
Türk edebiyatı küresel haritada nerede duruyor?
Paris hâlâ edebi dünyanın başkenti mi? Türk edebiyatı neden küresel merkezin dışında kalıyor? Çeviriyle mi yaklaşmalı, yoksa kendi merkezini mi kurmalı? Tekil bir merkez fikrine direnmek mümkün mü? Peki, biz hangi hikâyeyi kime ve nereden anlatıyoruz?