ZÜBÜK

KENDİ çıkarları için her yolu mubah sayan kişi, sözünde durmayan, üçkâğıtçı, egoist, düzenbaz, ahlaksız, kalleş, namussuz, palavracı, dönek.

TDK ve diğer muteber sözlüklerde kayıtlı olmayan bu sözcüğü Aziz Nesin, ya halk dilinde kullanılırken işitmiş ya da kendisi uydurmuş olabilir. Sözcük Fakir Baykurt gibi bazı romancılar ve bazı karikatüristler tarafından da kullanılmıştır.

Zübük Romanı – Aziz Nesin
İkinci adı ‘Kağnı Gölgesindeki İt’ olan Aziz Nesin’in romanı (1961). Bir kasabada çevresinin saflığından yararlanarak belediye başkanlığına, ardından milletvekilliğine yükselen açıkgöz Zübükzade İbrahim Bey’in serüvenlerinin anlatıldığı roman gülmece türünün başarılı örneklerindendir.

Yazar, romanına bir atasözüyle başlıyor: “İt, kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgem sanırmış.” Romanın kahramanı Zübükzâde İbraam Bey de, çevresinin saflığı sayesinde sâyeban olan, dolandırıcılıkları yanı sıra, belediye başkanlığına, milletvekilliğine kadar yükselen, kırk yaşlarında bir açıkgözdür.

Olay Türkiye-İran transit yolu üzerinde bir Doğu ilçesinde geçer. Eserin ilk sayfalarında ebe Hayriye Hanım’ı Alucanlı Sabri Ağa’yı, terzi Cemali, kalaycı Kör Nuri’yi işlerini yapacağı vaadiyle türlü yollardan dolandırmış olan Zübük sözde ilçeye gelecek devlet adamlarını evinde ağırlamaya hazırlanmaktadır. Gerçekten iki otomobil gelirse de içindekiler, Zübük’ün kadınlı-erkekli âlem yapmaya gelen tanıdıklarıdır. Başgedikli İhsan Efendi’nin yanlış yorumu yüzünden bu iş de örtbas edilir.

Zübük rakiplerini ustalıkla atlatarak önce belediye başkanı, sonra da milletvekili olur; ilçeye baraj ve köprü yaptırması için Ankara’ya gönderilen heyeti de dolandırır, neden sonra ilçeye döner, foyası Ankara’da meydana çıktığı için milletvekilliğine aday gösterilmez bir daha. Ortalarda kalırsa da, zamanla ilçenin gene gözdesi olur: İlçeyi ile çevirteceği vaadiyle eski kandırmalarına tekrar başlamıştır.

Yazarın en tanınmış mizahî romanlarından biri olan eserde Zübükzâde’nin portresi, dolandırılan, atlatılan, kendisini yakından bilen kişilerin ağzından bölüm bölüm anlatılarak bütünlüğe kavuşturulmaktadır.

Aynı adda bir de gülmece dergisi çıkaran (1962) Aziz Nesin’in çizdiği bu tipin sanı, takma ad olarak yaygınlaşmış, daha çok yılışık, pişkin kişiler için kullanılır olmuştur. Buysa yazarın başarısının bir kanıtıdır.

Kemal Sunal – Kartal Tibet
Ayrıca Zübük sinemaya uyarlanmış (1980); filmin yönetmenliğini Kartal Tibet, senaristliğini ise Atıf Yılmaz yapmıştır.

Filmin konusu şöyledir:

Milletvekili İbrahim Zübükzade (Kemal Sunal) mesleğinden ihraç edilmiş bir siyasetçidir. Sözünde durmayan, ahlaksız bir adamdır. Gazeteci Yaşar (Metin Serezli) gazetede yayınlamak istediği yazı dizisi için Zübükzade’nin yaşam öyküsünü öğrenmek ister. Gittiği köyü Gülören’de karşılaştığı köylüleri Zübükzade’yi nefretle anarlar. Yaşar’ın köylüden aldığı bilgiye göre Zübük iş hayatına bir dairede kâtip olarak başlamış, kısa sürede aldığı rüşvetlerle zengin olup çıkmıştır. Foyası ortaya çıkınca kovulan Zübük, Destek Partisi’ne girip yağcılıkla ocak başkanlığına yükselir. Girdiği her yere de rüşveti bulaştırır. Muhalefet partisinden olan Kadir Ağa’nın (Kadir Savun) kızı Yektane’yi (Nevra Serezli) evlenme vaadiyle kandırıp birlikte olur. Ama çetin ceviz Yektane, silah zoruyla Zübük’ü nikâh masasına oturtur. Uyanık Zübük, partili partisiz herkesi öylesine birbirine düşürür ki, sonunda halk onun belediye reisi olması için neredeyse yalvarır. Aklı sürekli şeytanlığa çalıştığı için kendisine kurulan komploları da birer ikişer savuşturan Zübük, kendini milletvekili seçtirir. Tüm bu anlatılanlara çok şaşıran kurt gazeteci Yaşar, Zübük’le yüz yüze konuşmaya gider. Zübük, tüm yüzsüzlüğü ile, köylüyü, kasabalıyı, giderek tüm halkı kötüleyip, kendisinin ne denli dürüst ve vatansever bir politikacı olduğunu öyle bir anlatır ki; Yaşar Zübük’e neredeyse acımaya başlar. Ama giderayak Zübük’ün kendisine de oynadığı bir oyun aklını başına getirir. Çirkin politikacıların elinde çaresiz kalan halkın her zaman haklı olduğunu anlar.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com