YASAKLAR VE TARİHSEL GELİŞİMİ – İktidarın, Ahlakın ve Korkunun Kesiştiği Noktalar

Yasaklar sadece hukukî kurallar değil, aynı zamanda toplumların neye korku, neye kutsiyet, neye utanç yüklediğini gösteren kültürel göstergelerdir. İlkel tabulardan modern sansür yasalarına kadar, yasakların tarihi aynı zamanda insan özgürlüğünün tarihidir.


YASAK NEDİR?

Yasak, bir davranışın, eylemin ya da düşüncenin hukuk, din, gelenek, ahlak ya da toplumsal normlar tarafından sınırlandırılması veya tamamen engellenmesidir.

Bireylerin neyi yapabileceği veya yapamayacağına dair getirilen bu sınırlamalar, otorite ile özgürlük arasındaki gerilimli ilişkiyi gözler önüne serer.

Yasaklar, her zaman mutlak cezalandırma amacı gütmeyebilir; bazen yönlendirme, bazen caydırıcılık, bazense doğrudan kontrol aracı olarak işler.


TARİHSEL OLARAK YASAKLARIN EVRİMİ

1. İlkel Toplumlarda Tabular

Antropologlar, ilk yasaklamaların totemizm ve tabu inançlarıyla başladığını savunur.

Örneğin: Akraba evliliği yasağı, kutsal hayvana dokunmama yasağı vb.

Bu yasaklar, doğaüstü cezalarla korku üreterek toplumu düzenlerdi.

2. Teokratik ve Dinsel Yasaklar

Yahudilikte Kaşer kuralları, İslam’da haram kavramı, Hristiyanlıkta günah listeleri…

Bu yasaklar bireyin iç dünyasına yönelerek sadece davranışı değil niyeti de düzenlemeyi hedefledi.

Ahlaki yasaklar zamanla politik güce entegre oldu.

3. Krallıklar ve Mutlak Monarşilerde

Baskıcı sansür, kitap yasakları, söz söyleme sınırları sıkı şekilde uygulanırdı.

Egemenlik, sadece fiziksel değil, düşünsel alanda da mutlak kontrol peşindeydi.

4. Modern Dönemde Yasaklar ve Hukuk Devleti

Liberal devletler özgürlüğü öncelerken, yine de yasal çerçevede bazı yasaklar uygular: şiddet, nefret söylemi, istismar vb.

Toplumun refahı için getirilen sınırlamalar ile birey özgürlüğü arasında sürekli bir denge arayışı vardır.


YASAKLARIN TÜR VE AMAÇLARI

1. Hukukî Yasaklar: Anayasa, ceza yasası veya uluslararası hukuk tarafından belirlenir.

2. Dinsel Yasaklar: İlahi buyruklara dayanır; dünyevî değil, uhrevî yaptırımları esas alır.

3. Ahlakî Yasaklar: Toplum vicdanının kolektif yansımalarıdır.

4. Sosyokültürel Yasaklar: Töre, gelenek, görgü kurallarına dayanır; bazen yazılı bile değildir.

5. Sansür ve İfade Yasakları: Medya, edebiyat, sanat ve politik alanda düşünceyi hedef alır.


TABU İLE YASAĞIN FARKI

Tabu, çoğunlukla geleneksel, dinsel ya da kültürel temellere dayanan, bazen açıklanamayan, bazense mistik korkularla içselleştirilen bir davranış yasağıdır. Yazılı olmayan, ancak güçlü biçimde hissedilen ve toplum tarafından dışlayıcı sonuçlar doğuran bir normdur.

Yasak ise daha çok hukukî ya da resmi otorite tarafından konulan, genellikle yazılı ve yaptırımı belirlenmiş sınırlandırmaları ifade eder.

Özellik Tabu Yasak
Kökeni Gelenek, din, kültür Devlet, yasa koyucu
Biçimi Yazısız, sezgisel Yazılı, tanımlı
Yaptırımı Toplumsal dışlama, ahlaki baskı Hukukî ceza, yaptırım
Sürekliliği Değişime dirençli Döneme ve rejime göre değişken
Alanı Kutsallık, mahremiyet, töre Davranış, ifade, mülkiyet vb.

DÜNYA SİYASETİNDE ETKİN OLMUŞ POLİTİK SANSÜR/YASAK ÖRNEKLERİ

1. Nazi Almanyası (1933–1945):

Yahudi yazarların eserleri yasaklandı, kitap yakma törenleri yapıldı.

Medya tamamen propaganda aracına dönüştürüldü.

2. Sovyetler Birliği (1922–1991):

Sansür kurulu (Glavlit) yayınları denetledi.

Gulag sistemiyle muhalif düşünce suç sayıldı.

3. İran İslam Cumhuriyeti:

Film, müzik ve edebiyat yoğun şekilde denetlenir.

Kadın sanatçıların görünürlüğü büyük ölçüde sınırlandırılmıştır.

4. Kuzey Kore:

İnternet erişimi yok denecek kadar sınırlıdır.

Yabancı yayınlar, kitaplar ve müzik tamamen yasaktır.

5. Çin (Günümüz):

“Büyük Güvenlik Duvarı” ile dijital sansür uygulanır.

Tiananmen Olayları, Tibet ve Uygur meselesi hakkında içerikler tamamen filtrelenir.


YASALARIN SINIRLARI

Yasalar, bireylerin özgürlük alanlarını çizmeye çalışırken, devlet gücünün sınırlarını da belirlemek zorundadır.
Demokratik sistemlerde bu sınırlar:

Anayasal haklar ile güvence altına alınır.

Güçler ayrılığı (yasama–yürütme–yargı) ile denetlenir.

Hukukun üstünlüğü ilkesiyle yönlendirilir.

Ancak otoriter rejimlerde yasalar, meşruiyet değil kontrol aracı olarak kullanılır. Bu durumda yasaların sınırları, özgürlüğün değil, iktidarın lehine esnetilir.


ÖZGÜRLÜK MÜ, GÜVENLİK Mİ?

Bu soru, modern demokrasilerin en kadim ve en tartışmalı ikilemidir.

Terörle mücadele, pandemi yönetimi, bilgi güvenliği gibi olağanüstü hâllerde bu denge daha da karmaşık hâle gelir.

Özgürlük odaklı sistemlerde, riskler göze alınsa bile temel haklardan taviz verilmez.

Güvenlik odaklı sistemlerde ise bireysel haklar kolayca sınırlanabilir.

🔎 11 Eylül 2001 sonrası ABD’de çıkarılan Patriot Act, bu tartışmanın somut örneklerinden biridir: güvenlik için gözetim artırılmış, ifade özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği ikinci plana itilmiştir.


GÜNÜMÜZDE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI

Her ne kadar birçok ülke ifade özgürlüğünü anayasa ile güvence altına almış olsa da, bu özgürlük mutlak değildir.
Aşağıdaki konular genellikle sınır kabul edilir:

1. Nefret söylemi: Irk, din, cinsiyet temelli düşmanlık yaratmak.

2. Şiddet çağrısı: Terör örgütü propagandası, doğrudan tehdit.

3. Yalan haber ve dezenformasyon: Özellikle seçim dönemlerinde toplumsal algıyı yönlendirme.

4. Devlet sırları ve ulusal güvenlik: Casusluk, gizli belge yayını.

Dijital çağda bu sınırlar daha da muğlâk hâle gelmiştir. Sosyal medya platformlarının algoritmalarla ifade denetimi yapması, yeni bir sansür tartışması başlatmıştır.


POPÜLER KÜLTÜRDE YASAKLAR

Kitap Dünyasında

Fahrenheit 451 – Ray Bradbury: Kitapların yasaklandığı bir distopya

1984 – George Orwell: Düşünce suçları ve devlet gözetimi

Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley: Özgürlüğün “istenmeyen” hâle gelmesi

Sinemada ve Dizilerde

The Handmaid’s Tale: Kadınların bedeni ve düşüncesi üzerindeki yasaklar

Equilibrium: Duyguların bile yasaklandığı bir toplum

Dead Poets Society: Geleneksel eğitimdeki sessiz yasaklar ve düşünsel baskı

Oyunlarda

Papers, Please: Totaliter rejimlerde vatandaş kontrolü

We Happy Few: Zorunlu mutluluk yasağı üzerinden eleştirel bir anlatı

Müzikte

Protest müzik ve sansür (Victor Jara, Ahmet Kaya, Pussy Riot)

Yasaklı şarkılar ve alternatif müzik kanalları

Tiyatrolarda

Yasaklar – Zeki Alasya – Metin Akpınar (Yazan: Kandemir Konduk)


GENEL DEĞERLENDİRME

Yasaklar, sadece “ne yapılmamalı” sorusunun cevabı değildir.

Bir toplumun neye değer verdiğini, neyi tehdit olarak gördüğünü ve neyi gizlemek istediğini ortaya koyar.

Zamanla bazı yasaklar anlamsızlaşır, bazıları yerini yenilerine bırakır.

Ancak tarih boyunca yasaklar, hep iktidarın, ahlakın ve korkunun ortak üretimi olarak var olmuştur.


VELEV’DEN İLGİLİ MADDELER

Bu madde ilginizi çektiyse aşağıdaki maddelere de göz atabilirsiniz:

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com