Dijital çağda ‘gazeteciliğin ölmediğine’ 100 yıllık bir kanıt: The New Yorker’ın hikâyesi ne anlatıyor?
Eğer hikâye anlatmanın değerine inanıyor ve saygın bir gazeteciliğin mümkün olduğunu düşünüyorsanız, “The New Yorker'ın 100 Yılı” büyüleyici bir şekilde perdeyi aralıyor. Belgesel, medyanın tek sesleştiği; dijital medyanın neredeyse hiçbir etik ilke tanımayan yayıncılığıyla mücadelede zayıf ama saygın ve ayakları yere basan geleneksel gazeteciliğin, haber merkezi anlayışıyla çalışmaya inanmışların motivasyonunu anlamak için de eşsiz bir örnek.
