YUMUŞAK GÜÇ (soft power)

İLİŞKİSEL gücün gerek yaratılan etki gerekse etkinin yaratılmasında uygulanan davranışın bir niteliği bağlamında bütünsel bir yaklaşımı gerektiren güç türü.

Ekonomik, siyasi ya da eylemsel müdahale içermemesi bağlamında sert güçten ayrılır. Teori ilk olarak ortaya 1980’lerin sonunda Joseph Nye tarafından atılmıştır. Nye’nın 1990’da Dış Politika’da yazdığı bir makalenin ardından yaygın biçimde kullanıma girdi. Yumuşak güçte -kaba kuvvetin aksine- etkilenen tarafın rızası vardır. En çok kültürel bağlamda öne çıkan yumuşak güç, asimilasyon politikalarının da ilk ayağı olarak değerlendirilebilir. Gelişmiş ülkelerin yumuşak gücünde kalkınma yardımı kuruluşlarının önemli bir rolü vardır.

Yumuşak güç kavramı, Joseph S. Nye’ın kendi ifadesi ile ilk defa 1990 yılında yayımlanan “Liderliğe Zorunluluk: Amerikan Gücünün Değişen Doğası” adlı kitabında ve bu kitabından derlediği “Yumuşak Güç” adlı makalesinde ele alınmıştır.

Yumuşak gücü ve sert gücü, başkalarının davranışını etkileyerek amaca ulaşma becerisinin her iki kolunu oluşturması nedeniyle ilişkili gören Nye, ikisi arasındaki farkı; hem davranışın doğasından hem de kaynaklarının somutluğundan kaynaklandığını ifade etmektedir.

Yumuşak güç, çok kırılgan ve kolayca döndürülebilir bir zemindedir. 2015 yılına kadar internet ve sosyal medya ile birleştirilen yumuşak güç, durdurulamaz bir imaj sergilemesine karşılık, son yıllarda bir çok ülkede sansür uygulamaları görülmüştür. Dünyada bir çok ülkede tepki gören Facebook, Youtube, Twitter gibi internet devleri, içeriklerini sansürlemeleri noktasında büyük politik ve sosyal baskı altındadır.

Yumuşak Güç Unsurları Nedir?
Nye’ye göre, sert güç unsurlarını ölçmek füze, tank, asker sayısına bağlı olarak kolay ölçülebilir bir işlemdir. Yumuşak güç unsurları ise çetrefilli bir konudur. Nye, yumuşak güç unsurlarını üç ana başlıkta incelemektedir: Kültürel, ideolojik ve kurumsal. Nye’ye göre, yumuşak güç unsurları, bir milletin dünyayı şekillendirmesine yardımcı olan potansiyel unsurlar olarak görülmektedir. Yani, “Eğer bir devlet, kendi gücünü başkalarının gözünde meşru gösterebilirse, isteklerine karşı daha az dirençle karşılaşır.” ve “Eğer bir ülkenin kültürü ve ideolojisi çekici olursa, diğerleri isteklerini yaptırırken karşı taraf daha fazla istekli olur.” Bu bağlamda ABD’nin yumuşak gücünün temeli; liberal demokratik politika, serbest piyasa ekonomisi ve özünde liberalizm olmak üzere insan hakları gibi temel unsurlardan oluşmaktadır. Bu doğrultuda, altı ana başlıkta incelenebilecek bir yumuşak güç anlayışı, yumuşak gücün analizi için kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır:

1. Ülkenin dijital altyapısı ve dijital diplomasideki yetenekleri.

2. Milletin, hem kültürel hem de yüksek nitelikli kültürel çıktılarına küresel erişim ve çekicilik boyutu.

3. Ülkenin ekonomik modelinin çekiciliği, işçi ve işletme dostu olması ve yenilikçilik kapasitesi.

4. Ülkedeki insan sermayesinin seviyesi, öğrencilere burs desteği ve uluslararası eğitim görmek isteyen öğrenciler için çekiciliği.

5. Ülkenin diplomatik ağının gücü ve küresel katılım ve kalkınmaya katkısı.

6. Özgürlük, insan hakları ve demokrasiye bağlılık ve siyasi kurumların kalitesi.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com