dizinin diğer yazarı Jack Thorne, katil Jamie’yi, Andrew Tate gibi isimlerin anlatılarından etkilenen bir karakter olarak kaleme alındığını ifade ediyor.
Dizinin ayrıntılarına geçmeden biraz Andrew Tate ve çok yakın bir zamanda Türkiye’nin de gündemine giren ‘incel’ kavramı hakkında konuşalım. Andrew Tate ya da tam adıyla “Emory Andrew Tate III”, son birkaç yılda sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla büyük ilgi toplamıştı. Tate’in paylaşımları genellikle ‘nasıl alfa erkek olunmalı’ temasını taşıyor, lüks ve her şeyin elinizin altında olduğu hayali yaşama erişmek için ‘yapılması gerekenler’ anlatılıyordu. Milyonlarca takipçisi olan hesap tecavüz, insan kaçakçılığı ve organize suç örgütü liderliği gibi suçlardan tutuklandı sonra tekrar serbest bırakıldı ve tüm bunlar olurken içerik üretmeye devam etti. Tate, videolarında “kadınların eve ait olduğunu”, “araba süremediğini”, “erkeklere bahşedildiklerini” ve “erkeklere ait olduklarını” söylüyordu. Ayrıca lüks yaşamını anlatıyor, kendi görüşüne uymayanları aşağılıyor, son model arabalarıyla poz verip tütün tüketiyordu. Dizide bir cümleyle değinilmiş olsa da gençleri olumsuz etkilemesi sürekli tartışmalara konu oldu. Yani ‘incel’ denilen akımın da bir temsilcisi oldu. ‘Incel’, kadınlara karşı düşmanca inanışlar besleyen ve bazı canice saldırılarla ilişkilendirilen bir ideoloji. Incellerin Reddit, Facebook ve kendi kurdukları sitelerde toplulukları var. Teknoloji şirketlerinin bu toplulukları kapatmak gibi önlemleri tam olarak sonuç vermiyor. İşte dizinin de özellikle altını çizdiği nokta burası ‘sosyal medya’. Sosyal medya öyle bir araca dönüşüyor ki, sonunda 13 yaşındaki bir çocuğun hayatını alt üst ediyor.
Başrollerinde Graham, Erin Doherty, Owen Cooper, Faye Marsay, Christine Tremarco, Mark Stanley, Jo Hartley ve Amélie Pease’in yer aldığı dizi, sınıf arkadaşı bir kızı öldürmek suçundan tutuklanan 13 yaşındaki Jamie Miller’ı merkezine alıyor. Dizi daha açılış sahnesiyle izleyiciyi kendine hapsediyor: Sıradan bir aile evine polisler tarafından yapılan sabah baskınıyla başlıyor. Her şeyden habersiz anne ve baba, genç bir kız ve polisi gördüğünde korkundan altını ıslatan 13 yaşında bir erkek çocuk: Jamie Miller. Kısa sürede, polisin aradığı kişinin evin en küçük çocuğu Jamie olduğu anlaşılıyor. Suçlama ise oldukça ciddi.
Tek plan çekim izleyiciyi içine çekiyor
Tüm oyunculuklar oldukça başarılı ve öyle samimi ve geçek ki hayret ediyorsunuz. Sanki bir dizi izlemiyorsunuz, bir ailenin yaşadıklarına bizzat tanık oluyorsunuz. Anne ve babanın çaresizliği, kendilerini suçlamaları her şey o kadar gerçek ki. Şunu söylemeden geçemeyeceğim Netflix’te belki ailece oturup izleyebileceğiniz nadir yapımlardan biri. Her bölüm yaklaşık bir saat sürüyor.
Dizinin en çok konuşulan yanı ise tek plan çekim. Dizinin yönetmeni Philip Barantini, 2021 BAFTA ve BIFA’ya aday gösterilen Boiling Point filminde benzer bir plan-sekans tarzını kullanmıştı. Hatta Graham o filmde de rol almıştı. Bu çekimin birçok zor tarafı var. Oyuncular için ciddi bir ezber ve hazırlık süreci istiyor. Ama öyle bir seyir keyfi sunuyor ki adeta seyirci de kamerayla birlikte diziye dahil oluyor. Yönetmen Barantini bu konuda şöyle diyor: “Kamerayı çalıştırıyoruz ve durdurmadan çekimi tamamlıyoruz. Ancak bu, duyulduğundan çok daha karmaşık bir süreç. Aylarca süren hazırlık ve provalar gerektiriyor.”
Bu diziye vakit ayırın
Diziyi izlerken bir anne olarak çok gerildim. Sosyal medyanın kontrolsüzlüğü, ergenlik dönemindeki çocukların yalnızlığı, akran zorbalığı… Bunlar günümüzde bütün ebeveynlerin zorlandığı konular. Dizinin son bölümünde anne ve babanın kendi iç hesaplaşmaları canınızı acıtıyor. Çocuğunuzla ilişkinizi sorguluyorsunuz. Hani son bölümde can alıcı bir final beklersiniz ya bu dizi sizi ters köşe yapıyor. Canınızı yaka yaka, kendinizle hesaplaşa hesaplaşa, derin bir sessizlikle final yapıyorsunuz.
Keşke farkındalık oluşturacak bu gibi yapımlar daha da artsa. Bazı platformlar gençlik ve ergenlik sorunlarına yönelik yapımlar ortaya çıkarıyor. Ama şimdiye kadar hiçbiri sorunu bu şekilde gerçekçi bir yaklaşımla ele alamadı. Sadece cinselliğin ön plana çıktığı yapımlar olarak kaldı. Asıl ihtiyacımız gerçekle yüzleşmek belki de. İşte bu dizi günümüz toplumunun gerçekleriyle yüzleştiryor bizi. Yalnız kalan çocuklarımız kendilerini sanal dünyada ispatlamaya çalışıyorlar. Şimdiye kadar bahsettiğim hiçbir yapımı mutlaka izleyin demedim. Ama bu diziyi vakit bulduğunuzda izlemeyin, bu diziye vakit ayırın…
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
