DÜNYA Sağlık Örgütü ve Amerikan Psikiyatri Birliği son yayınlarında böyle bir bozukluğu farklı bir hastalık olarak sınıflandırmamaktadır. Bunu majör veya yineleyici bir çöküntü bozukluğu olarak ele aldığı söylenilmektedir. Bu bozuklukta genelde depresif belirtiler görülür, ancak nadir de olsa bipolar bozukluk görülebilir.
Kadınlarda daha sık ve 40–50 yaşlarda görülen yaşdönümü depresyonu, erkeklerde 50-60 yaşlarında ortaya çıkar. Semptomlar majör depresyonla aynıdır, fakat bunaltı nöbetleri ve uyku sorunları daha şiddetli seyreder. Psikosomatik yakınmalar ve intihar arzusu daha çok hastada görülür.
Kadınlar 40-50 yaşlarda menopoza girdikleri için üretkenlikleri biter, adet kanamaları kesilir ve ciddi hormonal değişim yaşarlar. Gerek kadınlar gerekse erkekler 40’lı yaşlardan sonra daha çok yalnız kalmaktadırlar; çünkü artık çocukları evlenip kendilerinde uzaklaşmış, kendileri de emekliye ayrılıp eve kapanmışlardır. Ayrıca bu dönemlerde bedensel hastalıklar artmaktadır.
Eşler, eskisi gibi birbirlerine katlanamamakta ve artık birbirlerinden bıkmışlardır. Bu da daha sık kavga etmelerine yol açmaktadır. Bütün bu nedenler yaşdönümü depresyonunu tetiklemektedir