Newcastle United futbol takımının iç saha maçlarını oynadığı St James Park Stadyumu. FOTOĞRAF: Mark Cosgrove/News Images via ZUMA Press Wire - Depo Photos)
İngiltere, futbolun beşiği. Futbol kültürü Türkiye’dekinden çok farklı. Genellikle insanlar yaşadığı şehrin, bölgenin takımıyla bağ kuruyor. Bu yüzden tribünler hep dolu ve futbol her zaman zevk veriyor.
Şehrin takımına aidiyetin en fazla olduğu şehirlerden biri de Newcastle. Etrafındaki küçük şehir ve kasabalarla birlikte yaklaşık bir milyon insanın takımı olan Newcastle United, her zaman tıklım tıklım dolu tribünler önünde oynuyor maçlarını. Her maçın biletleri bir ay öncesinden tükeniyor. Bilet almak için kulübün sitesine her girdiğinizde ‘Sold Out’ (Tükendi) yazısıyla karşılaşıyorsunuz. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ın kulübü satın alması boşuna değil.
FOTOĞRAF: Mark Cosgrove/News Images via ZUMA Press Wire)
Evet, sadece Northumberland’ın (Kuzeydoğu İngiltere) değil, Kuzey İngiltere’nin Premier Lig’deki tek temsilcisi olan Newcastle United, bir taraftan başarılı sonuçlar alırken; bir taraftan da stadyum projesine kafa yoruyor. İki alternatif var: Mevcut stat Saint James’ Park’ın kapasitesinin 52 bin 350’den 60 binlere çıkarılması ya da stadın yakınındaki boş alanlardan birine 75 bin kişilik stadyum yapılması.
Benim tercihim, şehrin göbeğinde olan Saint James’ Park’ın kapasitesinin artırılması yönünde. Birçok maç izlediğim bu stadyumu çok beğeniyorum çünkü. Hem şehirle iç içe hem de birçok hikaye barındırıyor. Geçtiğimiz hafta ailecek yaptığımız stadyum turu, Saint James’ Park’la ilgili aidiyet duygularımı daha da artırdı. İsterseniz, stadyumu bir de birlikte gezelim. Buyrun!
Birgün ailecek bir aktivite yapmak istedik ve kulübün sitesine girip tarihi, saati belirledik. Kişi başı 20 pound karşılığında biletlerimizi aldık. Stadyuma vardığımızda bizi güler yüzlü görevliler karşıladı. Burada insanlara güven üst düzeyde olduğu için kimse biletlerimizi kontrol etmedi. Doğrudan grubumuza dahil olduk.
Önce herkes kısaca kendini tanıttı. Esprilerin de yapıldığı eğlenceli tanışmanın ardından turumuz başladı. İlk durağımız, konuk takımların giriş yaptığı kapıydı. Kapının üstündeki kocaman fotoğraf, 23 Ekim 2005 tarihinde oynanan Newcastle United-Sunderland maçına aitti. Tribünler tıklım tıklımdı. Bu fotoğrafın tercih edilmesinin nedeni, birbirine 15-20 dakika uzaklıktaki iki şehir arasındaki bölgesel rekabetti. Newcastle United ve Sunderland taraftarları, yaklaşık 130 yıldır birbirlerini hiç sevmiyorlar. Bu bilgi, birazdan yine lazım olacak!
Evet, kapının üzerindeki o fotoğrafı daha da anlamlı hale getiren ise Emre Belözoğlu. 2005-2008 yılları arasında Newcastle United forması giyen Emre Belözoğlu, 3-2 biten o maçta durum 2-2 iken 63. dakikada sahneye çıkmış ve frikikten attığı harika golle galibiyeti getirmişti. Top ağlarla buluşur buluşmaz Emre çoktan Graeme Souness’a koşmaya başlamış ve kucağına atlayarak sevincini hocasıyla paylaşmıştı. Yıllar geçse de Newcastle United taraftarları Emre’nin bu golünü hâlâ dün gibi hatırlıyor. Çünkü, bir Newcastle United-Sunderland maçında gol atmak, belki de bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde gol atmaktan daha değerli. Hele galibiyeti getiren bir golse… Bizi gezdiren görevliye Emre’nin o golünden bahsettiğimde, “Hatırlamaz olur muyum? Hiç unutmuyorum ki!” dedi.
St James Park, Newcastle United
Stadyumun altında birçok oda, toplantı salonu ve etkinlik alanları bulunuyor. Futbolcuların da odaları yer alıyor stadyumda. Odalar beş yıldızlı otellerden daha konforlu. İstedikleri zaman bu odaları kullanıyorlar. Görevli, bunlardan bahsederken ilginç bir not ekledi. Daha sonra Rizespor’a transfer olan Jonjo Shelvey, Newcastle United’da oynarken; odasına isminin yazılmasını istemeyen tek futbolcuymuş. Shelvey, kullandığı 620 numaralı odaya köpeğinin ismini yazdırmış.
Saint James Park’ın sol kale arkasındaki tribünen en güzel yeri, rakip taraftarlara ayrılıyor.
Daha sonra locaların olduğu bölüme geçtik. Futbulcuların ailelerinin maçları izlediği lüks locaları dolaştık. Bu bölümde görevli bize ilginç bir bilgi daha verdi. Normalde birçok maçta deplasman taraftarlarına stadın en kötü yeri verilir. Saint James Park’ta ise tam tersi. Deplasman taraftarları, maçları en manzaralı yerden izliyor. Bunun sebebi ise Sunderland. Biraz önce belirttiğim gibi, Newcastle ve Sunderland birbirlerine çok yakın iki şehir. Güzel havalarda Saint James’ Park’ın o noktasından Sunderland’ın stadyumu net olarak gözüküyor. Hiçbir Newcastle United taraftarı Sunderland’in stadını görmek istemeyeceği için, o tribün deplasman takımlarına tahsis ediliyor.
Newcastle United taraftarları, Sunderland’in stadı Stadium of Light’ı görmek istemiyor.
Sir Bobby Robson ve eşine ait bu iki koltuğa kimse oturmuyor.
Bir başka ilginç bilgi de Sir Bobby Robson ile ilgili. İngiltere’nin Türkiye’yi iki kez 8-0, bir kez 5-0 mağlup ettiği yıllarda İngiliz Milli Takımı’nı Robson çalıştırıyordu. Jose Mourinho’yu yetiştiren hoca olarak da bilinen Bobby Robson, Newcastle United’da teknik direktörlük ve onursal başkanlık yapmıştı. 2009’da hayatını kaybeden Robson ve eşine ayrılan iki koltuk halen muhafaza ediliyor. Üzerinde Bobby Robson yazan iki koltuğa maçlarda kimse oturmuyor.
Tribünleri ve locaları gezdikten sonra soyunma odalarına indik. İlk önce deplasman takımlarının soyunma odasına girdik. Bizi gezdiren görevli, burada çok keyifliydi ve anlatımlarını çoğu kez gülerek yapıyordu. Deplasman takımlarına ayrılan soyunma odası küçük ve basık. Daha önce daha da küçükmüş ama Premier Lig kuralları gereği biraz genişletmek zorunda kalmışlar. Soyunma odasında basit oturaklar ve ekranı çok küçük olan bir televizyon var. Takımlar bu odaya girdiklerinde klimalardan sıcak hava üfleniyormuş daha da sıkıntı yaşasınlar diye.
Buradan Newcastle United’ın soyunma odasına geçtiğimizde ise uzay üssüne gelmişiz hissine kapılıyoruz. Yüksek tavanlar, büyük ekranlı televizyonlar, geniş tuvalet ve lavabolar, konforlu koltuklar, ortamı aydınlatan led ampüller… Burada herkes fotoğraf çekiniyor.
Newcastle United’ın maçlarını oynadığı St. James’ Park. (© Mark Cosgrove/News Images via ZUMA Press Wire – Depo Photos)
Daha sonra Newcastle United’lı futbolcular sahaya çıkıyormuş gibi biz de o meşhur müzik eşliğinde sırayla sahaya çıkıyoruz. Herkes kendini bir anda futbolcu zannediyor! Yedek kulübelerini yakından görmek, çimlere basmak, futbol tutkunu bir insana gerçekten ayrı bir mutluluk veriyor.
Saha kenarında görevliden bir ilginç bilgi daha öğreniyoruz. Newcastle United yedek kulübesindeki koltukların tamamı alttan ısıtmalıymış. Futbolcular konforlu bir şekilde oyuna girmeyi beklerken; rakip takımın kulübesinde ise ısıtma ve konfor diye bir şey yok. Soğuk havalarda rakip takımın yedek oyuncuları ve teknik heyeti, epey üşüyormuş.
Bu bilgileri de öğrendikten sonra basın toplantısı salonuna geçiyoruz. Burada herkes kendini bir futbolcu ya da teknik direktör yerine koyuyor. Sırayla herkes toplantı platformuna geçip pozunu veriyor. Ben de eşimle birlikte gazetecilerin(!) karşısına geçip maçla ilgili değerlendirmemi yapıyorum: “Çok zor bir maçtı ancak kazanmasını bildik. En büyük pay, oyuncum Vesile Kola’ya ait. Onun sayesinde maçı kazandık diyebilirim. Sizin huzurunuzda ona teşekkür ediyorum.”
St. James Park turuyla ilgili videoyu bu linkten izleyebilirsiniz.