Fenerbahçe ‘kaossuz’ düşünülemez: Biraz daha açalım…

Fenerbahçe öyle bir kulüp ki, orada suların durulması işlerin yolunda gitmesi bu ülkede kimsenin, özellikle de spor medyasının zinhar işine gelmez, gelmiyor. Çünkü Fenerbahçe hep kaotik yanıyla para ediyor, ilgi topluyor.

Hafta sonu bol Fenerbahçeli bir gündem var Türkiye’de. Aynı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da takıma kimin başkan olacağı konuşuluyor, tartışılıyor ve yine geçen yılki gibi iki aday var. Başkan Ali Koç, geçen Haziran’da önceki Başkan Aziz Yıldırım ile yarışmıştı, bu sefer rakibi Sadettin Saran.

Aslında Fenerbahçe tüzüğüne göre seçimli genel kurulların üç yılda bir yapılması gerekiyor. Ancak şampiyonluk gelmeden geçen 8 yılın sonunda taraftarın sabrı taştı ve Ali Koç daha iki yılı olmasına rağmen kongre kararı almak zorunda kaldı. Ali Koç, kendince uyanıklık yaparak kongreyi normal zamanı olan Haziran ayı değil de Eylül ayına aldı. Neden uyanıklık dedim zira artık transfer sezonu kapandı, takım şekillendi, yeni hoca da belirlendi. Bu saatten sonra yeni seçilecek başkan ve yönetim ne yapabilir ki! Ali Koç muhtemel yeni yönetime hiç alan bırakmadı. Böylelikle kongre üyelerinin, ‘bari istikrar bozulmasın, en azından Ali Koç hem para veriyor hem de iyi bir takım kurdu’ düşüncesiyle kendisine oy vermelerini umuyor.

Muhtemelen de öyle olacak. Zaten Sadettin Saran’ın başında hala Tuttur şirketi meselesi var. Şirket hisselerini devredip devretmediği net değil. Bahis şirketi sahibi biri de TFF yönetmeliğine göre bir kulübe başkan olamaz. Bu açıdan seçilirse takım yeni bir kaosun içine düşecek.

Diğer yandan mevcut kongre üyelerinin de en az üçte ikisi Ali Koç döneminde kongre üyesi oldu. Kısacası Sadettin Saran’ın Ali Koç’u devirmesi zor görünüyor. Hatta onun için ‘taktik aday’, ‘Ali Koç’un adamı ama taraftarın gazını almak için aday yapıldı’ diyen spor yorumcuları da var. Yine de bu işler belli olmaz elbette. Seçimli kongreler her zaman sürprizlere gebedir.

Ben bu yazıyı kongre sonucundan bağımsız yazıyorum. Fenerbahçe’nin bir spor ve futbol kulübünden çok daha fazlası olduğunu anlatmak asıl derdim.

Fenerbahçe öyle bir kulüp ki, orada suların durulması işlerin yolunda gitmesi bu ülkede kimsenin, özellikle de spor medyasının zinhar işine gelmez, gelmiyor. Çünkü Fenerbahçe hep kaotik yanıyla para ediyor, ilgi topluyor.

Biraz daha açalım…

Fenerbahçe Türkiye’de sadece spor medyasının değil, bütün medyanın en ciddi malzemelerinden. Fenerbahçe’de olay varsa medya mutlu olur. Çünkü bu olayların çok alıcısı var. Kongreleri Türkiye gündemini bu kadar meşgul eden başka kulüp var mı?

Geçen yılki kongre öncesi iki aday Aziz Yıldırım ve Ali Koç, bir TV kanalında ekrana çıkmıştı ve bu program uzak ara o gecenin en fazla izlenen program olmuştu. Günlerce ikilinin atışmaları konuşuldu, haber yapıldı. Mimikleri jestleri bile yorumlandı. Oradan anlamlar çıkarıldı. Bir spor kulübünün iki başkan adayının polemikleri ne kadar ilginç olabilir ki? Konu Fenerbahçe’yse oluyor işte.

Geçen yılki kongrenin diğer yıldızı Teknik Direktör Mourinho’ydu. Önce Aziz Yıldırım onun ismini ortaya atmış, Ali Koç ise gidip anlaşmıştı ve böylelikle kongreyi de kazanmıştı. Ünlü hocanın ömrü diğer kongreye yetmedi.

Mesela Fenerbahçe’nin en büyük rakibi Galatasaray’ı ele alalım. Fenerbahçe’de sadece iki başkanın görev yaptığı son çeyrek asırda, GS’de kaç başkan geldi geçti sayamayız. Çoğunun adını bile hatırlamaz taraftarlar. Zira GS’de yönetim ibra edilmezse, yönetim düşer ve başkan sessizce ayrılır görevden. Bunun örneği çoktur. Oysa böyle bir durum FB kültüründe asla yok. Yönetim ibra etmemek kulüp onuruyla bağdaştırılmıyor ve bütün yönetimler ibra ediliyor. Nitekim bugün de kongrede Ali Koç yönetimi mali ve idari açıdan ibra edildi. Rakip adayı destekleyen delegeler bile ibra yönünde oy kullandı.

FB’ye başkan olan bu koltuktan kalkmak istemiyor. Zira o kadar etkili bir makam ki, ülkenin en tanınan kişisi haline getiriyor sizi. Başkan olmadan önce Ali Şen, Aziz Yıldırım kimsenin bilmediği kendi halinde iş adamlarıydı. Sonra ülkeni en tanınmış isimleri oldular. Ali Koç’un durumu tabi daha farklı. Sonuçta ülkenin en büyük holdinginin ikinci adamı, veliahdı ve Türkiye’nin en zengin isimlerinden. Cebinden kulübe maddi destek sağlayacak kadar da Fenerbahçeliliği tartışılmaz bir isim. Ancak bundan 8 yıl önce, 2017’de, biri çıkıp dese, “Ali Koç 8 yıl FB’yi şampiyon yapamayacak ama yine de koltuğunda oturacak” ona gülüp geçerdik. Zira FB gibi bir kulüp için 8 yıl şampiyon olmamak demek, başkan ve yönetiminin taraftarın hedefi olması anlamına gelir. Nitekim öyle de oldu. Ali Koç yıllardır tribünlerden küfür yiyor ama koltuğu bırakamıyor. Anlaşılan, bu durumdan rahatsız olduğu bilinen aile büyüklerinin bile ona sözü geçmiyor.

Ali Koç’un bu ısrarını ‘operasyon’ korkusuna bağlayan yorumlar da yapıldı. Hükümetin Koç’a operasyon yapmak istediği ama FB camiasını karşısına almamak için başkanlıktan ayrılmasını beklediği yorumları da seslendiriliyor. Ali Bey’in ısrarını buna bağlayanlar da var. Yoksa Koç Grubu gibi, her kulüpten, her taraftar grubundan müşterisi olan, ürünlerini herkese satmak isteyen bir holding, neden tek bir takımla bu kadar özdeşleşsin ve neden diğerlerini karşısına alsın! Her ne kadar spekülasyon gibi dursa da bu yorumların da mantıki bir temeli var.

Öyle veya böyle FB bir olağanüstü kongre daha geçirecek. Eğer Ali Bey devam eder ve sezon sonu takım şampiyon olursa ne ala. Eğer olamazsa, ki şimdiden GS’nin 4 puan gerisine düştü, 2026 haziranında yine FB olağanüstü kongresi kaçınılmaz demektir. Muhtemelen bu kez Aziz Yıldırım gelir ve başkanlığı alır. Zira Ali Koç artık taraftarın sinir uçlarıyla oynamaya başladı. Bu sezon şansını muhtemelen son kez deneyecek!

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER